Keyifli okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
instagram:arife.byndr
Aklımı kaybetmiştim. Düşünme yetimi kaybetmiştim. Gözlerim dolu dolu kalabalığa bakıyordum. Kalbim heyecanla çarpıyordu. Onu aradığımı fark ettim. Buradaydı. Ellerim titriyordu. Ense tüylerimin havalandığını hissettim. Mert'in çoğunlukla yeşile bakan gözleri göz hizama girdi. Bakışlarında bir tuhaflık vardı. Korku? Yok oluş? Endişe? Çırpınış? Sayamadığım birçok hisler belirmişti. İlke defa bu kadar çıplak ve saydam bakıyordu gözleri. Ellerini yanaklarıma koydu "Lütfen!" diyerek yalvarırcasına konuştu. Yüreğim parçalandı. Parçalandığını hissettim. Bakışlarım tekrar kalabalığa kaydığında "Bana bak!" diyerek emir verdi. Emir vermekten çok rica da bulunmuş gibiydi. Gözlerim onun gözlerine baktı. Korkuyordu. Beni kaybetmekten delicesine korkuyordu. Göz kapakları yeşil gözlerini kapatırken "Sadece bana bak!" diyerek acı çekercesine konuştu.
"KIZILCAM!" diyerek tekrar o gür sesini duydum.
"Bu kadar ödlek olma! Benim olanı almaya geldim" diyerek bağırdı Oğuzhan. Onun filan değildim! Mert'le evliydik. Galiba bunu bilmiyordu.
Mert yutkundu. Gözlerini açtı sıcak bakışlarımı ona çevirdim. Yanaklarımda ki ellerinin üstüne ellerimi koyarak "Seni seviyorum" dedim tebessüm ederek. Gözlerinde ki bütün o endişeli saçma sapan hislerin dağıldığını gözlerimle görmüştüm. Yutkundu "Seni çok güzel seveceğim" Dudaklarımın arasından giren nefesini hapsettim ciğerlerime. Alnını alnıma dayadı. Ellerimi beline sardığımda, elime değen soğuk metalle irkildim. Bu silahtı. Aklıma gelen sinsi fikirle, dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Kaybetmenin korkusuyla beni yiyip bitirmek ister gibi dudakları dudaklarımı yalayıp, yutuyordu.
"KIZILCAM! Seni bekliyorum" diye bağırdı tekrar Oğuzhan. Mert'in belinde ki silahı hızla çektiğimde şaşkınlıkla ne yapacağını bilememişti. Bileğimi son anda yakalamıştı ve dudaklarımız birbiri üstündeydi.
"Bırak" diyerek soludu.
"Hayır" diyerek soludum dudaklarına. Bileğimi sıktı. Muhtemelen moraracaktı fakat umursamadan elimi çekiştirerek "Birinin canını yakmayalım" diyerek konuştum ve dişlerim arasına alt dudağını geçirdim. Acıyla inlerken "Sikeyim" diyerek hızla elini bileğimden çektiğinde, seri adımlarla kalabalığa doğru koşturdum.
"Berrak" diye bağırdı arkamdan hızlıca başımı arkaya çevirip tekrar önüme döndüm. Eli dudağında arkamdan koşturarak geliyordu. Kanadığını buradan görebiliyordum. Kalabalık şaşkınca bize bakıyordu. Aralarından geçip, öne çıktığımda onu gördüm. Yüreğim hızla çarptı. Ayaklarım geriye gidecek gibi oldu fakat onlara itaat etmedim. Kara gözleri ve serseri haliyle aynıydı. Onu görmek o geceyi aklıma düşürmüştü. Yüzünde ki ifade değişti. Elimde ki silahı ona doğrulttum. Gülümsedi. Bir zamanlar bu gülümsemeye kalbim eriyordu fakat şuan sadece tiksiniyordum. Gülümsemesi yavaşça silindi. Mert yanımda belirdiğinde "Berrak" diyerek fısıldadı kulağıma. Nefesi boynumu okşarken, gözlerimi kapattım ve hızla tekrar açtım.
"Oğuzhan?" diyerek konuştum.
"Alma şu piçin adını ağzına!" diyerek sert sesiyle fısıldadı Mert kulağıma tekrar. Nefesi boynuma çarpmıştı. Gözlerimi kapatmadım fakat kısarak, Mert'in üstümde ki etkisini önemsememeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Çok Güzel Seveceğim
Teen Fiction"Onu kıskanıyorsun" diye eğlenir bir ses tonuyla konuşmuştu. "Çokta değil" diyerek hızla yanıtladım onu. "Ama kıskanıyorsun" dediğinde "Belki biraz" dedim sinirle. "Sonuçta kıskanıyorsun" dediğinde tekrar "Mert lütfen" diyerek sinirle soludum.