19.BÖLÜM

23.3K 440 45
                                    

Keyifli okumalar...



Gördüğüm manzara kendimi kaybetmeme sebep oldu. Ellerim titriyor, aklım almıyordu. Ayaklarım altında ki cam kırıklarının sesleri kalbime batıyor, öfkemi alevlendiriyordu. Büyük camlar kırılmıştı. Masalar ve sandalyeler dağıtılmıştı. Kafeye girmeye korkuyordum. İçeride Murat, Ayşe, Gönül abla ve Mehmet abi bir masanın etrafında oturmuştu. Bir şeyler konuşuyordular. Elime dokunan elle irkildim. Sıcak parmakları parmaklarım arasından geçerken, güç verircesine sıktı. Gözlerim dolmuştu. Elimi tutmasıyla birkaç damla yaş kirpiklerim arasından firar etti. Göğüs kafesim öfkeyle inip kalktı. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirdiler? Kim yapmıştı? Murat beni görünce ayağa kalktı. Dudağı patlamıştı ve gözü morarmıştı. Ciğerlerime bir hava çekip, kafeye girdim. Etrafta bakışlarımı dolaştırmadan, direkt onların yanına gittim.

"Berrak abla?" susması için elimi havaya kaldırdım. Murat aralanan dudaklarını mıhladı.

"Siz iyi misiniz?" diyerek titrek bir sesle konuştum. Gönül ablaya kaydı bakışlarım. Sıcak bir gülümseme bahşetti lakin tepki verecek durumda değildim.

"İyiyiz kızım" deyip ayağa kalktı "Sen iyi misin asıl?" dediğinde başımı olumlu şekilde salladım "İyi misin Murat?" deyip gözlerimi ona çevirdim. Morarmış gözüne dokunurken "Sıkıntı yok abla, iyiyim ben" dedi tok sesiyle.

"Kim yaptı bunu?" diyerek bakışlarımı hepsinin üstünde gezdirdim.

"Bilmiyoruz abla" diye korktuğunu ses tonuna yansıtarak konuştu Ayşe. Bakışlarım tekrar Murat'a döndü "Valla abla, kafeyi kapatıyorduk. Müşteriler gitti. O sırada takım elbiseli adamlar girdi içeriye. Ben kapalıyız filan dedim biri yumruk attı gözüme geldi. Ardından karşılık verince ben bu defa dudağıma geldi. Zaten kimseye bir şey olmasın diye herkesi mutfağa götürdüm. Gittiklerinde çıktık dışarıya her yer böyleydi. Polisi arayacaktım fakat seni bildiğim için direkt seni aradım." Sustu. Yaptığı davranışa kızacağımı düşünüyordu. Boşta ki elimle omuzunu sıvazlayarak "İyi yapmışsın." Deyip bir nefes verdim Bakışlarım her birinin üstünde gezindi. "Kameralar?" diye konuştu Mert sert sesiyle. "Çalışıyorlar, görüntüleri izlersiniz." Deyip derin bir nefes aldı. Murat başka bir şey söyleyecekti.

"Söyle Murat" diye sert sesimle konuştum.

"Dediler ki eğer istediklerini onlara vermezsen buradan başlayıp, en sevdiklerini tek tek yok edecekmişler." Murat'ın korkulu gözlerini gördüm. Onlar topraklarıma bir öfke tohumu ekmişti ve içimde git gide büyüdüğünü fark ettim. "Hadi gidin artık evlerinize. Ben durama göre arayacağım sizi" dediğimde Murat başını olumlu şekilde salladı. Herkes gittiğinde, az önce Murat'ın oturduğu sandalyeyi öfkeyle savurdum.

Mert anında kemikli ellerini iki koluma birden kelepçe gibi sardığında "Dokunma bana!" diyerek öfkeyle bağırdım. Ellerini kollarımdan kurtarmaya çalıştım. Beceremedim çünkü ben güçsüzdüm. Bunu gördükleri için buraya gelmiştiler ve benim karşılık vermeyeceğimi düşünmüştüler. En başından beri öfkeme hâkim oldum. Fakat bu çizgiyi aşan son noktaydı. Yanlış adım atmıştım. Sınırlarımı her defasında aşan o sürtük Derin karşılık vermeyip, bir köşeye geçeceğimi düşünüyordu.

"Kameralara bakalım" diye konuş Mert sert sesiyle. Öfkeyle yanan gözlerimi onun karanlık ormanlarına çevirdim. Yüreğimde ki yangın onun ormanlarını yakıp kavuracak şekilde bakışlarına karşılık verdi. Ormanları yandı. Yanıp kül oldu. Geride tek bir yaprağın kalmadığını gördüm "Onlara göre oynayacağız?" diye sorar gibi konuştu.

Seni Çok Güzel SeveceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin