27.BÖLÜM

12.3K 468 99
                                    

Selammmm...

Arkadaşlar öncellikle burayı okuyun..

LÜTFEN!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Bildiğiniz üzere ülkemizde korona vakaları artıyor. hepimiz bilinçli insanlarız. Evde kalın. Kitap okuyun, müzik dinleyin, film izleyin lakin mümkün olduğunca dışarıya çıkmayın. Her şeyden önce sağlık. Can sıkıntısı nefes alamamaktan iyidir. Umarım dışarıya çıkmıyorsunuzdur. Bu virüs her ne kadar bizler için kötü olsa da benim yararıma oldu. Fabrika süresiz tatile girdi. Ne zaman döneceğimiz belli değil. Elimden geldiğince kısa da olsa her gün bölüm atmaya çalışacağım. Kendinize dikkat edin. Allah'a emanet olun.

instagram: arife.byndr

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sanırım bu Berrak ve MErt'in şarkısı artık. Tıpa tıp onları anlatıyor her bir söz.)

Tıbbi koku midemi alt üst etse de, dayanabiliyordum. Ali'nin söylediğine göre, ameliyata gireli yarım saat olmuştu. Sıkıntıyla iç çekip, başımı Mert'e çevirdim. Gözleri, gözlerime tırmandığında tebessüm etti. Gülümsemeye çalıştım, lakin beceremedim "Ona bir şey olmayacak dimi?" diye konuştuğumda, kolunu omuzuma atıp, beni kendine çekti.

"Hiçbir şey olmayacak o pezevenke" dediğinde kaşlarımı çattım. Endişeli olduğunun farkındaydım. Endişesini bana yansıtmamaya çalışıyordu. Parmaklarımla oynarken "Esra'ya haber vermem gerek." Dedim sessizce. Kolunu omuzumdan çekip, bana anlamayan gözlerle baktı "Esra, Oğuzhan'a aşık." Dedim fısıltıyla. Kaşları alayla yukarıya kalktı. Şaşırmıştı. İlk duyduğumda bende onun kadar şaşırmıştım.

"Kızlar hastaneye gelmek istiyorlar. İdil abla, Burak abinin yanına gitmiş." Ali'nin konuşmasıyla bütün dikkatimiz ona kaydı.

"Esra'yı da yanlarına alsınlar." Dedim hızlıca. Ali, olumlu şekilde başını sallayıp, elinde ki telefonu tekrar kulağına dayadı ve konuşmaya başladı.

"Berrak, bunun doğru olacağını düşünmüyorum. Esra onu seviyor. Oğuzhan, Esra'yı sevmiyor." Dediğinde haklı olduğunun farkındaydım. Lakin çöpçatanlık yapmak istiyordum "Karışma işime." Deyip elimi itiraz edercesine havaya kaldırdım. Kaşlarını çatıp, ifadesiz gözlerini gözlerime dikti. Tekrar önüne döndüğünde "Dokuz ay boyunca böyle aksi mi olacaksın?" diye homurdandığında, duvardan sırtımı ayırıp, ona tip tip baktım "Hayırdır? Gözün mü korktu?" deyip ellerimi belime yerleştirdim. Başını bana çevirip, sert gözlerini gözlerime dikti. Sadece bir an, sert bakışları sarsılamam sebep olsa da, kendimi toparladım. Geri adım atacak halim yoktu.

Seni Çok Güzel SeveceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin