17.BÖLÜM

23.8K 523 54
                                    


Keyifli okumalar. Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın.





Eve geldiğimizde annemler evde birçok işi yapmıştılar. Meraklı bakışları bizim üstümüzdeydi. Kanepelerden birine oturup, başımı geriye attım. Annemin ve Songül Hanımın bana baktığını biliyordum. Mert duş almak için banyoya gitmişti. Muhtemelen yüzünde ki yaraları gördüklerinde kıyamet kopacaktı. Burnuma dolan yaprak sarma kokusuyla bütün duyularım açıldı ve kafamı kanepeden kaldırdım.

"Yaprak sarmamı o?" diyerek olduğum yerde doğruldum.

"Apar topar buradan çıkıyorsunuz. Eve geliyorsun ve dediğin tek laf yaprak sarmamı o oluyor? Kızım sen beni delirtecek misin?" diyerek soludu annem.

"Anne tamam. Biraz kafamı toparlaya bilir miyim? Kazan gibi" dediğim de ayağında ki terliği çıkartıp "Anlat çabuk" deyince hissiz bir gülüş dudaklarıma yapıştı. Terliğin bacağıma inme hızıyla kanepede ayaklarım üstüne dikeldim. Songül Hanım şaşkınca bize bakıyordu.

"Anne ya!" diye çemkirdiğimde annem elinde ki terliği tekrar havaya kaldırınca diğer tarafa atlayıp "Ne oldu sana ya?" diye tekrar çemkirdim.

"Döverim kız seni! Vallahi bak koskoca kadın demem döverim." Diyerek tısladı annem.

"Anlatacağım diyorum. Az biraz sakin olur musun?" diyerek yanda ki kanepeye atladım.

"Bütün gün meraktan öldük. Telefonları açmıyorsunuz!" diyerek bağırdı. Korkuyla ne yapacağımı bilemeden sağıma soluma bakınıyordum.

"Selma, biraz dinlensin anlatır. Anlatmayacağım demiyor ki Berrak." Diyerek Songül anne sakin sesiyle annemi sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Anlatmaz o babası kılıklı" diyerek annem elinde ki terliği fırlatınca çığlık atıp, koridor yönüne koştum.

"Anlatacağım vallahi" diyerek bağırdım. Oturma odasından çıkarken, annem ayağında ki diğer terliği de eline aldığında korkuyla gözlerim açıldı "MERTTT!" diye çığlık attığımda banyonun kapısına dayanmıştım. Annem ve Songül anne koridora çıktıklarında "Selma sakinleş lütfen" diyerek hala annemi sakinleştirmek için diller döküyordu Songül anne.

Banyonun kapısı açılınca hızla kafamı çevirdim. Mert beline doladığı havluyla endişeli gözleriyle bana bakıyordu. Ardından bakışları arkama kaydı.

"Anne?" diyerek kaşlarını çattı. Korkuyla Mert'in arkasına geçince annem elinde ki terliği indirip, bir eliyle gözlerini kapattı fakat arada parmaklarının arasından baktığını görüyordum. Songül annenin yüzü dehşete düştü.

"Oğlum" deyip hızla ona yaklaştı. Gözleri bir saniye olsun yüzünde ki yaralardan ayrılmamıştı. Parmakları Mert'in yüzüne dokunacakken, Mert bir adım geriledi. Bu Songül anneyi biraz kırmıştı. Mert'in sırtına çimdik attığımda, olduğu yerde irkildi. Kafasını bana çevirdi. Bakışlarımla onu döverken, anlamış olmalı ki kafasını annesine çevirdi.

"İyiyim ben merak etme. Konuşacağız" dedi her zaman ki sakinliğiyle. Songül annenin gözleri dolunca "Yapma sakın" diyerek uyardı onu. Onun tarzı olmasa da, öz annesi olmasa da kollarını ona doladı. Gerçekten bir evladın annesine sarıldığı gibi sarılmıştı. Büyülenmiş gözlerimi onlardan alamamıştım. Bu çok nadir olan bir şeydir. Kimse öz annesi olmayan birine böyle sarılabilir miydi? Sonunda ayrıldıklarında gözlerimi kaçırıp, anneme baktım. Elinde terlik koridorun girişinde bekliyordu. Gözlerimi devirdim.

Seni Çok Güzel SeveceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin