29.BÖLÜM

12.4K 479 297
                                    

LÜTFEN YORUM BIRAKMAYI VE LÜTFEN AMA LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN...

EMEKLERİM İÇİN OYLARINIZI BEKLİYORUM... HİSLERİNİZİ MERAK EDİYORUM. O YÜZDEN ÇOKÇA YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. VE MÜMKÜNSE YILDIZA BASMAYI UNUTMAYIN.

instagram: arife.byndr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


ESRA

Oğuzhan'ı uzun süredir tanıyordum. Altı yıl belki yedi? Onunla daima aramızda bir mesafe vardı. Ne kadar can yakıcı, kalp kırıcı ve karanlık biri olduğunu bildiğim için aşkımı kalbime gömüp, onunla arama daima duvar koymuştum. Bu duvarlardan ilki hastane de yakınlaştığımız zaman yıkılmıştı. Yerine tekrar duvar ördüm. Ördüğümü sandım. Şimdi, burada onun mutfağındaydım.

Sinirle tencereyi ocağın üstüne koyup, altını yaktım. Bunların hepsi Berrak'ın yüzünden oluyordu. Hastaneden çıkmış ve eve geleli birkaç saat olmuştu. Oğuzhan yukarıda duş alıyordu. İki haftanın sonunda evdeydik. En son ki neredeyse öpüşecek olmamızın olayın ardından. Bir daha böyle bir şey yaşamamak için bu iki hafta boyunca hiç olmadığım kadar ona mesafeli ve soğuk davranmıştım. Hareketlerimin farkındaydı. Hepsini alttan alıyordu. Bu iyiydi. Yani öyle miydi bilmiyordum? Sesli nefesimi verip, doğradığım soğanları tencereye döktüm. Üstüne sıvı yağ gezdirip, tahta kaşıkla kavurmaya başladım. Kapının açılmasıyla kafamı geriye çevirdim. Kaşlarımı çatıp, tekrar önüme döndüm.

"Aman da aman." Diyerek eğlenir sesle konuşarak yanıma geliyordu. Gözlerimi devirdim.

"Esra" ince sesi sinirlenmeme sebep olurken "Berrak çık şu mutfaktan" diyerek sinirle söylendim. Yanıma geldiğinde, ocağın altını kısıp, doğradığım yeşil ve kırmızı biberleri de tencereye ekledim.

"Bu kadar kalmak istemiyorsan başkasını buluruz." Diye sitemle konuştu. Ellerini göğüs kafesinde birleştirip, bana ters bakışlar attı.

Bunu yapamazdım. Oğuzhan'ı başkasına bırakma fikri pekte içime sinmiyordu. Kıskançlığımdan değil de, tüm bu yaşanılanlardan sonra kendini değersiz hissetmesini istemiyordum. Değişmişti. Gerçekten değiştiğini gözlerimle görüyordum. Sürekli onun yanında, Esra seninle kalır. Esra sana bakar dediğinde Berrak, hayır diyemiyordum. Biliyorum ki Berrak hamile olmasa, Oğuzhan'a o bakardı. O zaman vicdanım rahat ederdi. Lakin siktiğimin vicdanına söz geçiremiyordum. Üzülüyordum tüm bu yaptıklarından pişman olması ve hatalarını anlaması yeterince kendini kötü hissetmesine sebep oluyordu.

"Konu benim kalıp, kalmamam değil. Kendini değersiz hissetmesini istemiyorum." Diyerek tencerede ki kavrulan biberlere ve soğanlara bir kaşık salça koydum. Berrak'ın ifadesiz gözleri üstümde gezinirken "Bende o yüzden senin kalmanı istiyorum. Biliyorum senin için biraz zor iyi hissetsem ben bakardım." Diye konuşarak, ellerini yanaklarıma koyup, parmaklarıyla sıkıştırdı.

Seni Çok Güzel SeveceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin