Medya; Mayıs Dinçer
"İnsanlar,kalp kırmayı sevap mı sanıyorlar? Eğer öyleyse,çok büyük yanılıyorlar..."
Mayıs'tan
Saat gece ikiye geliyordu. Uyumam gerekiyordu ama, ders de çalışmam gerekiyordu.
Okulu geçen sene bırakmak zorunda kalmıştım. Hepsi babamın yüzündendi. Her gün okula giderken dayak yerdim,eve geldiğimde dayak yerdim,ders çalışırken dayak yerdim...
En sonunda o dövmekten bıkmış olacak ki, beni zorla okuldan aldı. İlk başlarda gizli gizli giderdim... Ama sonra benimde ne dayak yemeye, ne de gizli iş yapmaya gücüm yetti.
Bende bir süreliğine ara verdim. Ama ders çalışmayı hiç aksatmadım. Her gece,yorgunluğumun el verdiği kadar ders çalıştım.
İzinli günlerimde,çalışmaya gidiyorum deyip kütüphaneye gittim. Belki bir gün okula tekrar dönerdim. O zaman eksik ve geride kalmak istemiyordum.
Tek istediğim mezun olup,güzel bir işe girmekti. Hiç meslek hayalim olmamıştı. Okula dönersem, o hayale kavuşabilirdim.
Hapşurdum ve matematik testine baktım. Bu konuyu anlamamıştım ve bana anlatacak kimse yoktu...
Oflayarak testi kapatıp edebiyat kitabını aldım. Birkaç konuyu tekrar ettim ve test çözdüm. Vücudum uyku için yalvarırken kitaplarımı saklayıp yatağıma girdim.
Ertesi sabah babam kalkmadan kalktım. Çok yorgundum ama işe gitmem gerekiyordu.
Üzerimi değiştirdim ve annemi öpüp çıktım evden. Temiz havayı içime çektim ve yürümeye başladım.
Sola dönmüştüm ki, Buğra'yı gördüm. Babası gibi görünen bir adamla tartışıyordu.
"Onunla fazla görüşme." Annemin sesi kulaklarıma dolarken arkamı döndüm ve başka bir sokaktan çıktım kafeye.
Annem Kozan ailesini hiç sevmezdi. Sebebini çok sormuştum ama her seferinde cevapsız bırakmıştı.
Bir şeyler vardı ama bana söylemiyordu."Mayıs,bugün tuvaletleri sen temizleyeceksin."
Suratımı astım. Güne ne güzel başlamıştım öyle...
🌼
Çıkmama bir saat kalmıştı. Bütün enerjim tükenmişti ve ayakta zor duruyordum.
"Mayıs?"
Buğra'nın sesiyle masayı silmeyi bırakıp arkamı döndüm. Bana bakıp hafifçe gülümsedi. "Selam."
"Selam." dedim ve başımı eğdim. Babam onunla konuştuğumu öğrenirse yine döverdi...
Sildiğim masanın yanındaki masaya geçti. "Banu Abla nerede?"
"İçeride. Ne alırsın? Getireyim ben."
"Banu Abla ile konuşmaya geldim. Sen çok yorgun görünüyorsun. Biraz otursana."
"Yok, Bilal Bey görürse yine kızar." Bakışlarımı kaçırdım ve mutfağa koştum.
Annem beni çok uyarmıştı. Buğra'ların evinin önünden geçmememi, oradan biri ile kesinlikle konuşmamam gerektiğini söylemişti. Nedenini bende bilmiyordum.
Tek bildiğim,Buğra ile konuşmayı kesmem gerektiğiydi. Babam onunla konuştuğumu öğrenirse beni mahvederdi. Annemde kızardı...
"Mayıs, ne yapıyorsun?" Kemal'in sesiyle kendime geldim. "Ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
Teen FictionYa kadın giderde adam biterse... Geçmişin kirli elleri, boyunlarına dolanacaktı. Geçmişin kırgın sayfaları, yüzlerine yapışacaktı. Geçmiş, onların geleceğini çalmıştı...