| 11

474 16 0
                                    

Medya; Buğra Kozan

Yazım hataları varsa kusura bakmayın...

Yazardan

Buğra,gitarını aldı ve iki aydır bakmadığı notaları çalmaya başladı. Kendini yine berbat hissediyordu ve biraz müziğe sığınmak istemişti.

Sesini düzeltti ve yazdığı sözleri söylemeye başladı. Okulun mezuniyetinde Kuzey'le sahneye çıkacaklardı.

Kapısı çalınınca durdu. "Gel," Buğlem gülümsedi ve "Selam." diyerek yanına oturdu.

"Canım sıkıldı. Dolaşmaya çıkalım mı?"

O sırada Elçin yaklaştı odaya. "Bende gelebilir miyim?" dedi hafifçe gülümseyip. Buğra gülümsedi. "Olur. Gidelim,"

Hepsi hazırlanıp evden çıktılar. Elçin montuna sokuldu ve "Kahve içmeye gidelim mi?" dedi. "Yağmur'un en sevdiği kafeye..." Buğra Buğlem'e baktı. "Olur mu?"

"Olur..." İçlerindeki buruklukla Mayıs'ın çalıştığı kafeye gittiler. İçeri girdiklerinde Buğra etrafa bakındı. Mayıs ortada yoktu. "Şöyle oturalım,"

Cam kenarında bir masaya geçtiler. Elçin ağlamamak için zor duruyordu. Buraya en son kardeşiyle gelmiş,doğum gününü kutlamışlardı.

Şimdi yanım bomboş.
Kalbim bomboş.
Kollarım bomboş...

Garsonlardan biri siparişleri aldıktan sonra Buğra yine etrafa baktı. Mayıs hâlâ ortada yoktu.

"Kime bakıyorsun abi?" diye sordu Buğlem.

"Mayıs'a. Ortada yok,"

"O burada mı çalışıyor?"

"Evet."

Elçin ve Buğlem göz göze gelince sessizce güldüler. Siparişleri gelince hepsi sessizce kahvelerini içmeye başladı.

Buğra sıcak kahvenin dumanını izlerken aklına Su geldi. Arada bir onu görmek için kahveyi bahane ederdi. İç çekti ve Buğlem'e baktı. "Eee, derslerin nasıl bakayım senin?"

Buğlem gözlerini devirdi. "Seninkilerden iyi olduğu kesin. Sınıfta kalmıyorum merak etme."

"Matematiğini düzelttin mi?"

"Şöyle söyleyeyim, temeli çürük bir yere on katlı bina dikerseniz ne olur?"

"Yıkılır." dedi Elçin sırıtıp. Buğlem başını salladı. "Evet. İlk sınavda yıkıldım."

"Aferin." dedi Buğra ve gözlerini devirdi. "Bari senin derslerinin hepsi mükemmel olsaydı."

"Valla kusura bakma ama, o evde delirmediğimize şükretmemiz lazım."

"Haklısın." Elçin bardağını masaya koydu ve kuzenlerine baktı. "Siz benimle neden Kanada'ya gelmiyorsunuz? Orada daha rahat yaşarsınız."

"Harika bir fikir. Ama babam buna izin vermez." dedi Buğlem üzgünce. "Keşke bir yolunu bulup hep beraber Kanada'ya gitsek."

Buğra bir an Kanada'da olduklarını düşündü. Onlara her fırsatta kızan bir babalarının olmadığı, annelerinin her gece ağlamadığı bir yer... Evet, gerçekten çok güzel olurdu.

"Babam hayatta izin vermez." dedi ve kahvesinden son bir yudum aldı. "Neyse,gidelim mi artık?"

"Olur." Hesabı ödedikten sonra kafeden çıktılar ve eve doğru yürümeye başladılar.

Buğra Elçin'e baktı. "Siz ne zaman döneceksiniz?"

"Ben bir süre daha burada kalmaya karar verdim. Annemler haftaya dönüyor."

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin