| 22

365 21 0
                                    

Medya; Buğra ve Mayıs

🎶 Shawn Mendes - Treat You Better

Mayıs'tan

Ertesi sabah erkenden evden çıktım. Babam beni görmeden okula gitmem gerekiyordu.

Sola dönmüştüm ki, biriyle çarpıştım ve dengemi kaybettim. Neyse ki çarptığım kişi beni belimden tutmuştu.

Kaşlarımı çatıp çarptığım kişiye baktım, yani Buğra'ya. Kısık sesle güldüm. "Selam."

Gülümsedi. "Selam." Tam ellerinden kurtulacaktım ki bir anda yanağımdan öpüverdi.

Utanarak geri çekildim. "Bu çok ani oldu." dedim ve gözlerimi kaçırdım. Güldü ve elimden tutup yürümeye başladı.

Sırıttım. İlk defa sevgilim oluyordu ve ilk defa el ele yürüyordum. Bunun rüya olmasından o kadar korkuyordum ki...

Okula kadar sessizce yürüdük. Bahçeye girdiğimizde bana şaşkınlıkla bakan Bahar ve Bade'yi gördüm.

Bıyık altından onlara güldüm ve Buğra'ya baktım. "Aç mısın?"

"Sayılırım. Evden çıkarken pek bir şey yemedim."

Başımı sağa eğdim ve "Simit ayrana ne dersin?" diye sordum. Güldü ve burnumu sıktı. "Evet derim."

Gülüşerek kantine gittik ve birer tane simit ayran alıp bahçeye döndük. Simitimi yerken aklıma Kuzey ve Ada geldi.

Suratımı astım üzgünce. Ada komaya gireli bir hafta oluyordu. Kuzey okula üç gün gelmişti, kalan günler de hep Ada'nın yanındaydı.

Bizde bir gülüyor bir ağlıyorduk. Hayatımıza devam etmek zorundaydık ama ben Ada ve Kuzey olmadan eksik hissediyordum.

"Neyin var?" Buğra'nın sesiyle kendime geldim ve gözlerine baktım. Kalbim yine titrerken hafifçe gülümsedim. "Aklıma Ada ve Kuzey geldi."

"Kuzey'le konuştum." dedi ayranından bir yudum alıp. "Yarın tamamen okula dönüyor."

"Buraya dönmesi iyi olacak. Ama yine de kafası kim bilir nelerle doludur..." Sevdiği kız öylece uyuyordu...

Berbat bir histi, anlıyordum onu. Orada yatan Buğra olsaydı ben yemek bile yiyebilir miydim bilmiyorum...

Yemeğimizi bitirince sınıfa çıktık. Ders on dakikaya başlıyordu. Kitaplarımı hazırladım ve sırıtarak yazdığım notlarıma baktım.

Burada olmak çok güzeldi. Tekrardan hayatımı kazanabilecektim...

🌼

Beşinci dersin teneffüsünde Buğra'yla beraber bahçeye çıktık. O sırada gözüme Arda ve Bade takıldı. El ele gülüşüyorlardı. Hiçbir şey hissetmedim. Nefret bile...

Evet, ben kesinlikle onların açtığı yaraları sarmıştım.

Gülümsedim ve Buğra'ya baktım. "İyiki hayatımdasın."

Güldü ve "Sende iyiki hayatımdasın." dedi. Yanaklarını sıktım. Ben onu gerçekten çok seviyordum. Kısa sürede olması bana da garip geliyordu ama seviyordum işte...

Teneffüs boyunca Buğra'yla sohbet ettik. Bana kardeşinden ve biraz da babasından bahsetti. Bende ona ablamı anlattım.

"İkimizin de aileden yana yarası çok." dedi sınıfa çıkarken. Başımı salladım. "Maalesef."

Elimi tutup gülümsedi. "Hepsini birlikte saracağız." Burukça gülümsedim. "Teşekkür ederim."

Güldü ve sınıfa girdi. Bende peşinden girdim. O sırada sınıftan İsmail bize bakıp güldü. "Buğra, Su'yu sonunda unuttun demek."

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin