| 36

292 18 0
                                    

Medya; Nisan Dinçer

Yazardan

Bazen, bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kalabilirdiniz. Vazgeçmek zorunda olduğunuzu bilirdiniz ama yine de yapamazdınız. Bir şeyler canınızı çok acıtırdı,yeter der, bırakmak isterdiniz ama olmazdı ya...

Sarp tam da oradaydı işte. Dört duvar arasında,bir başına Nisan'ı ve oğlunu bekliyordu. Onların özlemleri öyle bir reddeye gelmişti ki,doktorlar bile Sarp'ın yanına yaklaşmaya korkar olmuşlardı.

Sarp, her sabah yaptığı gibi kahvaltısını ettikten sonra odasındaki küçük pencereye yaklaştı ve bahçeye bakmaya başladı.

Bahçe,hastaların sevdiği bir yerdi. Ortada büyük bir çeşme vardı ve her yer ağaçlarla kaplıydı. Çimenler ve çiçekler de en çok kadın hastaların dikkatini çekerdi.

Sarp genelde kahverengi bankların olduğu,üstü kapalı alanda beklemeyi severdi. Çünkü o kısım,hastanenin dışını gösteriyordu ve gelen geçen daha net görünüyordu.

Bazı sabahlar hemşiresiyle birlikte orada saatlerce beklerdi. Nisan ve Nefes gelir umuduyla... Aylar olmuştu ama onlar gelmemişti.

Sarp'ın babası bile onu ziyarete gelmiyordu ki, sevdiği kadın gelsindi...

Sarp,iyileşmeye çalışıyordu. Aylardır tedavi altındaydı ve yavaş yavaş gelişme gösteriyordu. Yalnızca,Nisan'ı özlediği geceler deliye dönüyordu...

Sarp,geçmişini düşündükçe kendini tekmelemek istiyordu. Babasına bu kadar inandığı için, bu kadar güvendiği için kendine çok kızıyordu.

Babası onun beynini yıkamıştı ve korkunç bir adama dönüşmesini sağlamıştı. Ve Sarp, bunu anladığında tam olarak bir kaybedendi...

Kapısı açılınca,irkilerek arkasını döndü. Hemşiresi ilaçlarını getirmişti. "Günaydın Sarp." dedi genç kız hafifçe gülümseyerek. "İlaçlarını alma vaktin geldi."

Sarp bir şey demeden, küçük bir çocuk gibi yatağına oturdu ve ağzını açtı. Hemşire ilaçlarını içirdikten sonra acımayla karışık umutla baktı gözlerine.

"Sarp,seni görmeye gelen birileri var." Sarp, birkaç dakika duyduklarını idrak edemedi. Beni görmeye gelen kim olabilir?

Hemşire,dişlerini göstererek gülümsedi. "Gel, gidelim yanlarına." Askılıktan ceketini aldı ve yavaşça Sarp'a giydirdi. Koluna girdi ve odasından çıkardı.

Sarp, hastaneye geldiğinden beri adeta küçük bir çocuk gibiydi. Her tarafa ürkek bakışlar atıyor, tanıdıklarının yanına kaçıyordu.

Hemşire,yavaş adımlarla onu aşağı indirdi. Ziyaretçi katına geldiklerinde Sarp etrafa bakındı. Acaba babası mı gelmişti?

Çocuk gibi gülümsedi ve içinden babasına bir şeyler söyledi. Hemşire,onu sağ tarafa doğru yönlendirdi.

Ve o an,Sarp donup kaldı. Çünkü gelenler, babası ve adamları değil,Nisan ve oğluydu...

2 Gün Önce...
Mayıs'tan

Birkaç saat ders çalıştıktan sonra Buğlem'le birlikte bahçeye çıktık. Temiz havayı içime çekerken gökyüzüne baktım ve güneşe doğru gözlerimi kapattım.

Okulun bitmesine ve bizim de mezun olmamıza çok az kalmıştı, yalnızca birkaç ay...

Üniversite sınavı da çok yakında olacaktı. Buğra'yla birlikte sürekli sınava hazırlanıyorduk ve başaracağıma inanıyordum.

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin