"Geçmişin kırık sayfaları ruhuna batıyordu... Geçmiş,onun geleceğini çalmıştı."
13 Ekim 1998
Faruk Kozan hızlı adımlarla eski tip eve yürüdü. Hızlı bir şekilde kapıyı tıklattığında karnı burnunda olan kadın somurtkan ifadesiyle kapıyı açtı. "Ne var? Yine niye geldin?"
"Murat nerede?" dedi genç adam nefes nefese. Nilüfer,sekiz aylık hamileydi. Çocuklara olan aşkı bittiğinde,maalesef hamile kalmıştı.
Kocası da bebeği istemiyordu. "İçeride," dedi Nilüfer kenara çekilerek. Faruk hızla içeri girdi ve Murat'ın yanına oturdu.
Murat, kaşlarını çattı ve "Yine ne istiyorsun?" dedi.
"Hale nereye gitti biliyor musunuz?"Murat başını salladı. "Kocasıyla İzmir'e gidecek." Faruk duyduğu şey üzerine yumruklarını sıktı. Yıllardır sevdiği,bunun içinde beklediği kadın evlenmiş,başka şehre gidiyordu. "Ne zaman evlendi!?" diye bağırdı. Murat kaşlarını çattı. "Dün."
"Niye bu kadar erken evlendi bunlar?!" Nilüfer kollarını göğsünde birleştirdi ve "Hale hamile." dedi. "Yedi aylık."
Faruk öyle öfkelenmişti ki... Öfkeli gözlerle Murat'a baktı. "Benim niye haberim yok bundan!? Ben size her şeyi bana söyleyin diye para veriyorum! Ben olmasam açlıktan ölecek,çocuğunuz düşecekti!"
"Bağırmayı kes." dedi Nilüfer. "Biz de daha dün öğrendik. Bir ara ortalıkta yoktu. Artık ne haltlar yediyse." Faruk Murat'a baktı. "Adamın adı ne? Ne zaman gidecekler?"
"Harun Dinçer."
Bir süre ne yapacağını düşündü. Bulduğunda Nilüfer'e baktı. "Bu bebeği istiyor musunuz?" Murat ve Nilüfer aynı anda "Hayır." dediler. Faruk sinsice gülümsedi. "O zaman onu doğurup bana ver."
"Ne yapacaksın çocuğu?" dedi Nilüfer kaşlarını çatıp.
"Her şeyi düzelteceğim. Çocuğu doğur ve bana ver."
Nilüfer kaşlarını çattı. Doğuma daha bir buçuk ay vardı. "Doğuma daha var." dedi Murat. Faruk'un gülümsemesi söndü. "Burada bekleyin." dedi ve apar topar çıktı evden.
*
Nilüfer,çaresizce Faruk'a ve elindeki ilaca baktı. "Hayır," dedi. "Erken doğum yapmayacağım."
"Çok da erken sayılmaz," dedi Faruk acımasızca. "Uzan şuraya." Nilüfer kocasına baktı.
Murat başını salladı 'hadi' der gibi. Evet,ikisi de bebekten kurtulmak istiyordu. Faruk sabırsızca Nilüfer'in kolundan tuttu ve yatağa uzanmasını sağladı. Sonra da yanındaki ebeye baktı. "Başla." dedi sertçe. Ebe başını salladı ve ilacı Nilüfer'e verdi.
Yaklaşık bir saat sonra Nilüfer'in sancıları başladı. Faruk ve Murat odadan çıktılar. Murat, Faruk'a baktı. "Bebeği ne yapacaksın?"
"Sen bunu düşünme,ondan kurtulduğunuz için sevin."
Bir buçuk saat sonra içeriden ağlama sesi duyuldu. Ebe bebeği kundağa sardı ve kanlı yüzüne baktı. "Sonunda..." dedi Nilüfer yorgunca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
Teen FictionYa kadın giderde adam biterse... Geçmişin kirli elleri, boyunlarına dolanacaktı. Geçmişin kırgın sayfaları, yüzlerine yapışacaktı. Geçmiş, onların geleceğini çalmıştı...