| 12

481 18 0
                                    

Medya; Nisan Dinçer

Yazardan

Elçin,Murat'ın çağırdığı kafeye girdi ve iç çekti. Nisan hakkında birkaç bilgiye ulaşmıştı.

Murat, Elçin'i görünce el salladı. Elçin hızlı adımlarla karşısına geçip, oturdu. Direkt konuya girdi. "Neler buldun?"

Murat birkaç saniye duraksadıktan sonra boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

"Nisan Dinçer,bir yıl önce bir anda ortadan kaybolmuş. Mayıs'ın annesi iki kez kayıp ihbarında bulunmuş ama hiçbir sonuç çıkmamış.

Bir gün Mayıs'a bir not gelmiş,Nisan onu aramalarını istemiyormuş."

Elçin kaşlarını çatıp notun fotoğrafını eline aldı. "Ben Nisan, size bunu yazma gereği duydum. Lütfen beni aramayın. Bulunmak istemiyorum. Çok üzgünüm ama böyle olmak zorunda. Sizi seviyorum, lütfen beni merak etmeyin."

Murat "Dün hastane kayıtlarını incelettim." diye söze devam etti. "Nisan 2017'nin Ocak ayında hamile gerekçesiyle hastaneye yatmış."

Elçin duyduğu şeyle şoka girdi. Az önce doğru duymuştu değil mi? "N-ne?"

"Kendi isteğiyle olduğu tartışılır. Hemşireler her gün ağladığını ve yanındaki adamın suratına bile bakmadığını söylüyor."

Murat üzgünce "Bana sorarsanız Nisan tecavüze uğramış." diye devam etti.

Elçin yüzünü sıvazladı. Böyle bir şey gerçekten olmuş muydu? "Başka neler var?"

"Haziran ayında uyuşturucu satmış." dedi ve bir fotoğraf gösterdi. Nisan, siyah kapşonlu giymişti ve elinde beyaz bir paket tutuyordu.

"Açıkçası bana kalırsa, bunu ona zorla yaptırdılar."

"O kızı bulmak zorundayız Murat." dedi Elçin. Gözleri dolmuştu. "Aradığımız kız o olabilir."

2016,Haziran

Nisan telefonuna baktı tekrardan. Bu adam rahat bırakmayacak mıydı? Dudaklarını ısırdı endişeyle.

Telefonu çalmaya başlayınca irkilerek baktı. O arıyordu. "Ne var?" diyerek açtı.

"Nisan, güzelliğim dışarı çık. Seni görmem lazım."

"Sarp sen anlamak istemiyor musun? Biz seninle olamayız! Ben sana aşık değilim, bunu daha kaç kere söylemek zorundayım!?"

"Hemen dışarı çık Nisan. Yoksa sabaha kadar burada beklerim." Nisan oflayarak kapattı telefonu. Sarp'ı sayamayacağı kez reddetmiş, sayamayacağı kez babasına şikayet etmişti.

İkiside anlamıyordu. İç çekti ve ince hırkasını giyip dışarı çıktı. Mayıs ve annesi dolaşmaya çıkmıştı, babası da evde değildi. Bu yüzden rahatça çıktı dışarı.

Sarp onu gülümseyerek bekliyordu. Elleri cebinde,duvara yaslanmış pişkin pişkin yüzüne bakıyordu.

Nisan ofladı. Bu adamdan nasıl kurtulacaktı? Kollarını kendine sardı ve Sarp'a yaklaştı. "Akşam akşam ne işin var senin burada? Ben sana, seni görmek istemiyorum demedim mi?"

Sarp dudaklarını büzdü ve Nisan'ın topuzundan çıkmış bir tutam saçına dokundu. "Ama bebeğim, ben seni görmeden yapamıyorum. Biliyorsun,seni çok seviyorum."

"Sen beni sevmiyorsun Sarp! Takıntılısın, hastasın anlıyor musun!?" Sarp sinirlenmeye başlıyordu. "Hani benden etkilenmiştin?"

"O seni tanımadan önceydi. Böyle iğrenç biri olduğunu bilsem, suratına dönüp bakmazdım."

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin