Onun neden burada olduğunu bilmiyordum ama o lanet olası yerden kaçmak istiyordum bu yüzden onu hiç sorgulamadan arabaya bindim. Aklımda Alex 'in sözleri dolanıyordu belki onunla evlenmem gerçekten kardeşim için iyi olacaktı ama düşününce saçmalıktan başka bir şey değildi.Ardın arabadaki ölüm sessizliği Abel Bey tarafından bozuldu:
-Neden acele bir şekilde onun evinden çıktın, o senin kardeşinden kalan tek yakının değil miydi?
-Evet, ama konuyu kardeşime getirdi ve sinirlerimi bozdu. Ayrıca sizin Alex' in evinin önünde ne işiniz vardı.
- Hanımefendi, ne söylesem... Ben 5 yıldır bu görevdeyim ve sevgiliniz olan beyefendiden şüphelendim ve sanırım doğru düşünmüşüm...
O son söylediğinde o kadar haklıydı ki yutkundum ve sustum. Geldiğimiz yer onun eviydi, içeri girdik bir soğuk su istedim. Mutfağa gittiğinde telefonumu arıyordum ama çantamı arabamda unutmuştum. Abel Bey içeri geldi suyu uzattı o arada ani bir refleksle ona doğru dönünce göz göze geldik, kalbim her zamankinden hızlı atıyordu. Onun o kahverengi gözleri cam gibi parlıyordu... Aniden kendime geldim ne yapıyordum ne düşünüyordum ki. Üstüm ıslanmıştı doğal olarak, yalnız Abel Bey hala çarpışmadan sonrada kendine gelememişti tişört vermeyi teklif etmişti bende kabul ettim. Üst katta çıktık ve bana sarı bir tişört verdi ve aşağı indi, üstümü değiştirip aşağı indiğimde koltukta uyuyakalmıştı. Bende yukarı yatak odasına çıktım ve yatağa yattım, birden ağırlık basmıştı. Aniden bağırma sesleriyle uyandım. Bir kadın Abel Bey'e bağırıp çağırıyordu, merakla merdivenlere indim.
-Abel bunu bana nasıl yaparsın, hem de böyle bir kadınla. Demek benden bu yüzsüz yüzünden ayrılmayı düşünüyordun, demek beni o yüzden Almanya'ya gönderdin. Kim bu kız savcı, hâkim yoksa benim gibi bir avukat mı? Cevap ver bana!
- Ben seninle beni aldattığın için ayrılmak istiyordum, Irene... Sen beni abimle aldattın... O kızın hiçbir suçu yok. Şimdi bu evi terk ediyorsun.
Kızın Abel Bey'in sevgilisi olduğu belliydi, hemen aşağı inip ne olduğunu anlatmam gerekiyordu. Apar topar kızı durdurdum, bana bir bakış attı.
-Ben... Fleur Abel Bey benim kardeşimin cinayeti ile ilgileniyor sanırım yanlış anladınız. Biz bugün tanıştık.
-Abel ne zamandan beri suçlarıyla yatak odasını paylaşıyor...
Söyledikleri içinden beni tek rahatsız eden "suçlu" kelimesi olmuştu. Francesca'yı ben öldürmemiştim.
-Hanımefendi sizi üzmek istemem ama ben suçlu falan değilim ve onunla yatmadım haberiniz olsun.
İçimdekileri dışa vurunca orayı terk etmek istedim, gözlerim dolmuştu, ne yapacağımı şaşırmıştım şimdiki tek hedefim kardeşimin katilini bulmaktı.
O sinirle Irene gibi bende kapıya doğru yürüyordum, arkamızdan Abel Bey koşmaya başlamıştı. Sevgilisiyle barışacaktı ve benden ne özür dileyecekti, ne konuşacaktı. O an beklemediğim bir şey oldu; BİR EL BENİ İÇERİ DOĞRU GERİ ÇEKTİ, EVET BU EL ONUNDU... Sevgilisi ise şok olmuştu ve kendi tutamayıp ağlamaya başlamıştı. Bense ayrıca şok olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantılı Aşk
Fiksi RemajaKim bilir katil kim... Kim aşık kim ölü...California ormanlarında neler oluyor bir bilseniz..