Fransa'da 15 Yıl - Yetimhane Hayatı

2.4K 158 149
                                    

INDİLA- S.O.S

Sisler etrafımda yavaş yavaş azalırken , gözüm ışıktan kör olmuştu . Elim kısmış gözlerimin üzerine siper etmiş ışığı gözlerime gelmesini engellemeye çalışıyordum. Etrafımda dolanan ferahlama hissi bana hiçbir zaman hissetmediğim huzuru hissettiriyordu bana. Işıktan hiçbir şey göremesem de sonsuza dek burada böyle kalabilirdim.

Etrafımdaki parlak sis dağıldı. Sisin dağılmasıyla o hissettiğim huzur ve ışıkta dağılıp gitmişti. Gözlerimi yavaşça etrafım netleşene kadar kırptım.

Küçük , dikdörtgen bir odanın içerisindeydim. Odada küçük 1930 veya 1920'lerden kalmış Fransız tarzında paslanmış siyah demirden yapılmış orta büyüklükte bir yatak , koyu kızıl kahverengi renginde etrafında çeşitli süslemeler ile oyulmuş bir dolap , yatağın yanında siyah oymalı çalışma masası ve ayakları deniz dalgaları veya asma misali oyulmuş bir sandalye duruyordu. Yerde bir Türk halısı pencerede Fransız usulü dantel ile örülmüş kirlendiği için gri rengini almış bir perde vardı.

Kucağımda , rüyamda gördüğüm çantayı ve kitabı tutuyordum. Bir süre ayakta olduğum yerden ayrılmayarak etrafı inceledim. Ardından camın önüne konulmuş yatağın üzerine çıkarak dışarıya baktım. Eski çekilmiş fotoğrafları sevdiğim için burası bana yabancı gelmemişti. Evlerin tarzı 20. Yüz yıl için fazlası ile eskiydi. Ayrıca çok sanatsaldı. Bazı yerlerinde yaşadığı dış etkenler nedeniyle yıpranmış ve hasar almış yerleri vardı. Burası büyük ihtimalle Fransa'ydı . Ve bende düşkünler evindeydim.

Heyecanla hızlı çarpan kalbimin üzerine elimi yerleştirdim. Her şey o kadar hızlı gerçekleşiyordu ki hayal gücümün bu sefer sınırını aşmış olduğunu düşünüyordum. O kadar güzel bir rüyaydı ki... Gerçi daha hiçbir şey yaşamış sayılmazdım. Başıma kötü şeylerde geleceği aşikardı ama .... Tanrı Aşkına! Kim sihir dünyasının içine olağanüstü yaratıklar ile dolu büyü dünyasına girmek istemezdi ki! Kötü bile olsa katlanmak boynumun borcuydu. Seve seve olmasa da katlanırdım. Hatta bundan bir fayda bile elde edebilirdim. Etrafımı tanıyarak insanları öğrenerek belki de Tom Morvolo Riddle' a yardım edebilirdim. Fransa'daydım . İlacın ana maddesi Fransa' da yetişiyordu. Beauxbatons yani Fransa'nın büyücülük okulunun olduğu yerin kuzeyindeydi. Beauxbatons Fransa'nın güneyinde yer alıyordu. Çok güzel ve yeşillikler ile dolu peri masalı gibi bir ye olduğu söyleniyordu. Üç tane binası vardı. Gourpelgue , Queuedepaon ve Boisdecerf.

( Bu üç bina hakkında bilgileri yazacaktım ama kız oraya gidince kendisi öğrenmesi gerektiğine karar verdim. Ayrıca. Bu üç bina gerçek. Beauxbatons üç tane binadan oluşuyor. Evet , araştırdım ve buldum hehehe)

Bu okulun sadece binalarını biliyordum. Özellikleri hakkında araştırma yapmamıştım. Ama şimdi bizzat oraya giderek onların yaşayışlarını öğrenebilirdim. Ayrıca , İngilizce'nin yanı sıra Fransızca'yı öğrenmek Tom'un yanında çok işe yarayacaktı.

Aslında çok heyecanlıydım. Tedavi için ilacı tamamlamam , Beauxbatons'a gidip kendimi geliştirmem kısacası Tom'u tedavi etmeden önce her türlü ...... tehlikeden kendimi korumalıydım. Çünkü bu ilacı kullanmadan önce Tom'un nasıl bir karakter olduğunu tahmin edebiliyordum. Daha seri katil olmasa da o potansiyeli olan ona karşı geldiğinizde sizinle uğraşıp psikolojinizi bozan soğukkanlı bir psikopattı. Ve ben onu ve etrafındaki insanları korumalıydım.

Tom , yaptığı cinayetler , lanetler , büyüler vb ile çevresinden çok aslında kendisine feci biçimde zarar veriyordu. Psikolojik bakımdan kalbini söküp atmak yerine karartıyor kurutuyordu. Ruhu parçalanıp inanılmaz biçimde canavarlaşıyor ve geri dönülmez bir duruma düşüyordu. Aslında , bu halin başlangıcı sırlar odasını açıp Mytre'ı öldürmesiyle başlıyordu. O öldürme , Tom da kalıcı bir.... İz bıraktığını düşünüyordum. Tabii ki bırakacaktı. Birini öldürmek , öldüren kişinin ruhunu parçalardı. Onun ruhu da parçalanarak yok olmuştu zamanla...

Koruyucular : Akıl Ve Kalp - Tom Riddle-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin