Kısım 1 : Yirmi İki

389 68 14
                                    

"Anima.."

Anima durdu ve ona baktı.

"Bana karşı illüzyon yeteneğini kullanmana gerek yok."

Anima bir an irkildi. Bu beklemediği bir söylemdi. Korktuğunu belli etmek istemiyormuşçasına kırık bir gülümseme takındı. "N-ne demek istiyorsun?"

George gülümsedi. Ayağa kalkıp onunla karşı karşıya geldi. "Sadece benden yapmamı istediğin şeyi söyle. Yardımını kabul ediyorum, sana inanıyorum."

Anima kırık gülümsemesini düzeltti ve tekrar kendinden emin gözükmeye başladı. "Sadec-" Tch. Neden korkuyorum ki? "Sadece hasta taklidi yapıp yatağında uzansan yeterli olacaktır. Müfettiş buraya geldiğinde kağıtları değiştirebilirim ve böylece seni bir soylu sanar."

George böyle bir şeyi neden bölge kontrolde yapmadığını merak etti. Eder etmez yüzünden çok belli etmiş olmalıydı ki Anima yanıtladı. "Çünkü aynı anda ne kadar az kişi varsa illüzyon o kadar güçlü olur. Sadece müfettişi ikna etmemiz yeterli hem." dese bile Anima'nın aklında başka planlarda vardı George ile ilgili.

"Tamam o halde." dedi yatağına girerken George. "Dediğin gibi olsun."

Yatağına girip üzerindekini boğazına kadar çekti. Anima yatağın bir köşesinde duruyordu. Tam o sırada kapı açıldı. Gelen kişi anneydi. İçeri mutluluk ile girmişti ancak sözleri yarım kaldı. "Hadi oğlum çıkal-" George'un suratındaki kırmızı benekleri görmüştü. Endişe vericiydi! George'a bir şey olursa para hayalleride suya düşer, üstüne üstlük idam edilirdi bir soylu çocuğuna kötü bakmış olma gerekçesi ile. Korkutucuydu! Hemen George'un yanına gitti ve diz çöküp ateşine baktı. "Ne oldu sana yavrum?" dedi endişeli bir ses tonuyla. "Hastaneye gidelim mi? İyi misin neyin var nolur söyle."

İşin doğrusu, anne bu kadar sık ve hızlı konuşmasaydı George ona ne olduğunu yanıtlayabilirdi.

"Sa- öhöğ öhöğ.." konuşmaya çalışıp öksürmüştü George. Konuşmasına zorlanıyormuş gibi devam etti. "Sadece bölge kontrole hasta olduğjmjve müfettişin buraya gelmesini söyle yeter." sesi gırtlağından yükseliyor gibi kasıla kasıla geliyordu.

Kadın hemen ayağa kalktı. "Sen nasıl istersen kuzum. İyi olacaksın, hiç merak etme. Ben hemen doktorda çağıracağım senin için. Hiç merak etme eminim ciddi değildir." dedi hızlıca ve kapıdan çıkıp yine hızlıca aşağı indi. Bölge kontrole gidecekti.

"Bu kadar salak olduğu için şanslıyız sanırım." dedi Anima. Anneyi uzun süredir tanımıyordu, George'da tanımıyordu ama sinir bozucu olduğu her yönden aşikardı.

-

Anne, bölge kontrole varmıştı. Danışmaya gidip kollarını yüksek kürsüye koydu. Kadın ayakta bekliyordu ve anneyi görünce gözleri George'u aramıştı fakat o gözükmüyordu.

"George bey neredeydi?" dedi durgun bir seste.

Anne nefes nefese kalmış vaziyette cevapladı. "Hastalandı. Yüzünde kırmızı kırmızı noktalar çıkmaya başlamış ne olduğunu anlayamadım buraya gelip haber-"

"SUS!" dedi danışmadaki kadın annenin sözünü keserek. Bağırırken gözlerini iyice açıp anneye bakmıştı. Az önceki durgun halinden eser yoktu ancak hemen toparlayıp ifadesiz yüz haline büründü. "Kontrol birimi 2. katta, sağda. Sizinle ilgilenecek olan beyefendi orada bekliyor."

Anne korkmuş küçük bir domuz gibiydi. Neye uğradığını şaşırmıştı. Öylece bakıyordu.

"Beyefendiyi bekletmeyin lütfen." diyişi ile birlikte harekete geçti anne. Danışmadaki kadın anneye gerçekten sinir olmuştu.

Anne gerekli kata çıktığında dün ki adamın orada beklediğini gördü.

Adam, annenin ona iyice yaklaşmasını bekledi ve konuşmaya başladı. "Merhaba bayan. Görüyorum ki George bey burada yok. Hasta olduğunu söylemişsiniz. Tam olarak nesi vardı?"

Anne aceleci bir biçimde konuştu. "Odasına girdiğimde yüzünde kırmızı benekler çıkmıştı. Ateşine baktım ateşi de vardı."

Adam endişeli gözüküyordu. Müfettiş, aralarında telepati bağı varmış gibi çaprazdaki odadan çıkıp yanına geldi. "Buyrun efendim."

"Evlerine git ve kayıtlara orada bak." dedi adam.

Müfettiş anneye döndü. "Öyleyse çıkabiliriz bayan. Yolu gösterin lütfen."

Anne ve müfettiş merdivenden indiler ve kapıdan çıktılar. Annenin evine doğru gidiyorlardı.

2. katta, onlar gitmesine rağmen orada dikilmeye devam eden adam ise endişeli gözüküyordu hala. Hava tuhaf kokuyor.

Karanlığın PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin