Nazlı ikide bir kapıya bakıp duruyordu. Aliyi baloya çağırmıştı ama Ali hiç gelmeye istekli görünmüyordu. Nazlı ise gelmesini öyle çok istiyordu ki. Alisiz olmazdı. Ali gelmeliydi. "Haydi Ali haydi." diye mırıldandı kendi kendine. Tekrar kapıya dönüp baktığında karşısında Aliyi gördü. Aliyi görmesiyle hızla ayağa kalktı Nazlı. Ali takım elbiseyle öyle başka görünüyordu ki Nazlı adeta mest olmuştu. Toparlanmak için derin nefes alıp verdi Nazlı. Kendine gelmeliydi. Ne oluyordu ona böyle? Sonunda kendine geldiğinde Alinin yanına gitti. "Ali iyi ki geldin." dedi Nazlı. Ali ise elleriyle oynuyor ve yere bakıyordu. Stresli görünüyordu. Burada olmanın onun için kolay olmadığını Nazlı biliyordu. Yine de buraya gelmiş olması öyle güzeldi ki. "Ben pek emin değilim." dedi Ali. "Neden öyle diyorsun Ali? Bak hiçbir şey olmayacak. İnan bana bu gece çok güzel olacak. Ben geldiğin için çok mutluyum." dedi Nazlı. "Senin için geldim." dedi Ali. Nazlı, Alinin dediği ile daha çok gülümsedi. "Masaya geçelim. Gel." dedi Nazlı ve masaya ilerlediler. Müziğin başlaması ile durdu Nazlı. "Ali dans edelim mi?" diyip heyecanla Ali'ye baktı. Ali başını olumsuz anlamda salladı. "Olmaz. Olmaz. Dans olmaz. Dans edemem ben." dedi Ali. Nazlının ona yaklaşmasıyla Ali uzaklaştı. "Beraber dans etmiştik ama. Sadece dediklerimi yapacaksın." dedi Nazlı. "Hayır. Hayır. Olmaz." dedi Ali. "Lütfen Ali lütfen." dedi Nazlı. Aliyi ikna etmesiyle piste doğru ilerlediler. Nazlı Alinin karşısında durdu ve gülümsedi. Kalbi heyecanla çarpıyordu. Neden heyecanlanıyordu? "Şimdi sadece dediklerimi yap tamam mı? Dokunmadan dans edeceğiz." dedi Nazlı heyecanla. "Dokunmadan mı? Ama olmaz öyle. Olmaz. Ben dans edemem söylemiştim." dedi Ali. Nazlı ise ona güven verircesine gülümsedi. "Şimdi elimi tutuyormuşsun gibi elini uzat." dedi Nazlı ve kendi elini uzattı. Ali önce ellerine baktı sonra etrafına bakındı. Nazlıya baktığında Nazlı kocaman gülümsüyordu ona. Ali ellerini ayırıp yavaşça elini uzattı. "Şimdi diğer elini belime koyuyormuşsun gibi yap." dedi Nazlı ve kendi elini de Alinin omzuna yaklaştırdı. Ali de yavaşça elini Nazlının beline koyuyormuş gibi yaptı ve dans etmeye başladılar. Nazlı için o an zaman durdu. Etrafında olan insanları unuttu. Sadece müzik ve Ali vardı o an birde hızla çarpan kalbi. O kadar yüksek sesle çarpıyordu ki kalbi Alinin duymasından korkuyordu. Alinin yüzüne baktı. Alinin bakışları tedirgindi ama dudaklarında ufak bir tebessüm vardı. Daha çok gülümsedi Nazlı ve kendini döndürdü. Dans etmeye devam ettiler. İnsanları o kadar unutmuşlardı ki bakışlarını bile fark etmiyorlardı. Kendini yere eğdirdi Nazlı ve mutlulukla gözlerini kapadı. Yere düşmekten korkmuyordu. Belini tutmadığı halde sırf Ali olduğu için Ali'ye öyle güveniyordu ki. Gözlerini açtığında bir saniyeliğine Ali ile göz göze geldiler. Sonra Ali hemen gözlerini kaçırdı. Ali insanlarla konuşurken göz kontağı kuramazdı. Bu denk geliş Nazlıyı öyle mutlu etmişti ki. Nazlı kendini kaldırıp hayranlıkla Ali'ye baktı. Bu dans onu mest etmişti. Dokunmadan dans edebilmek... Ali ile aralarındaki tüm engeller yok olmuştu işte. Ve o an bir şey oldu. Nazlı elinde hissettiği sıcaklıkla hızla eline baktı. Ali elini tutmuştu. Ali onun elini tutuyordu. Heyecandan ne diyeceğini bilemedi. Bu an hiç bitmesin hep eli Alinin elinde kalsın istiyordu. Bu mümkün müydü? Yüksek sesle atan kalbini duymamaya çalışarak Ali'ye döndü. "Ali..." diyebildi sadece Nazlı. Ali elini çekti. "Ben...elini tuttum. Senin elini tuttum. Ben tuttum. Başardım. Elini tuttum. Dokundum." dedi Ali sevinçle. Nazlı gülümsedi ve onun özenle yapılmış saçlarına baktı. Elini yavaşça bir cesaretle uzatıp saçını bozdu Alinin. İstemeyerek elini geri çekti. "Saçlarını yapmana gerek yoktu. Ben senin her halini seviyorum." dedi Nazlı.
Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar! 💜

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize - #AlNaz
Roman d'amourAlNaz'ın yaşamasını istediğimiz her şeyi kısa hikayeler şeklinde burada yazıyorum. İyi okumalar!