Bu Mudur

742 73 2
                                    

Nazlı omzunu sevgilisinin başından kaldırıp onun güzel yüzüne baktı. “Artık içeri mi girsek? Hava soğuk oldu. Hasta olmanı istemem.” Dedi genç kadın yumuşak bir sesle. Ali ise ona doğru dönüp gülümsedi. “Biraz daha böyle kalalım Nazlı. Sokak lambasının altında, sessizliğin içinde, başın benim omzumda… Her şey böyle çok güzel.” Dedi Ali utangaç bir sesle. Nazlı ona bakıp kocaman gülümsedi ve tekrar başını onun omzuna koydu. Tam altında oturdukları sokak lambasına baktı sonra boş sokakta gözlerini gezdirdi. “Sokak lambasının altında, sessizliğin içinde ve başım senin omzunda… Tam istediğin gibi mi?” dedi genç kadın sevgi dolu bir sesle. “Tam istediğim gibi.” Dedi genç adam. Nazlı gülümseyerek gözlerini yumdu. İkisi de tek bir kelime etmeden öylece sustular. Tek bir ses dahi gelmiyordu. Genç kadının duyduğu tek ses hızla çarpan kalbiydi. Ali her zaman onun kalbini hızla attırıyordu. Tek bir bakışıyla, tek bir lafıyla yapıyordu. Alinin ona böyle hissettirmesini çok seviyordu. Bir süre daha öyle durduktan sonra Nazlı gözlerini açıp başını kaldırdı ve sevgilisine baktı. Ali gözleri kapalı yüzünde hafif bir gülümseme ile öylece duruyordu. Nazlı bir süre bu gülen yüzü izleyip hafızasının en derinlerine kaydetti. “Ali?” dedi genç kadın. Ali hızla gözlerini açıp bakışlarını hemen genç kadının bakışlarına değdirdi. “Artık eve girelim mi?” diye sordu Nazlı. Genç adam hızla ayağa kalktı. “Hayır.” Dedi ve yolun ortasına geçip genç kadına doğru döndü. Nazlı telaşla ayağa kalkıp ona baktı. “Ali çıkar mısın yolun ortasından? Lütfen.” Dedi endişeli bir sesle. Ali ise gülümseyip elleriyle oynamaya başlamıştı. “Bugün günlerden ne Nazlı?” diye sordu genç adam. Nazlı ise ona anlamaz bakışlarla bakıyordu. “Cumartesi.” Dedi genç kadın. Ali ise başını olumsuz anlamda salladı. “Tarih olarak?” dedi bu sefer genç adam. Nazlı ise hiçbir şey anlamıyor, kafası iyice karışmıştı. “19 Aralık.” Dedi genç kadın. Ali kocaman gülümsedi. “Evet bildin. Bugün 19 Aralık. Geçen yıl bugün ne olmuştu Nazlı?” dedi genç adam. Geçen yıl bugün… Nazlı hafızasını zorladı. Alinin ne sorduğunu tam olarak anlayamamıştı. Biraz düşündükten sonra en sonunda anlamış ve yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı genç kadının. Geçen yıl bugün… İlk kez dans etmişlerdi. Nazlının kocaman gülümsemesi ile Ali ona elini uzatmıştı. Nazlı yavaş adımlarla onun yanına gelip elini ona uzattı. “Dokunmadan dans edelim mi?” dedi genç kadın sevgi dolu bir sesle. Ali ona bakıp kaşlarını çatmıştı. Nazlı ise hızla elini kaldırdı. “Dokunmak yok.” Dedi genç kadın gülümseyerek. Ali ise kaşlarını çatmaya devam etti. “Hayır, Nazlı.” Dedi ve Nazlının elini bir çırpıda tuttu. “Dokunmak var. Bu sefer dokunmak var.” Dedi genç adam ve tebessüm etti. Nazlı ise Alinin elini tutmasıyla hızla çarpan kalbini duymamaya çalıştı. Alinin söyledikleri beyninde dönüp durmuştu. Sonra tekrar ellerine baktı ve başını olumlu anlamda salladı. “Bir dakika Ali.” Dedi genç kadın. Ali ise telaşla ona baktı. “Ne oldu? Bir şey oldu. Yanlış mı yaptım?” diye sordu genç adam. Nazlı ise onun bu tatlı tepkisi karşısında daha çok gülümsedi. “Hayır, Ali hiçbir şeyi yanlış yapmadın ama bir eksiğimiz var evet. Müzik yok.” Dedi genç kadın gülümseyerek. Ali ona bakıp gülümsedi ve yüzünü yüzüne yaklaştırdı usulca. “Bizim müziğe ihtiyacımız yok ki Nazlı. Benim müziğim senin kalp atışların.” Dedi genç adam ve utanarak uzaklaştı. Nazlı onun söylediği ile kalbi daha hızlı atarken derin bir nefes alıp verdi. “Ama yine de sen çok istiyorsan müzik var.” Dedi genç adam. Nazlı kocaman gülümsedi ve başını olumlu anlamda sallayıp elini yavaşça genç adamın omzuna bıraktı. Ali de elini Nazlının beline dolayıp derin nefes alıp verdi. “Kalbim vurulmuş mudur? Çarpıp durmuş mudur? Bu mudur?” dedi Ali. Genç kadın ise ona hayretle bakıyordu. Ali gözlerini usulca kapamış şarkıyı söylemeye başlamıştı. Nazlı ise bir yandan Alinin adımlarına ayak uyduruyor diğer yandan da Aliyi dinliyordu. Aliyi ilk kez şarkı söylerken görüyordu ve bu genç kadını tamamen mest etmişti. “Modern zamanlar da aşk yorulmuş mudur? Bu mudur?” diye devam etti Ali şarkıya ve gözlerini açıp yavaşça genç kadını döndürdü. Nazlı ona bakıp kocaman gülümsedi. Şu an heyecandan mı yoksa soğuktan mı titrediğini çözememişti genç kadın. Ali yine elini onun beline koyup sıkıca tutmuştu. Güven verircesine gülümsedi genç kadına karşı genç adam. Bu sefer Ali şarkıyı söylerken genç kadın da ona eşlik etti. “Yanıp sönerken ne güzeldi, ne güzeldi, ne güzeldi. Kayıp giderken ne güzeldi, ne güzeldi, ne güzeldi. Aşk…” diye söylediler birbirlerinin gözlerinin içine baka baka. Yağmur yağmaya başlamasıyla Nazlı yüzünü gökyüzüne doğru kaldırdı. Yağmur hemen hızlanmaya başlamıştı. Genç kadın hemen endişeli bakışlarını genç adama çevirdi. “Ali yağmur yağmaya başladı. Haydi hemen eve girelim. Islanma sen.” Dedi genç kadın ve geri çekilmeye çalıştı. Ali ise sımsıkı onu tutuyordu. “Hayır.” Dedi genç adam kendinden emin bir şekilde. Nazlı şaşkın bakışlarını ona doğru çevirmişti. “Ben seninle birlikte ıslanmak istiyorum, Nazlı. Bak yağmur da dansımıza eşlik ediyor.” Dedi Ali gülümseyerek ve yüzünü gökyüzüne doğru kaldırdı. Nazlı ona bakıp kocaman gülümsedi ve o da yüzünü gökyüzüne kaldırıp yüzüne değen yağmur damlalarını hissetti. Sonra tekrar genç adama döndü. “Yağmur aşkımıza eşlik ediyor Ali.” Dedi sevgi dolu bir sesle. Ali de ona dönüp utangaç bir şekilde gülümsedi. “Tekrar kaldığımız yerden devam edelim mi?” diye sordu genç adam. Nazlının başını olumlu anlamda sallamasıyla dans etmeye devam ettiler. Bir yandan da Ali şarkıyı söylemeye devam ediyordu. Nazlı başını huzurla genç adamın omzuna koyup öylece dans etmeye devam ettiler. Genç kadın bu boş sokakta, yağmurun ve sokak lambasının altında, sevdiği adamın kollarının arasında kendini hiç hissetmediği kadar mutlu hissediyordu. Ali onu dünyanın en mutlu insanı yapıyordu. “Nefesler tutulmuş mudur? Atmosferde aşk yok mudur? Bu mudur?” dedi genç adam. Nazlı başını kaldırıp gülümseyerek Ali’ye baktı. İkisi de yağmurdan ıpıslak olmuşlardı. İkisi de yarın hasta olacaklarını çok iyi biliyorlardı ama şuan çok mutlulardı. Hiç olmadıkları kadar mutlulardı ve önemli olan da buydu. Hem hasta olacaklarsa bile birlikte olacaklardı. Nazlı yavaşça Alinin kulağına doğru yaklaştı. “Seni çok seviyorum biliyorsun, değil mi?” diye fısıldadı. Ali ona doğru dönüp burun buruna geldiler. Nazlı tekrar heyecanlanmaya başladığını hissedebiliyordu. “Ben de sana çok aşığım Nazlı.” Dedi genç adam. Nazlı kocaman gülümseyerek tekrar başını genç adamın omzuna koydu ve şarkıyı tekrar birlikte söylediler. “Yanıp sönerken ne güzeldi, ne güzeldi, ne güzeldi. Kayıp giderken ne güzeldi, ne güzeldi, ne güzeldi. Aşk…”

Mucize - #AlNazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin