Mecburum

1.2K 88 1
                                    

Nazlı film izlemek için Alinin evine gelmişti. Bu sefer Ali ile romantik bir film izlemeyi tercih etmişlerdi. Bu kötü bir seçim olmuştu. Nazlı tüm film boyunca kahramanlar yerine Ali ile kendini koyup durmuştu. Alinin ona sarıldığını, onu öptüğünü, ona şiir okuduğunu hayal etti. Kendini Alinin kollarının arasında hayal etmek kalbinin hızlanmasına sebep olmuştu. Nasıl bir şey olurdu acaba Alinin kolları arasında olmak diye düşündü. Herhalde kendini hiç hissetmediği kadar güvende hissederdi. Hiç hissetmediği kadar huzurlu olurdu. Teninin sıcaklığını hissetmek nasıl olurdu? Başını Alinin omzuna koymak… Ne güzel şey olurdu. Göz ucuyla Ali’ye baktı. Dünyanın en güzel şeyi olurdu herhalde. Gözlerini kapadı genç kadın. Alinin onu öptüğünü hayal etti. Gözlerini gözlerinde, nefesini nefesinde hayal etti. Yüzünün kızardığına yemin edebilirdi. Hıçkırdı. Hızla gözlerini açtı ve ona bakan bir çift gözü fark etti.
“Ne oldu Nazlı?”
“Hıçkırık tuttu Ali.”
“Neden?”
“Heyecandan.”
“Heyecandan mı? Neden heyecanlandın?”
Şimdi ne diyeceğini düşündü Nazlı. Neden heyecanlandığını nasıl açıklayacaktı? Bizi hayal ettim diyemezdi. Utanırdı. “Şey… Filmden dolayı.” Dedi Nazlı. Ali anlamaz bakışlarla Nazlıya baktıktan sonra başını televizyona çevirdi. Nazlıda televizyona döndü ve filme odaklanmaya çalıştı. Romantik film izlemek kesinlikle kötü bir seçimdi. “Sizin böyle şeyler hoşunuza mı gidiyor?” dedi Ali. Nazlı dönüp Ali’ye baktı. “Efendim?” dedi. Ali bakışlarını Nazlıya çevirdi. Daha sonra ellerine baktı. Koltukta Nazlıya doğru kayması ile Nazlı bir kez daha hıçkırdı. “Ali?” diyebildi sadece. Ali bakışlarını ellerinden kaldırıp Nazlıya baktı tekrar. Bir şey demedi. Nazlıda bir şey diyemiyordu. Alinin ona yakınlaşması heyecanlanmasına sebep olmuştu. Gerçi Ali ne yapsa heyecanlanıyordu genç kadın. Ali ellerini ayırıp yavaşça elini kaldırıp Nazlıya yaklaştırdı. Elini Nazlının eline değdirdi. Nazlı heyecanla nefesini tuttu ve ellerine baktı. Alinin elini tutmasıyla gözlerini kapadı genç kadın. Elinde hissettiği el kalp atışlarını hızlandırmıştı. Bu an gerçek miydi yoksa hayal mi görüyordu? O kadar hayal etmişti ki Alinin ellerini ellerinde. Şimdi gerçekten elleri birleşmiş miydi? Kırmızı bir kurdeleyle bağlayabilir miydi ellerini? Ellerinin ayrılmasını hiç istemiyordu. Hep elleri Alinin elleri arasında olsun istiyordu. Bu mümkün müydü? Nazlı tuttuğu nefesi bıraktı. Gözlerini açmaya anın büyüsünü bozmaya cesareti yoktu. Avcunun içinde hissettiği kalp atışları ile nefesi kesildi genç kadının. Düşündüğü şey miydi? Hızla gözlerini açtı. Avcunun içinde atan kalp… Alinin yüzüne baktı. Ali ise kalbinin üstüne koyduğu Nazlının eline bakıyordu. “Ali…” dedi Nazlı. Başka diyecek bir şeyi yoktu. Hissettiği kalp atışları onu mest etmişti. İşte o bu kalp için yaşıyordu. Ali başını kaldırıp ona baktı.
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum” dedi Ali. Nazlı tekrar nefesinin kesildiğini hissediyordu. Ali ona filmdeki gibi şiir mi okuyacaktı? Gülümsedi genç kadın mutlulukla.
“Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum” diye devam etti Ali. Nazlı dolan gözleri ile daha çok gülümsedi. Ne hissedeceğini bilmiyordu. İçinde kocaman bir mutluluk vardı. Kalbinde çiçekler açmıştı sanki genç kadının her yer masmavi olmuştu. Kendini güneşin parıl parıl parladığı bir yaz gününde gibi hissediyordu. Güneş yakıyordu ama aynı zamanda içi de ısınıyordu. Aliyi de sevmek böyle bir şeydi… Çok korkuyordu ama kendini Alinin kollarına bırakıyordu. Onu sevmek yaptığı en doğru, en güzel şeymiş gibi hissettiriyordu. Onu sevmek bir bahar gününü yaşamak gibiydi. Her an güneş gidip yağmur yağacak diye korkuyordu insan ama aynı zamanda da yağmuru yaşamak istiyordu. İçindeki sevgi yağmur gibiydi. İçinde tutamıyordu artık bu sevgiyi. Yağmuru tutamazdın. Yağmura engel olamazdın. Nazlıda kalbine engel olamamıştı. Kalbinden taşıyordu artık bu aşk. O an dilinden dökülenlere kendi de inanamadı. “Seni seviyorum Ali.”

İyi okumalar 💜

Mucize - #AlNazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin