Etrafta dönüp duran Ali’ye bakıyordu Nazlı. Ali, Nazlıyı acil çağırması ile evine gelmişti ama geldiğinden beri hiçbir şey demiyor sadece etrafta dönüp duruyordu. “Ali, canım iyi misin?” dedi Nazlı. Ayağa kalkıp tam Alinin önünde durdu. Ali, Nazlının önünde durduğunda afallamış etrafına bakınmış ve ellerini ovuşturmaya devam etmişti. Nazlı onun hareketlerini takip etti. Bir sorun mu vardı? Kafasında bir şey var gibi görünüyordu. Nazlı kötü bir şey olmasından korktu. “Kötü bir şey yok değil mi?” diye sordu bu sefer Nazlı. Ali ona baktı ve başını eğdi. “Otur Nazlı otur.” Dedi Ali. Nazlı, Alinin dediği ile hızla koltuğa geri oturdu. Ali de onun yanına oturdu yavaşça. Ali hala Nazlıya bakamıyor eliyle oynamaya devam ediyordu. Nazlı elini Ali’ye doğru uzattı tam Alinin elini tutucakken kendini durdurdu. Hep unutuyordu. O kadar çok tutmak istiyordu ki o elleri… Sevgili olduklarından beri bir kere bile el ele tutuşamamışlardı ama Nazlı bunları bilerek kabul etmişti. Bunları kabul ederek sevmişti Aliyi. Bunları kabul ederek beraber olmuştu. Her şeye rağmen çok seviyordu Aliyi… Ve Alinin Nazlısı olmak onu öyle mutlu ediyordu ki. “Evet oturdum. Neden çağırdın beni?” dedi Nazlı, Ali’ye bakarken. Ali derin nefes alıp verdi ve cesaretini topladı. “Ben bir şey yapacağım Nazlı.” Dedi Ali. Nazlı ona bakmaya devam etti. “Ne yapacaksın?” dedi Nazlı. “Seni mutlu edeceğim.” Dedi Ali. Nazlı kocaman gülümsedi. Özel olarak bir şey yapmasına gerek yoktu ki… Alinin varlığı bile öyle mutlu ediyordu ki onu. “Bir şey yapmana gerek yok ki Ali. Ben şuan bile çok mutluyum.” Dedi Nazlı yumuşak bir sesle. Ali tebessüm etti. Nazlı iç çekti ve hayranlıkla Ali’ye baktı. Ali tekrar derin nefes aldı ve gözlerini Nazlının gözlerine dikti. Nazlı hayretle Ali’ye baktı. Ali gözlerinin içine bakıyordu. Göz teması kuruyorlardı. Nazlı, Alinin gözlerinin içine bakması ile nefesinin kesildiğini hissetti. Kalbi deli gibi atıyordu. Ali gözlerine bakıyordu. Bu an sonsuza kadar sürsün istedi genç kadın. Bir ömür böyle Ali ile göz göze kalmak istedi. Bu mümkün müydü? Böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Mümkün olsun istedi Nazlı. “Uzaktan seviyorum seni…” dedi Ali naif bir sesle. Nazlı duyduklarına inanamadı ama bir an olsun gözlerini Alinin gözlerinden kaçıramadı. Uzaktan seviyorum seni… Şiir mi okuyacaktı? Nazlı tekrar nefesinin kesildiğini hissetti. Alinin sesinden şiir dinlemek… Bunu hak edecek ne yapmıştı?
“Uzaktan seviyorum seni
Kokunu alamadan,
Boynuna sarılamadan
Yüzüne dokunamadan
Sadece seviyorum
Öyle uzaktan seviyorum seni
Elini tutmadan
Yüreğine dokunmadan
Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
Şu üç günlük sevdalara inat
Serserice değil adam gibi seviyorum…”Nazlı mest olduğunu hissetti. Kalbi durmuştu sanki. Zaman kavramını yitirmişti. Sadece o ve Ali vardı. Sadece şiir vardı o an. Kalbi göğüs kafesinden çıkacakmış gibi atarken sadece gülümseyebildi Nazlı. Hiçbir şey diyemedi, hiçbir tepki veremedi. Sadece gülümsedi. “Ali…” dedi Nazlı. Devam edemedi. Ne diyecekti? Ne diyebilirdi? Ne dese az kalır gibi hissediyordu. Şu an o kadar özel bir andı ki. Nazlı söyleyeceği herhangi bir lafla bu anı bozmak istemiyordu. Ali ona şiir okumuştu. Bunu ölse unutamazdı artık. Küçük bir çocuğun parka gitme isteği kadar heyecanlıydı. Küçük bir çocuğun en çok istediği oyuncağa kavuştuğunda hissettiği kadar mutluydu. Ve delicesine aşıktı. “Teşekkür ederim…” diye fısıldayabildi sadece Nazlı. Radyoda ansızın en sevdiği şarkıya rastlamış gibiydi. Kendini nasıl tarif edebileceğini bilmiyordu artık. Usulca elini kaldırdı Nazlı. Dokunmak istiyordu. Tüm kalbiyle Alinin kalbine dokunmak istiyordu. Tüm kalbi ile onu sarıp sarmalamak saklamak istiyordu. Kocaman dünyada sadece ikisi kalsalar olmaz mıydı? Kimse olmasa, kimse onlara ulaşamasa, kimse onları ayıramasa… Sadece ikisi. Baş başa. Mümkün olmaz mıydı? Nazlı havaya kaldırdığı elini yavaşça Ali’ye uzattı. “Sen benim rastladığım en güzel şiirsin Nazlı.” Dedi Ali. Nazlı gözlerinin dolduğunu hissetti. Sahi Ali’yi hak edecek ne yapmıştı? Bu aşkı hak edecek ne yapmıştı? Nazlı usulca elini Alinin yüzüne uzattı. Önce parmaklarını dokundurdu Alinin yanağına. Hissettiği ten ile titredi. Ona dokunmak bile dünyanın en güzel şeyiydi… Yavaşça okşadı Alinin yanağını. “Sen de benim hayatımda tanıdığım en güzel şairsin.” Dedi Nazlı.
Uzun zaman oldu. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar 🌸💜

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize - #AlNaz
RomanceAlNaz'ın yaşamasını istediğimiz her şeyi kısa hikayeler şeklinde burada yazıyorum. İyi okumalar!