Nazlı kapının önünde durup bir süre duraksadı. En sonunda elindeki anahtar ile kapıyı açıp bir süre yine durdu. Acaba Ali’yi yalnız bıraksa daha iyi mi olurdu? Yalnız bırakmak istemiyordu ama. Onun yanında olmak istiyordu. Alinin ona ihtiyacı varmış gibi hissediyordu. Bir adım atıp içeri girdi genç kadın ve sessizce kapıyı kapayıp salona doğru ilerledi. Kapıdan içeri baktığında Ali salonda görünmüyordu. “Ali?” diye seslendi. Sessizliği dinledi. Hiçbir ses çıkmamıştı. Evde değil miydi yoksa? Odasına baksa iyi olacaktı. Yavaşça Alinin odasına doğru ilerledi ve kapının önüne geldiğinde kapıyı tıklattı. “Ali?” diye seslendi tekrar. Yine ses gelmeyince kapıyı açtı ve odanın içine baktı. Oda kapkaranlıktı hiçbir şey göremiyordu genç kadın. Işığı yaktı. Ali öylece yatakta uzanıyordu. “Ali?” dedi tekrar genç kadın. Ali hiçbir şey dememiş, yerinden bile kıpırdanmamıştı. Uyuyor muydu? Yavaşça ona doğru ilerlemeye başladı. “Ne yapıyorsun böyle karanlıkta?” diye sordu genç kadın. Bir süre yatağın önünde öylece durdu. Ali öylece tavana bakıyor hiçbir şey demiyordu. Nazlı en sonunda yatağın ucuna oturdu. “Ali konuşmayacak mısın benimle?” diye sordu bu sefer genç kadın. Ali bakışlarını ona çevirmemiş öylece tavana bakmaya devam etmişti. “Düşünüyorum.” Dedi en sonunda genç adam. Nazlı onun konuşması ile bir nebze olsun rahatlamıştı. “Adil hocayı mı düşünüyorsun?” diye sordu genç kadın. Ali başını olumsuz anlamda salladı. “Onu nasıl iyileştireceğimi düşünüyorum.” Dedi. Nazlı ona bakıp elini onun eline uzattı ama tutamadı öylece baktı genç kadın. “Ali…” diyebildi sadece. Ali yatakta oturur pozisyona gelip genç kadının tam gözlerinin içine baktı. “O iyileşecek Nazlı. Onu kurtaracağım.” Dedi kendinden emin bir şekilde. Nazlı bir süre ona öylece bakmıştı. Adil hocanın durumu epey kritikti. Ali için Adil hocanın ne kadar değerli olduğunu biliyor ve ne demesi gerektiğini tam olarak kestiremiyordu genç kadın. “Biliyorum Ali. Ben sana güveniyorum.” Diyebildi en sonunda genç kadın. Ali hafifçe tebessüm etmişti. “Şimdi saat çok geç oldu ama artık uyu olur mu? Ben öyle bir seni görmek için gelmiştim.” Dedi genç kadın ve yavaşça yataktan kalktı. “Yarın yine konuşuruz tamam mı? Şimdi sadece uyu.” Dedi. Ali başını olumlu anlamda sallamış tekrar yatağa uzanmıştı. Nazlı gülümseyip arkasını döndü ve kapıya doğru ilerledi. Tam kapıdan çıkacakken duyduğu cümle ile olduğu yere kilitlenmişti. “Bu gece benimle uyur musun?”
Nazlı ne duyduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Duyduğu cümle tekrar tekrar beyninde dönüyordu. Kelebekler ise midesine hücum etmeye başlamış yine tüm bedenini tatlı bir heyecan kaplamıştı. Yavaşça Ali’ye dönüp şaşkın ifadesiyle ona baktı. “Emin misin?” diye sorabildi sadece genç kadın. Ali başını olumlu anlamda salladı. “Sana ihtiyacım var Nazlı.” Dedi. Nazlı gözleri dolarken tebessüm ederek ona baktı ve başını olumlu anlamda salladı. Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledi ve yatağın kenarına yavaşça uzandı genç kadın. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Yavaşça Aliye doğru döndü. Bir süre öylece birbirlerinin yüzüne baktılar. Nazlı içindeki heyecanı bastırmaya çalışmakla uğraşıyordu. İlk defa Ali ile birlikte uyuyacaklardı. Hem bu anın heyecanını yaşıyordu hem de Alinin rahatsız olmasından deli gibi korkuyordu. Kendini diken üstünde gibi hissediyordu. Genç kadın tekrar sevgilisinin yüzüne baktığında genç adamın dolan gözlerini fark etti. “Ali?” diyebildi sadece genç kadın. Ali ise hiçbir şey dememiş öylece bir yere bakıyordu. Nazlı kolunu açıp Ali’ye baktı. “Gel.” Dedi. Ali başını kaldırıp ona baktı ve yavaşça genç kadının kollarının arasına girip onun boynuna sokuldu. Nazlı boynunda hissettiği gözyaşı ile gözleri dolarken derin nefes alıp verdi. “Gözyaşların boynuma değiyor.” Dedi genç kadın tebessüm ederek. Alinin de sanki güldüğünü hissedebiliyor gibiydi. Bir süre öylece sessizce durdular. Öyle sessizce Alinin rahatlamasını bekledi genç kadın. Ağlamak istiyorsa ağlasın diye düşündü. Yeter ki acısını içine atmasın istiyordu. Yavaşça elini kaldırıp Alinin saçına uzattı genç kadın ve okşamaya başladı. Parmakları Alinin saçlarında gezinirken içinde tarif edemediği bir heyecan oluşmaya başlamıştı yine. “Adil hocam benim babam gibiydi.” Dedi genç adam. Nazlı hiçbir şey demedi. Sadece onu dinledi. O anlatsın, içini döksün ve rahatlasın istiyordu. “Beni öz babam bile istemezken o beni kabul etti. Ben küçükken kimsenin beni istemeyeceğini, kabul etmeyeceğini, sevmeyeceğini düşünüyordum. Hiçbir şeyi hak etmediğimi düşünüyordum ama Adil hoca aslında hiçbir şeyin böyle olmadığını gösterdi bana. Beni kabul etti, beni sevdi, bana öz babamdan daha çok babalık yaptı. Benim de diğer insanlar gibi her şeyi hak ettiğimi öğretti bana. Her düştüğümde o yanımdaydı. Adil hoca beni kaldırırdı biliyordum. Şimdi… Ben düştüğümde o beni kaldıramayacak mı?” dedi genç adam sonlara doğru sesi titremişti. Nazlı onun saçlarını okşamaya devam ederken gözünden akan bir damla yaşa engel olamadı. Sanki Alinin acısını yüreğinin en derinlerinde hissediyordu. Sanki Alinin acıyan yerleri onun da acıyordu. Aynı acıyı paylaşıyorlardı sanki. “Öyle bir şey olmayacak. Adil hoca iyileşecek. Yine senin, benim, hepimizin yanında olacak. Bizim Adil hocamız olacak yine.” Dedi Nazlı güven veren bir ses tonuyla. Ali bir süre yine susmuş hiçbir şey dememişti. “Nazlı iyi ki varsın. Kendimi her karanlıkta hissettiğimde o karanlığı aydınlığa çeviriyorsun.” Dedi genç adam ve kolları ile genç kadının belini sıkıca sardı. Nazlı onun dediği ile tebessüm etti. Kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Tekrar heyecanı gün yüzüne çıkarken onu görmezden gelmeye çalıştı. “Sen de iyi ki varsın Ali. Sen de benim kalbimdeki boşluğu doldurdun. Öyle bir dokundun ki yüreğime… Çiçek açtı tüm yüreğim.” Dedi Nazlı genç adamın saçlarını okşamaya devam ederken. Ali geri çekilip kollarını çekti ve başını tekrar yastığa koyup genç kadının yüzüne baktı. Nazlı elini uzatıp genç adamın yüzüne dokundu ve yanağını okşamaya başladı. Ali ise usulca gözlerini kapamıştı. “Korkma tamam mı? Adil hocaya hiçbir şey olmayacak.” Dedi Nazlı tekrar. Ali ise usulca başını sallamıştı. Nazlı ise anın tadını çıkarıp bir süre sevgilisinin masum yüzünü izlemeye başladı. Masum bir çocuk gibiydi. Çocuk yürekliydi. Nazlı da en çok onun bu yönünü seviyordu. Dünya dokunamamıştı ona. Kirletememişti onu. Tertemiz kalmıştı her şeye rağmen. Ali tekrar gözlerini açtı. “İyi geceler Nazlı.” Dedi. Nazlı tebessüm edip ona baktı. “İyi geceler, Ali.” Dedi genç kadın. Alinin gözlerini kapaması ile birlikte o da gözlerini yumdu. İlk defa Ali ile birlikte uyuyacakları için içi mutlulukla doluydu. O gece ikisi de huzurla uyudular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize - #AlNaz
RomanceAlNaz'ın yaşamasını istediğimiz her şeyi kısa hikayeler şeklinde burada yazıyorum. İyi okumalar!