Nazlı hızla koşarak Alilerin yanına geldi. "Hocam geç kaldım. Çok özür dilerim." dedi Nazlı. "Tamam. Bir daha olmasın. Şimdi hastamıza bakalım." dedi Ferman ve odaya girdi. "Günaydın Nazlı." dedi Ali. Alinin sesiyle gözleri Ali'ye döndü. "Günaydın." dedi gülümseyerek. Sonra hasta aklına geldi ve odaya girdi. Oysa orada durup sadece Ali'ye bakmak daha ilgi çekiciydi. "Hasan Gülengül. 61 yaşında. Karaciğerleri iflas etmek üzere." dedi Demir. Nazlı duyduğu isim ve gördüğü yüz ile kitlendi. Bu babasıydı. Gelen hasta babasıydı. Gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordu Nazlı. Onu bunca zaman sonra görmek Nazlıyı derinden sarsmıştı. Hiçbir şey diyemiyordu. Etrafındaki sesleri anlamıyordu. "Baba?" Dedi en sonunda. "Nazlı kızım..." dedi babası. "O senin baban mı?" Dedi Ali. "Nazlıyı çıkar Ali. Nazlıyı odadan çıkar." dedi Ferman. Nazlı bakışlarını Fermana çevirdi. "Hayır çıkmayacağım hocam." dedi Nazlı ve Demirin elindeki dosyayı aldı. "Hasan Gülengül. 61 yaşında. Karaciğerleri iflas etmek üzere. Ben sebebini biliyorum. Alkol. Çünkü benim babam alkolik. Alkolü her zaman bizden daha çok sevdi." dedi Nazlı. "Nazlı odadan çık! Ali, Nazlı ile git." dedi Ferman. "Nazlı?" Dedi Ali. "Nazlı kızım..." dedi Hasan. "Sakın kızım deme bana!" dedi Nazlı ve odadan çıktı. Ali de peşinden gitti. Nazlı şu anda Aliyi görmüyordu, duymuyordu. Kendini çatıya attı ve yere çöküp küçük bir kız çocuğu gibi ağlamaya başladı. Ali gelip sessizce yanına oturdu. Ali'ye dönüp bakmadı. Sadece ağlıyordu. İçinde kocaman bir yangın vardı ve içini soğutmaya çalışıyordu. "Bir kız çocuğu için baba ne demek biliyor musun? İlk aşk. Hayallerinin prensi. Güvenilir bir liman. Babam benim için hiçbiri olmadı. Babam benim için bir gün arkadaşlarımın babası gibi olmasını istediğim bir hayaldi hep. Arkadaşlarım her pazartesi babaları ile haftasonu yaptıklarını anlatırken benim babamla ilgili tek anım odamın kapısından ağlayarak onun içmesini izlemekti. Benim hiç babam olmadı Ali. İlk aşkım, prensim, güvenilir limanım olmadı. Babam orada duruyordu ama benim babam değildi. Ben kendi kendimi büyüttüm. Kendi kendime yettim." dedi Nazlı hıçkırıkları arasında. Ali ile konuşmak iyi gelmişti. Alinin sadece yanında oturması bile iyi geliyordu ya ona. "Benim babam da beni hiçbir zaman sevmedi. Beni hep ona gönderilmiş bir ceza olarak gördü. Hep 'Allahım ben ne günah işledim de bana bu evladı verdin' derdi. Utanırdı benden." dedi Ali. Nazlı dönüp Ali'ye baktı. Gözlerinden inciler usul usul akıyordu. "Üzgünüm. "dedi Nazlı fısıltıdan ibaret sesiyle. Nazlı tekrar bir yaşın gözünden firar etmesine engel olamamıştı. Ali yavaşça ona elini uzattı ve göz yaşını sildi. Nazlı usulca gözlerini kapadı. Alinin bu ufacık hareketiyle nefesi kesilmişti. Sanki Ali tüm yaralarını alıp götürmüştü. O küçük kız çocuğu iyileşiyordu. Ne Nazlı gözlerini açıyordu ne de Ali elini çekiyordu. Biraz daha anın tadını çıkarabilirim diye düşündü Nazlı. Sadece biraz daha Aliyi hissetmek istiyordu. Öyle iyi geliyordu ki ruhuna... Dokunduğu yerler iyileşiyordu, çiçek açıyordu. "Öhöm öhöm." dedi bir ses. Nazlı duyduğu sesle hızla gözlerini açıp geri çekildi. "Ben dokundum. Dokundum. Nazlıya dokundum." dedi Ali. "Ferman hoca toparladıysa gelsin diyor." dedi Demir. Nazlı hızla ayağa kalktı. "Tamam. Ben geliyorum. Onun durumu nasıl?" Dedi Nazlı. "Kötü." dedi Demir ve elini Nazlının omzuna koydu. "O iyi olacak." dedi Demir ve gitti. Nazlı tekrar dolan gözlerine engel olamamıştı. Her şeye rağmen onun iyi olmasını istiyordu. "Ben yapamıyorum." dedi Ali. Nazlı tüm odağını Ali'ye topladı. "Neyi?" Dedi Nazlı. "Sen çok üzülüyorsun. Ben sana o beyaz yalanlardan söyleyemiyorum. Yapamıyorum işte." dedi Ali. Nazlı, Ali'ye dönüp hafif tebessüm etti. "Senin bir şey yapmana gerek yok ki Ali. Varlığın yetiyor iyi hissetmeme." dedi Nazlı. Ve gülümsediler. Sarılmak istedi o an Nazlı. Sarılsa ne olurdu? Buna deli gibi ihtiyaç duyuyordu. Nazlı bir cesaret Ali'ye yaklaştı ve sıkıca sarıldı. Sanki nefes almak için buna ihtiyacı varmış gibi. Sanki bu an için yaşamış gibi. Alinin kokusunu içine çekti. Mest olmuştu. İşte şimdi içindeki kız çocuğu iyileşiyordu. Ali onu iyileştiriyordu. Hiçbir şey yapmadan, demeden sadece öylece durarak Nazlıyı iyileştiriyordu. Tüm ruhuna iyi geliyordu. Nazlı beline sarılan kollara gülümsedi. İşte şimdi kendini tam hissediyordu. Kalbi tamamlanmıştı. Aşk... Onu iyileştirmişti.
İlk olarak herkese 1K okuma için teşekkürler. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar! 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize - #AlNaz
RomanceAlNaz'ın yaşamasını istediğimiz her şeyi kısa hikayeler şeklinde burada yazıyorum. İyi okumalar!