Yenilgi

1.6K 92 13
                                    

Nazlı etrafında dönüp duruyordu. Artık kapıyı çalması gerekiyordu ama söyleyeceklerini kafasında toparlayamıyordu. Ayrıca sarıldıkları günden beri Aliyi görmemişti. Ali ne durumdaydı? Ali o gün kaçıp gittiğinden beri sürekli kaçıyordu ondan. Kendini kötü hissediyor olmalıydı. Bu düşünce Nazlıyı daha çok üzdü. Alinin üzülmesini hiç istemiyordu. Bir cesaretle kapıyı çaldı Nazlı. Kapı açılmadı. Tekrar kapıyı çaldı. Tekrar.

"Ali içerdesin biliyorum." diye seslendi Nazlı. Bir süre sessizlik oldu. "Nazlı git." diye ses geldi. Ali de kapının arkasından sesleniyordu.
"Ali konuş benimle ne olur."
"Olmaz."
"Ne olur Ali."
Kapı açıldı ve Ali içeri doğru kaçtı. "Ali..." dedi Nazlı ve içeri girdi. Salona geçip elleriyle oynayıp duran Ali'ye baktı. Ne diyecekti? Ne demesi gerekiyordu? Nereden başlamalıydı? Evde dakikalarca tekrarladığı bir türlü toparlayamadığı cümlelerin şimdi hiçbirini hatırlamıyordu. Aliyi görmesiyle hepsi uçup gitmişti. Ali'ye baktı. O an onu ne kadar çok özlediğini fark etti. Günlerdir görmemiş, konuşmamışlardı ama şimdi Ali işte karşısındaydı. Sadece kısa bir an öylece durup Aliyi izlemek istedi ama hemen aklına konuşmaları gerektiği gelmişti.

"Ali... Ben özür dilerim. Bir anda sarılmamalıydım." dedi Nazlı. Hiç pişman değildi ama. Yine olsa yine yapardı belki. "Nazlı neden özür diliyorsun ki? Özür dilemesi gereken kişi sen değilsin." dedi Ali. Nazlı Ali'ye doğru bir adım attı. "Ali ben..." dedi ama devam edemedi. "Ben kabullendim." dedi Ali. "Neyi?" diye sordu Nazlı. "Sana bazı şeyleri veremeyeceğimi." dedi Ali. Nazlı Alinin hüzünlü gözlerine baktı. Onun acısını içinde hissediyordu sanki. Aşk böyle bir şey miydi? Bir olmak mıydı? Alinin kelimelerini düşündü. Ali böyle mi düşünüyordu sahiden? Nazlı tekrar Ali’ye doğru bir adım atıcakken duraksadı. Aksini söylemek istedi. Hiçbir beklentisi olmadığını sadece Alinin yanında olmasını istediğini söylemek istedi. Peki neden kelimeler ağzından dökülmüyordu? Neden konuşmak yerine öylece susuyordu?

"Olmuyor. Ben istesemde olmuyor. Bazı şeylerin mümkün olmadığını söylemiştin. Haklıymışsın. Bazı şeyler mümkün değil." dedi Ali. Nazlı dolmaya başlayan gözleriyle Ali'ye baktı. "Ali..." dedi Nazlı. Yine kelimeler dudaklarından dökülmemişti. Kelimeler yerine göz yaşları dökülüyordu birer birer. Kalbi sızlamaya başlamıştı. Bu konuşmanın devamını duymak istemiyordu. "Sus..." diye fısıldadı. Sesi güçsüz çıkmıştı. "Sana bunu yapmaya hakkım yok." dedi Ali. Nazlı yalvaran gözlerle Ali'ye baktı. "Ne olur devam etme." dedi gözünden bir damla yaş akarken Nazlı. Bu bir veda konuşması mıydı? Bitiyor muydu her şey? "İstediğin gibi olsun. Arkadaş olalım. Ben seni sevmeyi bırakacağım." dedi Ali gözünden bir damla yaş akarken. Ali de ağlıyordu. Nazlı daha şiddetli ağlarken Ali'ye doğru bir adım attı. İşte şimdi dibine girmişti Alinin.

Alinin gözlerinin içine baktı. Gözleriyle anlatmaya çalıştı derdini. Bu bir veda konuşmasıydı. Bitmişti her şey. Artık onlar yazılamamış bir şiir, yarım kalmış bir şarkıydılar. Nazlı böyle olsun istemiyordu. O, Ali ile tamamlanmak istiyordu. Yarım kalmak istemiyordu. Kışta kalmak istemiyordu, güneşi görmek istiyordu. Ali ile onun sevgi dolu dünyasında yaşamak istiyordu. Karşılarına çıkacak her engelle beraber savaşmak, beraber yenmek, beraber yenilmek istiyordu. "Beraber yenilelim mi Ali?" Dedi Nazlı. Ali ona anlamaz gözlerle baktı. "Beraber kazanalım mı? Beraber savaşalım mı tüm engellerle?" Dedi Nazlı umutla. Ali bir şey demedi. Nazlı bir cesaretle Alinin elini tuttu.

"Beraber savaşalım her şeyle." dedi Nazlı. Teninin altında hissettiği ten içini ürpertiyordu. Sadece elini tutmak bile nasıl bu kadar heyecanlandırıyor? Ali elini çekti. "Yapamam. Yapamam. Yapamam." dedi Ali ve arkasını döndü. Alinin arkasını dönmesiyle Nazlının yere çökmesi bir oldu. Artık kendini ayakta tutacak gücü bulamıyordu. Onun tüm gücü Aliydi ve şimdi Ali gidiyordu. Nasıl ayağa kalkacaktı? "Bırakma beni..." diye yalvardı Nazlı. "Beni sevmeyi bırakma... Her şeyim olmuşken şimdi öylece gidemezsin." dedi Nazlı göz yaşları arasında. Ali onun önünde yere çöktü ve ona baktı. "Nazlı?" Dedi Ali. "Bırakma beni..." dedi Nazlı. Ali ona sarıldı. Nazlı sıkıca sarıldı Ali'ye. İşte şimdi kendini tamamlanmış hissediyordu. Bir şiir yazılmış, bir şarkı tamamlanmış, iki ruh bir bütün olmuştu. Tüm yaraları iyileşmişti. "Bırakmayacağım." dedi Ali.

İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum. 🌸💜

Mucize - #AlNazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin