Sakin ol Jimin.Bayılmanı sağlayacak hiçbir şey yok Jimin.
Alt tarafı bedenleriniz birbirine değecek kadar çok yakın ve eli ağzında.
Ayrıca gözleri biraz kızarmış ama mükemmel görünüyor.
Ve dudaklarını ısırdığı pembeliğinden belli oluyor.
Hayır Jimin titreme anlayacak!
Bayıl gitsin oğlum!
İç seslerim çatışmaya girmişken derin bir nefes almaya çalıştım. Dudaklarımın titrediğini hissedebiliyordum. Elini ağzımdan çekmeden önce fısıldadı.
"Çığlık atma, sana zarar vermeyeceğim. Öyle biri değilim zaten."
Yavaşça kafamı salladığımda elini çekti. Dudaklarını yaladı ve aramızdaki mesafeyi açma girişiminde bulunmadan elini uzatarak kapıyı kilitledi. Aman Tanrım! Oh hayır hayır hayır! Buna hazır değilim! Hele okulun bir sınıfında hiç olmaz!
Ellerini cebine koydu ve gözlerini bana dikti.
"Neden hala titriyorsun? Kalbinin atışlarını duyabiliyorum."
"Ben korktuğum için."
Hafifçe gülümsedikten sonra pembe dudaklarını araladı.
"Sana az önce fazla kaba davrandım. Özür dilerim."
Şaşırsamda konuşmaya çalıştım. Onunla boş sınıfın birinde, kilitli ve bu kadar yakın durmak gerçekten beni ölebilecek duruma getiriyordu.
"Sorun değil."
Tekrar hafifçe gülümsedi. Küçük gamzesi gözükünce titrememin arttığını hissediyordum.
"Tamam, sadece buydu. Sana bir şey yapmam diyorum neden böylesine titriyorsun ki?"
Ellerimi kaldırdım ve bilmediğimi belirten bir şekilde iki yana açarak kafamı yana yatırdım. Bu lanet hareketi neden yaptım bilmiyordum. Hafifçe kıkırdaması yüzümün kızarmasını sağlamıştı. Geri çekilerek aramızdaki mesafeyi açtı ve kolundaki saate baktı.
"Teneffüsün bitmesine beş dakika var. Eğer buradan beraber çıkarsak koridordakilerin düşüncelerini biliyorsun. İstersen zilin çalmasını bekle."
Jungkook ile beş dakika daha? Yüce Tanrım nasıl bir iyilik yaptım da biri bana dua okudu?
"Olur." sesim titrese de kekelememiştim.
"Seni bekleyeceğim. Dediğim gibi okuldakiler seni gördüğünde ikimiz içinde pek hoş olacağını sanmam." Diyerek yüzünü buruşturduğunda, bir tarafım sevimliliğine kapılmış diğer tarafım ise beni düşünmesine hayran kalmıştı.
"Teşekkür ederim." dedim kısık sesle. Gözleri gözlerime kayınca tek elini uzatıp sol elimi çekti. Tamam, öleceğim! Buradan kurtuluşum yok! Sol elimin avucuna baktı ve kıymıktan dolayı olan yarayı inceledi. Bir parmağını yaranın etrafında gezdirince düşüp bayılacağımı sandım.
"Çok acıyor mu?" Dedi gözlerini bana çevirerek. Kafamı iki yana salladım.
"Mendili getirdiğin için teşekkürler, benim için önemliydi. Büyükbabamdan kalma. Herneyse."
Biliyorum. Bu mendil büyükbaban için çok önemliymiş ve uğur getirsin diye ölmeden önce sana vermiş. Asla yanından ayırmazsın.
" Hala sakinleşememiş olman garibime gidiyor."
Elimi bıraktıktan sonra kendisini kapıya yaslayıp kollarını önünde birleştirdi. Bense başımı eğdim ve derin nefesler almaya çalıştım. Başım dönüyordu ve cidden bedenen titriyordum. Jungkook'un beni izlediğini hissedebiliyordum.
Telefonunu çıkardı ve bir şeyler yapma başladı. Bu sefer ben onu izliyordum. Oda da mesaj sesim yankılanınca nefesimi tuttum. Kafasını kaldırdı ve şaşkınca bana baktı. Bir şeyler daha yaptıktan sonra tekrar yankılandı. Büyük ihtimal bana mesaj atıyordu çünkü bu hatta sadece onun numarası vardı.
Gözlerimi sımsıkı kapatarak alt dudağımı ısırdım. Anlamıştı ve her şey bitmişti. Şimdi benimle dalga geçecek ve kahkahalarla gülecekti. Zil çaldığında hızla kapıya doğru ilerledim.Ona bakmadan kapının koluna tutunmuştum ama o kapının önünden çıkmıyordu.
"Şimdi anladım neden titrediğini ve kalp atışlarını duyabildiğimi."
Keyifli sesi kulaklarımı doldurduğunda orada ölmek istedim.
"Neydi? Aşk; Elini koymadığın sürece attığını hissetmediğin kalbinin, onun yanındayken bütün bedeninde attığını hissetmendir. Güzel söz gizli hayranım"
"Lütfen gitmeme izin ver."
Hala ona bakamıyordum. Kıkırdadı ve yana çekildi. Titreyen ellerimle kilitli kapıyı açarak hızla sınıfa doğru koşmaya başladım. Lanet olsun! Bir buçuk yıldır bir şey olmamışken şimdi her şey üst üste geliyordu ve mutlu mu olsam delirsem mi şaşırmıştım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where do broken hearts go? ✔️
FanfictionJimin, Jungkook'a 1,5 yıldır platonik aşıktı ve en sonunda ona mesaj atmaya karar verdi -jikook