Bazıları sevdiği için ağlar, bazıları ise sevdiği için susar."Her şey hazır mı ?" Dedi Jungkook işleri yoluna koymaya çalışırken. Hoseok ona trip Nora'ya kendini affettirmeye çalıştığı için yardım edemiyordu ve Jungkook delirmek üzereydi.
"Sakin ol, her şey tamam." Dedi Jimin masaları düzenleyip. Celine'in Doğum günü için Seokjin bir parti düzenlemişti ve o Celine'i almaya gittiği için Jungkook ilgileniyordu.
"Beni dinleyin! Şimdi herkes eline balonları alarak masaların altına girsin. Gelmek üzereler!"
Seokjin'in Celine'i karşıdan getirdiğini gören herkes bulunduğu yerdeki masanın altına telaşla girdi. Jimin'in yanına bir kişi daha gelince kafasını hızla ona döndürdü.
"Başka masa mı yok ya?" Diye fısıldadığında Jungkook güldü ve kafasını ona çevirdi. Burun buruna geldiklerinde Jimin hemen kafasını geri çekti.
"Ben bu masayı çok sevdim, çok güzel. Senin için buradayım sanma."
Alaylı sesine ikisi de gülmeye başladığında Jimin kalp krizi geçirmemek için önüne döndü ve Seokjin ile Celine'i beklediler.
"Gel bebeğim." Dedi Seokjin yüzündeki koca gülümsemeyle Celine'in gözlerini göz bandıyla kapattıktan sonra elinden tutarak.
"Beni kaçırıyor musun?" Dedi Celine gülerek kendini Seokjin'in yönlendirmelerine bırakmışken. Seokjin kızın gülüşüne baktığında içinin kıpırtısına engel olamadı. Jungkook'un ayarladığı kafeye girdiği anda kimseyi göremedi, Celine'in gözlerini açabilmesi için Jungkook'un kendini belli etmesi gerekiyordu. Etrafına bakınırken Jungkook'un bir masanın altından ona baktığını gördü.
"Buradayız." Dedi Jungkook dudak hareketleriyle. Yanındaki kıpkırmızı Jimin'i de gördüğünde Seokjin kıkırdamasını bozmadı. Seokjin Celine'in gözlerini açtığında kız bomboş alanı görünce hayal kırıklığına uğrasa da hafifçe gülümsedi.
"Ne yapacağız Seokjin?"
Seokjin kızın yüzünün düştüğünü görünce bir ıslık çaldı ve herkes ellerindeki süslemeleri havaya fırlatarak ayağa zıpladı. Balonlar havaya uçuşurken doğum günü şarkısı söyleniyordu. Jungkook çıkıp kızın kafasına konfeti patlatırken kız dolu gözlerle etrafa bakıyordu.
"Bugün benim doğum günüm..." diye fısıldadı kız. Kendi bile unutmuştu. Seokjin gülümsedi ve belinden tutarak kendine çevirdi.
"Sen kendini unuttuğunda bile bebeğim, ben seni her zaman hatırlayacak ve seveceğim. İyiki doğdun ve hayatıma girdin, sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum."
Onlar birbirlerine sarıldıklarında Jimin gülümsedi.
"Ne güzel seviyor." dedi Jungkook'a dönmeden. Jungkook bir süre onlara baktıktan sonra kafasını çevirdi.
"Seokjin Celine'i tam iki yıl boyunca sevdi. Ama Celine başkasını seviyordu ve Seokjin bunun için sustu. Celine sevdiği çocuk için ağladı, Seokjin Celine için sustu."
Jimin Jungkook'un son günlerde gittikçe içine kapandığını fark ediyordu ve bu garipti. Konuşmaları eski samimilikte olmuyordu, Jungkook da edebi biri olup çıkmıştı.
"Aşık olmuş gibi konuşuyorsun." dedi Jimin gözlerinin kahkahalar atan Seokjin Celine çiftinden çevirmeden. İçi biraz burkularak bunu söylese de, Jungkook'un aşık olmamakta direndiğini biliyordu. Jungkook çocuğa bakarak bir iç çekti ve sadece kendi duyabileceği bir sesle mırıldandı.
"Belki de olmuşumdur."
Jimin gidip Celine'in doğum gününü kutlayarak hediyesini verirken Jungkook öylece çocuğu izliyordu. Zamanları gittikçe daralıyordu. Bir sonraki hafta mezuniyet vardı, ondan sonra sınav ve ardından okullar kapanıyordu.
Bayan Park haklıydı, Jimin yıkılacaktı ve unutmasının tek yolu iletişimlerinin kesilmesiydi. Son zamanlarını güzel yaşayacaklardı, ardından onu engelleyecekti ve her şey bitecekti. Şimdi bunları düşünmenin zamanı değildi, daha beraber eğlenebilecekleri çok vakit vardı. Yani en azından yirmiden fazla gün, onlar için yeterdi.
Jungkook tebessüm etti ve geçende barıştığı Taehyung'a işaret verdi. Taehyung Dj'lik yaparken hafif gülümsedi ve önüne döndü.
"Azıcık dans et Jimin!" diyerek Celine ile sohbet eden çocuğun bileğinden tuttu ve ona ayak uydurması için dans etmeye başladı. Jimin kıkırdıyor, Jungkook'un yaptığı ayak hareketlerini yapmaya çalışıyordu. Celine gülümseyerek o ikisine baktı.
"Birbirlerini seviyorlar."
Seokjin'in omzuna başını koyduğunda çocuk belinden tuttu ve kokusunu içine çekti.
"Ancak bazı aşklar başlamadan bitmek zorunda kalır. Onları ki de öyle."
Jimin Jungkook'un poposunu sallayarak dans etmesine kahkahalarla güler ve diğer kızlar bakıyor mu diye kontrol ederken, Celine burukça gülümseyerek içinden bir gün mutlu olmaları için dua etti.
Jungkook ise içindeki huzursuzluk ne kadar sürse de, sadece Jimin eğlensin diye dansına devam etti. Onu döndürdü, saçma danslar yaptı ve gülüşünü izledi.
Jimin güldü, Jungkook sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where do broken hearts go? ✔️
FanficJimin, Jungkook'a 1,5 yıldır platonik aşıktı ve en sonunda ona mesaj atmaya karar verdi -jikook