Bizi bir eve getirmişti. Burada kimse yoktu. Boş büyük bir evdi. Anka elimi hiç bırakmıyordu.
"Anne, gidelim buradan. Burası çok korkutucu." dedi Anka.
"Merak etme anneciğim, yanında ben varım." dedim. Odada tek başımızaydık. Birden kapı açıldı. İçeri Savaş ve adamları girdi. Adamları gelip Anka'yı benden almaya çalıştılar. "Hayır, kızımı vermem." dedim.
"Anne ben korkuyorum." dedi Anka. İkimizde ağlıyorduk.
"Anka korkma kızım, ben birazdan geleceğim." dedim. Adamlar alıp götürdü ve kapı kapandı. Ayağa kalkıp ona vurmaya başladım. "Kızımı geri ver bana. Onu benden almaya hakkın yok!" diye bağırarak ağlıyordum. Kollarımdan tuttu ve duvara yasladı. Çok yakındık birbirimize. Nefes nefese kalmıştım. Nefesi yüzüme çarpıyordu.
"Bana doğruları söylemezsen kızını sana asla geri vermeyeceğim." dedi.
"Savaş lütfen, bak o bensiz yapamaz. Hiç bensiz kalmadı. Bırakta yanına gideyim." dedim. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu.
"O çocuk kimden?" dedi. Gerçeği söylemeli miydim?
"Senden Allah'ın belası! Senden!" diye bağırdım. Bir an durdu ve bana öylece baktı.
"Benim kızım." dedi şaşırmış bir şekilde. Kafamı eğdim.
"Ne olur kızımı bana geri ver. Ağlamaktan harap olmuştur şimdi." dedim.
"Bir de utanmadan 'kızımı geri ver' diyorsun. Tam 5 yıl kızımı benden sakladın. Şimdi onu sana vereceğimi mi sanıyorsun?" dedi. Hayır! Bu olamazdı! Anka bensiz yapamazdı, dayanamazdı.
"Savaş, bak lütfen yapamaz o. Yapma lütfen." dedim.
"Sen kızımın bebekliğini benden çaldın. Şimdi sıra bende." dedi.
"Savaş, hayır! Anka seni tanımıyor lütfen bir şey söyleme." dedim. Beni dinlemeden odadan çıkıp kapıyı kilitledi. Kapıya vurmaya başladım. Açmadılar, kapının dibine çöktüm. Lanet olsun! Keşke gelmeseydim. Gözyaşlarım durmaksızın akıyordu.
****
Kaç saat geçti bilmiyorum ama bu süre zarfında durmaksızın ağlamıştım. Anka hayatta bensiz yapamazdı. Kreşte bile zor duruyordu. Birden kapı açıldı. Bir adam geldi ve zorla kolumdan tutup odadan çıkardı.
"Nereye götürüyorsunuz beni?" dedim ama cevap alamadım. Sonra bir kapıyı açtılar. İçeri de Anka ve Savaş vardı. Anka beni görür görmez bana sarıldı. Gözleri kırpkırmızı olmuştu.
"Anne, hani beni bırakmayacaktın?" diye sitem etti Anka.
"Olur mu anneciğim? Ben seni hiç bırakır mıyım? Sadece ufak bir işim vardı. Hem sen niye ağladın bakalım? Ben sana ağlamak yok dememiş miydim?" dedim.
"Ama anne!" dedi Anka. Gülümseyerek ona baktım.
"Tamam anneciğim, hem sen niye uyumadın? Çok geç olmuş." dedim.
"Ben bu adama bubuyu istiyorum dedim ama getirmedi. Annemi istiyorum dedim, olmaz dedi." dedi Anka. Savaş bana dışarıyı gösterip çıktı. Anka'yı kucağıma aldım ve yanağından öptüm. Sonra da yatağa bıraktım.
"Sen burada otur, ben hemen geleceğim." dedim.
"Ama gel." dedi.
"Geleceğim kızım." deyip odadan çıktım. Savaş koridorda deli gibi dönüyordu.
"Senin yüzünden kızım hakkında hiçbir şey bilmiyorum." dedi.
"Neden biliyor musun? Çünkü bana tecavüz ettin Savaş. Kaldıramadım, daha 19 yaşında bir kızdım. Korktum, kötü bir şey yapmandan ödüm koptu. O yüzden kafamı dinlemek için Amerika'ya gittim." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Literatura FemininaMTB'nin 2. kitabıdır ama 1. kitap okunmasa da anlayabileceğiniz şekilde. Uçurumdaydım, bir uçurumun kenarında yol alıyordum. İlk adımı benden bekliyordu ama ben uçurumun kenarındaydım. Bir adım ötesi ölümdü.