Gözlerimi açtım ve etrafıma bakındım. Yataktan kalktım ve rutin işlerimi halledip odadan çıktım. Aşağı inerken Savaş da kendi odasından çıkıyordu. Evet daha onunla beraber yatacak gücüm yoktu. Sonuçta bir kere o korkuyu yaşamıştım ve daha aşamamıştım. O yüzden odalarımız farklıydı ve o da anlayışla karşılamıştı.
"Günaydın." dedim.
"Günaydın." dedi ve beraber aşağı inip mutfağa girdik. Güzel bir kahvaltı hazırlasam iyi olacaktı.
"İşe gitmiyorsundur umarım, Ayşe gelecek." dedim çay koyarken.
"Onu görüp işe gideceğim, önemli birkaç işlerim var. Biraz uzun sürebilirler." dedi Savaş. Yine ne yapacaktı?
"Ne işler peşindesin?" dedim.
"Bizi etkilemeyecek şeyler hayatım, sen kafanı yorma." dedi. Anka patates kızartmasını çok sevdiği için patates kızartıyordum.
Kahvaltı neredeyse hazırdı ve bizim uykucu hâlâ uyuyordu. Savaş masadan kalktı.
"Ben şu uykucuyu uyandırıp geliyorum." dedi ve mutfaktan çıktı. Son olarak Anka'nın portakal suyunu da koyup masaya oturdum.
"Baba tamam ama ya!" diye koşturarak aşağı iniyordu Anka.
"Anneciğim kaç kere sana merdivenlerden inerken koşma dedim." dedim.
"Ama anne, babam arkamdan geliyordu." dedi Anka. Savaş'a baktım.
"Sevgilim daha çocuk, koşacak ve düşecek. Düşe kalka hayatı öğrenecek." dedi Savaş ve masaya oturdu. Bu sırada kapı çaldı. Anka hemen ayaklandı.
"Ben bakarım." diye koşarak kapıya gitti. Birkaç dakika sonra Ayşe, Anka'yı kucağına alıp gelmişti. Gülümseyerek kalktım ve sarıldım. Savaş da aynı şekilde yaptı.
"Hoşgeldin, bu kadar erken beklemiyorduk." dedim ve masaya bir tabak daha koydum.
"Bir an önce gelmek istedim." dedi Ayşe.
"İyi yapmışsın." dedi Savaş. Güle eğlene kahvaltımızı yapıyorduk.
Kahvaltı bittiğinde ben ve Ayşe kahvaltıyı toplamaya başladık. Savaş ile Anka da oturma odasına gitmişti. Birkaç dakika sonra Savaş yanımıza geldi. İşimiz neredeyse bitmişti.
"Ben çıkıyorum, akşam görüşürüz." dedi ve alnımdan öptü.
"Bugün de mi çalışacaksın ağabey?" dedi Ayşe. Savaş, Ayşe'ye döndü ve sarıldı.
"Birkaç işim var onları halledeceğim, akşama dönerim. Sizde kızlar partisi yaparsınız." deyip güldü.
"Görüşürüz." dedim.
~Yazar'dan~
Savaş evden çıktı ve şirkete gitmek için arabasına bindi. İlk önce Mert ile konuşacaktı. Şu babasının olayını bir tam olarak dinleyecekti. Sonra da onları o hâle düşüren adamın hayatına son vermeye gidecekti. Anka'yı kaçırarak ve vurarak hayatının hatasını yapmıştı adam.
Savaş şirkete geldiğinde asistanı direkt yanına geldi.
"Savaş Bey içeri de Mert Bey var. Sizinle konuşmak içi..." Savaş sözünü kesti.
"Biliyorum, bugün bütün planları iptal et. Çünkü sadece sabahtan şirkette olacağım. Öğlenden sonra yokum." dedi Savaş.
"Ama babanızla yapacağınız ortalık bugün imzalanacak." dedi asistan. Savaş ilk başlarda babasının batmaya yakın olduğunu bildiği için ortaklığı kabul etmişti. Ne de olsa o onun babasıydı ve batmasına izin vermezdi taa ki düne kadar. Dün Ayşe'den öğrendiği olaydan asla o adama acımayacaktı. Yavaş yavaş o adamı yok edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Chick-LitMTB'nin 2. kitabıdır ama 1. kitap okunmasa da anlayabileceğiniz şekilde. Uçurumdaydım, bir uçurumun kenarında yol alıyordum. İlk adımı benden bekliyordu ama ben uçurumun kenarındaydım. Bir adım ötesi ölümdü.