~Alya~
"Başka hiçbir görüntü yok." dedi Emre. Dedikleri görüntü de arabadan geçerken sadece bir kaç dakikalığına görünüyorlar ama Ayşe arabada yerinde durmuyor. Sürekli kaçmaya yelteniyor. Sonra kamera açısından çıkıyorlar.
"Nereye gitmiş olabilirler?" dedi Demir.
"Araştırıyoruz." dedi Emre.
"Emre lütfen bir çabuk olun. O adamın yapacağı şeylerden çok korkuyorum." dedim.
"Merak etme yenge, elimizden geleni yapıyoruz." dedi Emre.
"Görüntüde ki yerden sonra kamera bulamadık. Çok ters bir yere gidiyor." dedi bir başka adam.
"Savaş biliyor mudur?" dedim.
"Ben Mustafa'nın Ayşe'yi kızı olduğunu bildiğini sanmıyorum." dedi Demir.
"Nasıl? O zaman Ayşe neden Mustafa'nın arabasındaydı?" dedim.
"Bilmiyorum, kızı olduğunu bilseydi böyle davranmazdı. Kızı resmen kaçırmış gibi." dedi Demir.
"Umarım öyledir ama bilmemesi de kötü bir şey. Çünkü kıza her şeyi yapabilir." dedim. Bir adam odaya girdi.
"Arabanın durduğu bir kısım var. Orman yoluna sapıyor ve birden duruyor. Sonra da kızı inip koşmaya başlıyor. Sonra açıdan çıkıyorlar." dedi adam.
"Gidip bakmalıyız." dedim.
"Bakmalıyız değil, bakmalıyım. Bu sefer seni götüremem Alya. Seni tehlikeye atamam." dedi Demir.
"Demir saçmalama, tabiki bende geleceğim." dedim. Yavaş yavaş arkaya doğru gidip kapıya yöneldi. "Demir beni buraya kilitleme sakın! Her seferinde bunu yapmandan bıktım. O kız bana emanetti ve ben koruyamadım. Tabiki geleceğim." dedim.
"Tamam ama yanımdan ayrılmak yok." dedi.
"Hadi gidiyoruz." deyip odadan çıktım. Herkes arabalara bindi.
********
Bir ormana gelmiştik ve neredeyse yarım saattir etrafı dolaşıyorduk. Bu yaptığımız biraz aptalcaydı. Sonuçta 4 gün önce buradalardı. Ne bulacaktık ki?
"Demir Bey bir iz buldum." dedi adamlardan biri. Hepimiz o tarafa yöneldik. Oraya gittiğimizde taşın üstünde kırmızı renkte boya mıydı bilmiyorum. Kanda olabilirdi ama kimin kanıydı? Ayşe'nin kanı olamaz.
"Bu kanı inceleyin." dedi Demir. Bu sırada kenarda duran fuları gördüm. Bu benim Ayşe'ye aldığım fulardı ve üstünde kan vardı. Olamaz, o manyak adam Ayşe'ye bir şeyler yapmıştı. Gözlerimden yaşlar firar etti.
"Demir bu onun fuları, ona ben almıştım. Şimdi ise üstünde kan izleri var." dedim. Yere çöktüm. Onu öldürmüş olamazdı. Buna dayanamazdım. O benim kızım gibiydi. Demir yanıma gelip beni kucaklayarak kaldırdı. Bende daha fazla dayanamadım ve kendimi serbest bıraktım.
~Mert~
"Madem sen bana Arinna diyorsun ve ismimi bilmiyorsun. Bende senin ismini bilmek istemiyorum. Yani bende sana Eris diyeceğim." dedi Arinna.
"Yani sen diyorsun ki ikimiz Arinna ve Eris olalım." dedim.
"O anlamda değil, sadece öyle demek istiyorum." dedi.
"Peki nasıl istersen, bu arada aç değilim diyordun bir tabak yedin." dedim.
"Demmeki açmışım, neyse onu bunu bırak da şu hikayenin devamını dinlemek istiyorum." dedi Arinna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Chick-LitMTB'nin 2. kitabıdır ama 1. kitap okunmasa da anlayabileceğiniz şekilde. Uçurumdaydım, bir uçurumun kenarında yol alıyordum. İlk adımı benden bekliyordu ama ben uçurumun kenarındaydım. Bir adım ötesi ölümdü.