Kendimi yere atmıştım. "Hayır! Ölmedi!" diye bağırıyordum. Tam bu sırada odadan bir hemşire çıktı.
"Kemal doktorum kızın kalbi atmaya başladı ama nabzı çok yavaş." dedi. Hemen ayağa kalktım.
"Yaşıyor mu? Kızım iyi mi?" dedim nefes nefese.
"Yaşıyor ama durumu çok kötü." dedi.
"Söyleyin hemen acil ameliyata alıyoruz." dedi doktor ve odaya girdi. Hemşire koridorda ilerleyip kayboldu. Ben biliyordum, kızım ölmemişti. Savaş'a döndüm ve sarıldım.
"Yaşıyor, biliyordum." dedim. Ayrıldım ve gözlerine baktım. Bu sırada odadan Anka çıktı. Sedyedeydi. Doktorlar hızlı bir şekilde götürüyorlardı. Arkalarından ilerledim ve Anka'nın elini tuttum. Buz gibiydi. "Buradayım anneciğim, iyileşeceksin." dedim ve ameliyathaneye girdiler. Biz dışarı da kalmıştık. Bir yandan kalbinin tekrar atmasına çok sevinmiştim. Diğer yandan ise ameliyata girdiği için korkuyordum.
"İyi olacak." dedi. Şu an Savaş'a ne kadar sinirli olamam gerekse de duygu karmaşası yaşıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kızım ameliyattaydı ve bütün suç onundu. Ona döndüm.
"Kızım bunları hakketmedi. Senin başka bir kızla beraber olmanı kızım ödedi. Küçük bedeniyle o kocaman adamların vurmasına karşı gelmeye çalıştı." dedim.
"Olayları bilmiyorsun Kayra, bu kadar üstüme gelme." dedi. Ne olmuş olabilirdi ki? Başka birisinin sevgilisiyle yatmıştı. Bunun ne açıklaması olacaktı?
"Ne bilmiyorsun ya? Olaylar gayet açık ve net. Başka birisinin sevgilisiyle yatmışsın. Senden de bu beklenirdi Savaş Hanoğlu." dedim. Sinirlendiği her halinden belliydi. Öyle olmasını istemiştim.
"Ben o kadınla falan yatmadım! Kadın sadece beni seviyordu ve ben sen gittikten sonra kafamı dinlemek için o eve gittim! Allah'ın belası o kız yine peşime düştü ve yatağıma yatıp ona fotoğraflar gönderdi. Hepsi bu! Senden sonra hiçbir kadınla olmadım! Bırak olmayı bakmadım bile! Kızımızın orada yatmasının tek sebebi o adamın yalanları!" diye bağırdı. Doğru mu söylüyordu bilmiyordum ve bilmekte istemiyorum. Arkamı döndüm. Koridorda bir sağa bir sola gidip geliyordum.
********
Doktor ameliyattan çıktı. Umut dolu gözlerle doktora baktım.
"Kızım iyi mi?" dedim.
"Ameliyat gayet başarılı geçti. Uyanması 2-3 saati bulur. Narkoz etkisinin geçmesini bekleyeceğiz." dedi. Gülümsedim, sanki yıllar sonra ilk defa nefes alıyordum. "Tekrardan geçmiş olsun." diyerek gitti. Savaş'a sarıldım.
"Yaşıyor, ameliyat başarılı geçmiş!" dedim ve Savaş'ı öptüm. Mutluluktan ne yaptığımı anlayamadan geri çekildim. Kafamı eğdim. Bu sırada Savaş'ın adamlarından Mehmet geldi.
"Ağabey arabalar hazır, adam hareket halinde Tekirdağ'a doğru ilerliyor ama daha İstanbul'dan çıkmadı." dedi Mehmet.
"Yürü gidiyoruz." dedi Savaş ve sonra bana döndü. "Annenleri arayıp haber vereceğim. Burada tek kalma." dedi Savaş ve telefonunu çıkardı. Elimi onun elinin üzerine koydum.
"Hayır arama, bilmelerini istemiyorum. Buraya gelmem başlı başına hataydı. Kızım iyileşir iyileşmez buradan gideceğim." dedim. Bu konu da kararlıydım. Burada kızımın daha fazla zarar görmesini istemiyorum. O yüzden gidecektim.
"Kızımı benden tekrar alamazsın." dedi.
"Burada kalarak kızımın hayatını daha fazla mahvedemem. Orada daha mutlu." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Genç Kız EdebiyatıMTB'nin 2. kitabıdır ama 1. kitap okunmasa da anlayabileceğiniz şekilde. Uçurumdaydım, bir uçurumun kenarında yol alıyordum. İlk adımı benden bekliyordu ama ben uçurumun kenarındaydım. Bir adım ötesi ölümdü.