Ela Öztürk
Lapa lapa yağan karın altında ıssız yolda yürürken düşüncelerim birbirine savaş açmış durumdaydı.
Ömer'in evinde yemek yediğimiz günün üzerinden koca bir hafta daha geçmişti. Bu bir haftada Ömer her gün iş yerine gelmiş, bana tek gül getirmiş ve kendini hiç unutturmamıştı.
Tabi bir de telefon numaramı almış ve devamlı mesajlar atmıştı.
O akşam terasta yaptığımız konuşmanın sonunda Ömer'i cevapsız bırakmıştım. Dediklerine verebilecek ne cevabım ne de cesaretim vardı.
Ömer sessiz kalışımı anlayışla karşılamış ve söz verdiği gibi beni evime bırakmıştı. Tavırları beni her geçen gün biraz daha geriyordu.
Bana karşı gerçekten ilgisinin olduğunu her defasında beni parlayarak izleyen gözlerinden anlayabiliyordum. Bunun yanındaki anlayışlı ve düzgün tavırları vicdan azabı çekmeme sebep oluyordu.
Ona istediği gibi karşılık veremeyeceğimi bildiğimden uzak durmaya çalışıyordum ama izin vermiyordu. Ne kadar anlatsam da anlamamakta ısrarcıydı.
Adamda illallah dedirtecek bir inat vardı.
Boş yoldaki tertemiz karı ayak izlerimle kirletirken Ömer'in sözleri kulaklarımdan gitmiyordu. Ondan etkilendiğimi elbette ki inkar etmiyordum.
İnkar etmek sadece kendimi kandırmak olurdu. Ama bu onu kabul edeceğim anlamına da gelmiyordu.
Ömer oldukça yakışıklı, anlayışlı ve romantik bir adamdı. Her kadının etkilenebileceği gibi bende onun bu tavırlarından etkileniyordum ama bu etkileşim bir ilişkiyi yürütmek için en önemlisi de güvenmek için yeterli değildi.
Ben ruhumla birlikte güven duygusunu da kaybetmiş bir kadındım. Hem dışarıya hem de kendime olan güvenim tıpkı ruhum gibi kayıptı.
Aklım Ömer'den uzaklaşıp geçmiş anılara giderken zihnim bulanmaya başladı.
Kemal ile evleneli bir yılı geçmişti. Geçirdiğimiz bir yıl rüyadan farksızdı. Kemal çok iyi bir koca ve sevgiliydi.
Ama son 1 aydır sevdiğim adamda gariplik vardı. Eve geç geliyor, her geldiğinde de sarhoş oluyordu.
Ona ne derdi olduğunu sorduğumda ise beni tersliyordu. Normalde bana sesini bile yükseltmeyen adam bağırmaya başlamıştı.
Sabırla neler olduğunu anlamaya çalışırken yine Kemal'i bekliyordum. Yemeğe gelip gelmeyeceğini sormak için aramıştım ama cevapsız bırakmıştı.
Saat akşam 10'a gelirken hala camın köşesinde onu bekliyordum. Kapının açılma sesini duyduğumda hızla yerimden kalkıp koşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mefhum
General FictionBen Ela... Daha küçücük yaşında hayatın nasıl bir şey olduğunu bilmeden kimsesizliğe mahkum edildim. Yalnızlık ve sevgisizlikle büyütüldüm. Tam her şeyin değiştiğine inandığım, sevileceğimi sandığım anda bir kez da parçalara ayrıldım. Ama bu kez öyl...