Bölüm 22

22.8K 1.1K 966
                                    

Bölümde +18 sahne vardır. Başladığı ve bittiği yeri belirttim

Keyifli okumalar...



Ela Kılıç

Dağların içinden akıp giden yemyeşil yolu izlerken avucumun içindeki eli biraz daha sıkı tuttum.

Ömer yanımda sessizce araba kullanırken radyoda çalan Karadeniz şarkısı sessizliğimize ve ait olduğu doğaya eşlik ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ömer yanımda sessizce araba kullanırken radyoda çalan Karadeniz şarkısı sessizliğimize ve ait olduğu doğaya eşlik ediyordu.

Aklım dün geceye gidince huzurla gülümsedim. Düğünümüz o kadar güzel olmuştu ki hala etkisinden çıkamamıştım. Dün peri masalları gibi ben daha anlayamadan geçip gitmişti.

İlk dansımızdan sonra gelen kemençe ile herkes horona başlamıştı. Ben bilmediğim için katılmak istemesem de Ömer zorla beni de horona sokmuştu.

Bilmememe rağmen oldukça eğlenmiştim. Kemençeye eklenen tulum ile horon ve adlarını bir türlü öğrenemediğim bir sürü oyun sabahın dördüne kadar oynanmıştı.

İnsanlar bizi bir dakika yalnız bırakmamış, müzik durana kadar kalabalık dağılmamıştı. Düğünümüz daha önce gittiğim hiçbir düğüne benzemiyordu.

Bambaşka bir dünyada bambaşka bir peri masalının içine düşmüş gibiydim. Hem çok bilindik hem de hiç bilinmedik bir diyarın içinde gibiydim.

Ömer hiç oturmadan ailesi ve sevdikleriyle eğlenirken çoğu zaman ona eşlik etmiş, bazen de yorgunlukla kenarda Alp'in kalkmasına müsaade etmediği Rüya ile birlikte oturup seyretmiştim.

Sonunda kalabalık dağıldığında biz bize kalmıştık. İlk gecemiz için Ömer yayla evine gitmek istemişti ama o kadar yorulmuştuk ki ertesin gün gitmeye karar vermiştik.

O yorgunlukla kendimizi zar zor odaya atmış, duş bile alamadan üzerimizi değişip uyumuştuk.

Sabah uyandığımızda hep birlikte kahvaltı edip öğleden sonraya kadar beraber vakit geçirmiştik. Yayla dönüşü balayına oradan da Ankara'ya döneceğimiz için gidişimizi olabildiğince geciktirmiştik.

Şimdi de Ömer ile beraber yayla yolundaydık.

Rüya'lar bir gece daha kalıp sabah yola çıkacaklardı.

"Şuri sessizsin. Hala uyanamadın mı?" Ömer benimle dalga geçerken bakışlarımı ona çevirdim.

Kıpkırmızı gözleriyle dikkatle yola bakıyordu.

"Dinimi küfreden Müslüman olsa bari. Sizde uyanamadınız herhalde Ömer Bey gözler kıpkırmızı." Dediğimde bacağımın üzerinde duran ellerimizi kendine çekip elimin üzerine içimi titreten bir öpücük kondurdu.

"Senin dilin çok mu uzadı Ela Kılıç?" Soyadıma baskı yaparak kurduğu cümleye gözlerimi devirdim.

Adımın yanında her seferinde duyduğum soyadının içimi kıpır kıpır ettiğini bilmese de olurdu.

MefhumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin