Ela Öztürk
Başımdaki keskin ağrı ve mide bulantısıyla uykumdan sıyrılırken inledim.
Aklım puslu bir vadi gibi sessiz ve kayıptı. Neler olduğunu hatırlamaya çalışırken birbirine yapışmış kirpiklerimi ayırmaya çalıştım.
Gözlerimi açmak bile başımdaki zonklamayı arttırırken inledim.
"Bir daha asla içmeyeceğim!" Kendi kendime söylenirken yeniden gözlerimi açmaya çalıştım.
Akşam olanları hatırlamaya çalışsam da hiçbir faydası yoktu. İçtiğim ilk birkaç bardaktan sonrasını hiçbir şekilde hatırlamıyordum.
Sonunda gözlerimi aralamayı başardığımda ilk anda etrafı bulanık gördüm. Gözlerimi kırparak görüşümü netleştirdiğim karşılaştığım şey karşısında donakaldım.
Odamın tavanı kırmızı balonlarla kaplıydı ve yatağımın üzerimde kocaman bir kırmızı gül buketi vardı.
"Neler oluyor?" Yataktan doğrulurken bir kez daha akşamı hatırlamaya çalıştım.
Çabam hiçbir şeye yaramazken sinirlenmeye başladım.
"Demek sonunda küçük sarhoşumuz uyandı." Duyduğum sesle yerimden sıçradım.
Ömer odamın kapısında durmuş gülümseyerek beni izliyordu. Elinde ise güzel ve çirkin masalında geçen cam fanusun içindeki tek kırmızı gül vardı.
"Ömer." Kocaman açtığım gözlerimle onun burada ne aradığını düşünürken Ömer;
"Müsaade var mı?" Diye sordu.
İnce tavrı dikkatimi dağıtırken usulca başımı salladım. Odadan içeri girdiğinde yanıma gelip elindeki gülü bana verdi.
"Öncelikle bu senin. Diğerleri gibi solmadan baş ucunda durmasını istedim." Kucağımda duran güle bakarken aklımın karmaşıklığı yüzünden hiçbir şey düşünemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mefhum
General FictionBen Ela... Daha küçücük yaşında hayatın nasıl bir şey olduğunu bilmeden kimsesizliğe mahkum edildim. Yalnızlık ve sevgisizlikle büyütüldüm. Tam her şeyin değiştiğine inandığım, sevileceğimi sandığım anda bir kez da parçalara ayrıldım. Ama bu kez öyl...