Ela Öztürk
Ömer'in sorduğu soruyu algılamakta zorlanırken birkaç dakika boş boş yüzüne baktım.
Ben doğru duydum dimi? Beni yemeğe davet etti. Kaşlarım kendiliğinden çatılırken;
"A-anlamadım." Demeyi başardım.
Benden cevap beklercesine yüzümü tarayan maviler dikkatle gözlerime kenetlenirken dudakları ufak bir tebessümle kıvrıldı.
"Zor bir şey sormadım Ela. Benimle yemek yer misin?" Beynim ilk duyduğunda inkar etse de yanlış değildi.
Ömer benimle yemeğe çıkmak istiyordu.
Bedenim gerilirken bakışlarımı kaçırdım.
"Üzgünüm Ömer Bey ama bu pek mümkün değil." Aramıza mesafe koymak için birkaç adım geri çekildim.
Zorla karşımdaki adamın yüzüne baktığımda kaşlarını çattığını gördüm.
"Neden?" Bu soruya nasıl bir cevap vereceğimi bilemediğim için bakışlarımı odamda gezdirdim.
Aniden çalan telefon kurtarıcım olurken hızla cevapladım.
"Efendim."
"Ela kumaş tedarikçileriyle yaptığımız son görüşmenin dökümanını çıkartıp gelir misin?"
"Hemen Alp Bey." Telefonu kapatıp hızla sandalyeme oturdum.
Bilgisayarımda açık duran mailden istediği çıktıyı alırken Ömer bıraktığım yerde duruyordu.
"Ela bir şey demeyecek misin?" Bu adam konuşmak zorunda mı?
Ben varlığını unutmaya çalışırken neden inatla kendini belli ediyor ki?
"Ömer Bey acil işim var. Size kapıya kadar eşlik edemeyeceğim. Lütfen kusuruma bakmayın." Ona bakmadan kurduğum cümleden sonra yazıcıdan çıkan kağıtları aldım.
Doğru olduklarından emin olduktan sonra hızla ayaklandım. Ömer hala olduğu yerde dururken ona bakmadan;
"İyi günler." Deyip odadan kaçtım.
Hızlı adımlarla toplantı odasına giderken arkamda bıraktığım adamı düşünmemek için tüm irademi zorlamaya başladım.
***
Saat öğleden sonra beşe gelirken sonunda krizi çözmeyi başardık. Kumaşları tedarik eden firma aldığımız onay kağıtlarını unuttukları için gümrükten geçememişlerdi.
Alp bu duruma sinirlense de çözebileceğimiz bir problemdi.
Kapım açıldığında uğraştığım kağıtlardan başımı kaldırdım. Alp ve Rüya odadan içeri girip masanın önündeki koltuklara kendilerini atarken ayaklanıp Alp ve bana kahve yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mefhum
Ficção GeralBen Ela... Daha küçücük yaşında hayatın nasıl bir şey olduğunu bilmeden kimsesizliğe mahkum edildim. Yalnızlık ve sevgisizlikle büyütüldüm. Tam her şeyin değiştiğine inandığım, sevileceğimi sandığım anda bir kez da parçalara ayrıldım. Ama bu kez öyl...