Bölüm 27

17.8K 1.1K 808
                                    

3 Ay Sonra

Ela Kılıç

Meyvelerin kabuklarını soyup tek tek dilimlerken geçen üç ayı düşünmeden edemedim.

Meyvelerin kabuklarını soyup tek tek dilimlerken geçen üç ayı düşünmeden edemedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim için ruhen çok zor ve yorucu bir üç ay olmuştu. Kendimi toparlamak için çok savaşmış her daim yanımda olan kocama ve dostlarıma sıkıca sarılmıştım.

Onlar sayesinde en az hasarla olanları atlatırken geçmişim hesaplarını da tek tek kapatmıştım.

Babamı o günden sonra hiç görmemiş ve konuşmamıştım. Alp'in tanıdıkları sayesinde adli süreci hızlandırmış ve geçen ay evlatlıktan men edilmiştim. Artık o adamla hiçbir bağım yoktu.

Kemal önceki hapis cezasının üzerine ceza ekleyerek yeniden parmaklıkların ardına dönmüş, ailesi şikayetimi geri çekmem için yalvarsa da affetmemiştim.

Onu benden uzak tutmak onların göreviydi ama yapmamışlardı. Şimdi de sonuçlarına katlanmak zorundalardı.

Teyzem ve eniştem ise uzaklaştırma kararından dolayı yanıma gelemedikleri için sık sık telefon edip pansiyonu onlardan almamam için yalvarsalar da kararımdan dönmemiştim.

İşlemler bitip onlar pansiyondan çıkarıldığında bir süre boş kalan pansiyonu ne yapacağımı düşündüm.

Sonunda Ömer'in verdiği fikir ile pansiyonu devlet kurumuna bağışladım. Şu an annemin adını taşıyan bir çocuk esirgeme kurumu olması için tüm çalışmalar devam ediyordu.

Mine Hanım çocuk yuvası ve kız yetiştirme yurdu yakında faaliyete geçecekti. Açılışı dört gözle beklerken annemin adını böyle güzel bir işte geçirdiğim için çok mutluydum.

Geçen sürede Ömer'in ailesi de her an yanımda olduklarını bana hissettirmişlerdi. Buldukların her fırsatta toplanıp gelmiş, gelemedikleri zamanlarda bizi çağırmışlardı.

En çok da Fadime annemin yakınlığı ve sevgisine hem şaşırıyor hem de mutlu oluyordum. İlk tanıştığım kadınla artık uzaktan yakından alakası yoktu. Beni ve Rabia ablayı elinin üstünde tutuyor, sevgisini göstermekten asla çekinmiyordu.

Osman abi, Ömer ve Ali bile annelerin bu haline şaşırıyordu. Sizin şer gördüğünüz hayır vardık dedikleri tam da bu olsa gerek. Başıma gelen kötü olayların sonucunda bir annem olmuştu.

"Ela bir bardak su verir misin?" Rüya'nın içerden seslenmesi ile düşüncelerimi bir kenara bıraktım.

"Geliyorum canım." Derken son meyveyi de doğrayıp ellerimi yıkadım.

Bardağa su koyduktan sonra meyve tabaklarını ve su bardağını tepsiye koyup içeri geçtim. Koltukta oturan arkadaşımın yanına geldiğimde yüzümdeki gülümseme genişledi.

MefhumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin