Fırtına çok sert esiyordu,rüzgarın kendi acı verici,keskin itici gücüne karşı koyarken yaşadığı zorluk yetmezmiş gibi bir de içerisinde taşıdığı yabancı cisimlere ve toz,toprağa karşı da temkinli olmak zorundaydı.Eğer gözlerini yersizce açarsa kör bile olabilirdi.Kulaklarında uğuldayan ve adımlarını güçleştiren havaya aldırmamaya özen göstererek yürümeye devam ediyordu.Üstünde ince bir gömlek ve bir düğmesi kopmuş,birkaçı da çoktan gevşemiş olan yeleğin dışında bir de zor imkanlarda yapılmış kalın bir kumaş parçasından elle dikilerek kapşonlu uzun bir pelerin haline getirilmiş soğuğu o kadar da kesmese de yine de iş gören bir kıyafet vardı.Rüzgarın sürekli açmak için zorlandığı kapşonunu tutuyor bir yandan da pelerinini önünü kapatması için birleştirmeye çalışıyordu,toprak çoktan erimiş olan kardan dolayı nemliydi ve yer yer çamur olmuştu bu yüzden çamura batmadan dikkatli yürümek zorundaydı.
Hava karanlık olduğundan görüşünü neredeyse imkansız kılıyordu ama bu toprakları ezbere biliyordu ve ay biraz da olsa ışık sağlıyordu genç adama.Duvarın olabildiğince yakınına biran önce ulaşması gerekiyordu haftada sadece bir kez açılırdı ve bu da o lanet olasıca kan emicilerin onları avlaması anlamına gelirdi,duvarın açılmasının nedeni hastalığa yakalanmış olanları Çöl Batağı dedikleri yere fırlatıp atmalarından ibaretti.Duvarın ne zaman inşa edildiğini bilmiyordu ama kendisi duvarın öbür tarafında doğmuştu,orayı görmüştü ve daha sonra o vicdansız herifler onları buraya sürgün etmişlerdi.
Duvarın öbür tarafında vampirler ve soylular refah içinde yaşıyorlardı ve elbette henüz sürgün edilmemiş köylüler de oradaydı,dünyanın geri kalanıyla bağlantıları kesik değildi ve ne bitki açısından ne de hayvan açısından herhangi bir kıtlık içerisinde değillerdi.Çöl Batağında ise zaten salgın hastalıklardan birini taşıyan ya da soyluları herhangi bir şekilde sinirlendirmiş kimseler vardı,insanlar orada yine de yaşamaya çalışıyorlardı çünkü bu terk edilmiş yerde birbirlerinden başka hiçbir şeye sahip değillerdi yine de kimsenin kimseye güvendiği de yoktu ve hasta olduğu düşünülenleri ise daha gelir gelmez öldürüyorlardı fakat ironiktir Çöl Batağında salgın bir hastalıktan ölen kimse olmamıştı.
Duvarın ilk inşa edildiği yıllar hakkında çeşitli efsaneler dönüp dolanırdı ama en iyi V bilirdi bu efsanelerin bir saatten sonraki saate bile ağızdan ağıza ne kadar değişeceğini.Üstelik yüzyıllar öncesinden bahsediliyordu muhakkak ki çoğu uydurmaydı anlatılanların.Duvarın inşasının sebebi olarak salgın hastalıklar gösteriliyordu,ilk başta salgın hastalığa yakalanmış olan insanlar ve hayvanların bir şekilde kendilerinden uzak durması gerektiğini düşündükleri için soylular ve vampirler iş birliği yapmışlar ve bu duvarı inşa etmişlerdi böylelikle iki taraf için de çıkarlar açısından kazanç söz konusuydu.Vampirler ve soylular sürekli çatışma halinde olsalar dahi böylelikle minik bir barış yapmışlardı,soylular ölümlü bedenlerini hastalıktan ve hastalıklı canlılardan koruyacaklardı,vampirler ise ölümsüz bedenlerine bir zarar gelmemesine rağmen soylularla çatışmadan rahatça ve gönüllerince insan avlayabileceklerdi.
Duvarın arkasında vampirlere kanun işlemezdi fakat duvarın öte tarafında hala daha vampirler için kanunlar geçerliydi dünya o tarafta normal işleyişine devam ediyordu ve vampirler dikkat çekmemeye çalışıyorlardı çünkü devletlerle ve şu insan hakları zamazingolarıyla uğraşacak kadar güçlü değillerdi,insanüstü özellikleri ne yazık ki gelişen teknoloji ve keskin entrikalara sahip insan zekasıyla eskisi kadar mühim sayılmıyordu.
Hala daha köylüler arasından sağlıklı kan için aç gözlülük yapıp kuralları çiğneyen vampirler elbette söz konusuydu ama soylular için birkaç köylünün kanının dökülmesi çokta önemli değildi.En azından böylelikle vampirler kendilerine bulaşmıyorlardı fakat büyük bir kıyım elbette onların da işlerine gelmezdi çünkü hala daha çiftçilik yapıp kendilerinehem meyve-sebze hem de et ve et ürünleri sağlayacak kişilere ihtiyaçları vardı.Dokuma yapacak,terzilik yapacak,silah üretecek yani kendilerine her türlü hizmeti sağlayacak köylülere daima ihtiyaç vardı bu yüzden onlardan tamamen vazgeçemezlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Batağı
FantasyAy Çocukları inat etti, yaşayacaklardı hem de Kurşun geçirmeden! Kana susamışları da kanla aktardıkları genleri üstün tutanları da alt edeceklerdi. Çöl Batağı, duvarın öteki tarafı ya da tüm dünya hiç farketmezdi onlar için. Yaşayacaklardı ve hayatt...