15.

41 4 61
                                    

YOONGI

Geçen haftaki dua buluşmamızı istemediğimiz halde ertelemek durumunda kalmıştık çünkü dualarda kullandığımız mumları planladığımız zaman içerisinde elde edememiştik. O yüzden bu haftaki dua buluşmasının kusursuz ilerlemesini istiyordum, biraz uykulu olsam dahi mumların yapımına dahil olmak zorunda hissetmiştim kendimi.

Av birliğinden gelir gelmez bal mumlarıyla ilgilenen kasabalıların yanına uğramıştım, bu sırada da Jin ve Taehyung'un arasının çabucak düzelmesinden dolayı içimin rahatladığını hissediyordum. Benim gibi şeyler yaşamış kişiler için aile kavramının oluşması çok güç bir hale geliyordu ve bunu sağladıkları için Kurşungeçirmezlere minnettardım.

Fakat geçmişin isli sayfalarına dalmak istemediğim için kendimi tamamen görev bilinciyle hareket etmeye ve işe vermeyi mantıklı bir seçim olarak buldum. Arıların arasından geçip giderken mum eritme işlemine çoktan geçilmiş olduğunu gördüm. Yağmur suyunu özenle bu işlem için biriktirmiştik, kazanları direkt ateşin içine yerleştirmiş ve yarısını bu yağmur suyuyla doldurmuşlardı.

Su kaynadıkça parça parça içine gömeçleri atıyorlardı, erimeye başlayan peteklerin olduğu kazanlara yöneldim. Tortuların ayrıştırılmasını sağlamaya yardım ederken süzek olarak kullandığımız kumaş parçalarını iyice gererken kumaşı tutan kişileri yanmamaları için uyardım.

Kazanı dökmeye başladığımda yüzüme çarpan dumanla biraz suratım yansa da boynumu sabit tutmak için uğraştım, bu işlemi birkaç kazan için daha tekrarladıktan sonra kazanın içinde kalan sıvı balmumlarını kalıp haline gelmeden önce mum şeklini alması için oyduğumuz tahtaların üzerine dökerken oradan oraya koşmaktan dolayı terlediğimi hissediyordum ama daha yapacak çok iş vardı ve eğer bunların üzerine düşmezsem dua zamanını tekrar ertelemek zorunda kalacakmışız gibi hissediyordum.

Soğumaya bıraktığımız balmumlarının içine kendimizin fitillediği mum iplerini yerleştirdikten sonra kayaların üzerine düzgün biçimlerde yerleştirdik. İşleri bitenler akşam yemeği için toplanma alanına giderken ben de onlara katıldım çünkü avdan döndükten sonra çok acıkmıştım. Daha yemek sırasına girer girmez Jimin de koşarak benim yanıma geldi ve kalbimi cayır cayır yakacak şekilde baş parmağıyla yanağımı okşadı, kaşlarımı çatarak "Napıyorsun?" diye sorduğumda ise "Yüzünde is kalmış"dedi.

Ben iç geçirirken Matai'nin elinde mavi bir çiçekle bize doğru koştuğunu gördüm, o yemeğini çoktan yemiş olmalıydı. Jimin onu kucağına alırken Matai bana dönüp "Taehyung ne zaman dönecek biliyor musunuz?"dedi. Ben dudaklarımı büzerek bilmediğimi söylerken Jimin de ona yemek yiyip yemediğini sormuştu. Matai elindeki mavi çiçeği Jimin'in kulağına takarken karnının tok olduğunu sadece Taehyung'u özlediğini söyledi

Akşam serindi ve kucağındaki minik kızla saçları hırçınca savrulan Jimin ve kulağındaki o güzel çiçek gözlerimin titremesini sağlamıştı. Yorgundum lakin tüm yorgunluğum gitmiş gibi hissediyordum ona bakınca fakat her zaman olduğu gibi hislerimi de düşüncelerimi de erteleyip yemek yemeye odaklanmıştım...

Ay Çocuklarının hepsi kasabaya vardığında ve karınlarını doyurduklarında özel bir toplantı ayarlamamamız gerektiğini biliyorduk günün değerlendirmesi için fakat birkaç sorunla yüz yüze gelmiştik. Kasabadaki gençlerden birisi Taehyung'un getirdiği vampirin kıyafetleri ve özellikle de silahının niçin bizde durduğunu sorgulayıp bunun haksızlık olduğuna değinmişti, henüz yemeklerini bitirmemiş ve toplanma alanında duran kasabalılar ise gencin bize karşı olan bu çıkışmasını uzaktan izlemeye koyulmuştu.

Hepimiz gencin tek başına olmadığını ve aslında onun gibi düşünen birçok arkadaşı olduğunu, olası bir tartışmanın alevlenmesiyle bizi izleyen gözlerin saldırıya geçeceğini ve arkadaşlarının yanında yer alacaklarını biliyorduk.

Çöl BatağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin