Bölüm 53; bir yolunu bulacağız tatlım, merak etme

379 54 72
                                    


"Hey Evan, hey Evan uyansana!" diye bağırıyordu Yume, bir yandan da hafif hafif tokatları Evan'ın yüzüne aşk ediyordu. "Neye dertlendin bu kadar oğlum, dağıtmışsın kendini."

Elini burnuna götürüp "Üff, ne de pis kokuyor!" dedi.

Amasia onun aksine endişeyle ve şefkatle Evan'ın saçlarını okşuyor hafif hafif seslenerek onu kendine getirmeye çalışıyordu.

Evan gözlerini aralamaya ve doğrulmaya çalıştı. Her yeri tutulmuştu ve üşüyordu. Göz kapaklarını bir hayli uğraşıp açtıktan sonra karşısında Daniel, Amasia ve Yume'yi buldu. Hepsi ona biraz sertçe bakıyordu.

"Ne oldu çocuklar?" dedi. Yume çömeldiği yerden fırlamış "En sevdiklerim de bunlar oluyor işte, hiçbir şey hatırlamadığına göre herhalde iyi uçmuşsun." demişti.

Amasia kolu ile Yume'yi dürttü. Evan hafif doğrulup etrafına bir göz attı. Güzelim halı üzerinde koca bir leke, kırık cam parçaları, berbat bir koku. Bir anda kafasında bir şimşek çaktı.

"Roxx!! O nerede?"

Daniel asık bir suratla "Roxx mu?" diye sordu. Odadan gizlice kaçıp kendinden habersiz buraya geldiği için biraz kırılmış gibiydi.

"Evet Roxx! Dün buraya geldim ve içiyordu sonra baya muhabbet ettik uyuyakaldığıma inanamıyorum!"

Yume iyice dibine girivermişti. Evan'ın bunları uydurduğunu düşünüyordu.

"Sen üfle bir bakayım suratıma."

Evan, Yume'yi kafasından ittirip "Suratına falan üflemeyeceğim Yume, git başımdan!" dedi.

Amasia halının tam ortasındaki yazıyı göstererek "Bunu da o Roxx denen adam yapmıştır o zaman." deyince dikkatler oraya çekildi. Evan seri bir şekilde Amasia'nın yanına gelince şok olmuştu. Halıda büyük ihtimalle kırık şişe ile yapılmış bir yazı vardı; "Beni bul".

"Yok artık halıya not bırakmış!" diye bağırdı Evan. "İyi mi bu adam!?!"

Amasia gülümsedi ve Evan'a yaklaşıp koluna girdi.

"Yine garip birine mi denk geldin Evan?"

"Hiç sorma, ama özünde Ugo'ya benziyor biliyor musun?"

Yume elini Evan'ın omzuna atıp sarstı.

"Hooop! Kardeş uyandık uyanalı seni arıyoruz bunu kahvaltı yaparken anlatsan olmaz mı? Açlıktan ölüyorum."

Daniel ona doğru bir bakış atıp "Öyle bir şey olmadı. Bu kez bazıları beni dinlediği için seni elimizle koymuş gibi bulduk." dedi.

"Oyunbozan!" diye bağırdı Yume. "Ona vicdan yaptırıp kahvaltının parasını ödettirecektim!"

Evan onları takmamıştı.

"Doğru ya Amasia sen nerede kaldın?"

"Yume ile birlikte."

Daniel kapıya doğru yönelip "Muhabbeti bırakın da şu halı üzerimize kalmadan çıkalım buradan." dedi.

Gülüşerek ve neşeyle kendilerini hana attılar. Kahvaltı her zaman olduğu gibi gürültülüydü. Yume bir insanın yiyeceğinden çok daha fazla şey sipariş ediyor sonra hepsini ağzına dolduruyordu. Amasia, Evan'ın Kara Çekiç'i ve tüm ayrıntılarına girmeden Roxx'u anlatışını dinlemeye çalışıyor ama Daniel ve Yume durup durup kavga edince o da deliriyordu. Yume de geceyi Kor Taşı'nı ve cadıyı dinleyerek geçirmiş olsa bile bulduğu her fırsatta havaya sıçrayıp onlara bir şeyler sormaya devam ediyordu. Koca lokmasını hala çiğnerken bağırışınca yine neredeyse boğulup ölüp gidecekti. Suyu ararken bu kez sadece masayı karıştırmamış, Daniel'in zırhına reçel sıçratınca asıl hengame başlamıştı. İnsanlar, sabahın bu saatinde bu enerjiyi nereden bulduklarını merak edercesine onların masasını seyrediyordu. Daniel, Evan'ın karşısına, Amasia'nın yanına yani Yume'ye en uzak yere oturmuş ama yine de ara ara Evan'a parmağı ile onun yemek yiyişini gösterip bir şeyler fısıldıyor Evan kahkahalara boğuluyor, eğer fazla abartırsa Amasia onu dirseğiyle dürtüyordu. Evan, dün Roxx'la konuştuktan sonra miras muhabbetini nedense hatırlıyor gibi görünmüyordu. Ya da içindeki anlam veremediği sıkıntı gitmişti de diyebiliriz. Gürültü kıyamet kahvaltıları son bulmuş masaları toplanmıştı. Yine de kalkmayıp koltuklarında yayıla yayıla muhabbete devam ediyorlardı.

DEMİR BAĞLAR - KOR (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin