Bölüm 13; dene, ve ne olacağını gör!!

723 122 72
                                        


İçi mutlulukla dolmuştu. Bir kahkaha daha attı. Ortalığı toparlayıp yavaşça evin yolunu tuttu, güneş çoktan batmış, iğne atsan yere düşmeyecek tüm o sokaklar tenhalaşmıştı. Ay ışığının aydınlattığı, akşam esintisinin saçlarını okşadığı o karanlıkta umursamazca gülümsüyor, kısa bir süre önceki zavallı halini ve şimdi sahip olduğu devasa hazineyi düşünüyordu. Ustası ve demirci, tatlı kardeşi, annesi ve yüzündeki bu gülümse, içindeki bu huzur, doğru şeyi yapıyor olmanın verdiği mutluluk. Hayat günbegün daha da lezzetli hale geliyordu.

"Asla erimeyeceğim! Herkes duysun, asla ama asla erimeyeceğim!" diye bağırdı kendi kendine.

"Neden bu kadar mutlusun ha çöp parçası!!"

Kafasını kaldırdığında önünün üç kişi tarafından kesildiğini fark etti. Adamların birkaç adım arkasındaki Tamak öfke ile ona bakıyordu. Bir anda kendine gelip geriye doğru bir adım attı ama omzunun üstünden hafifçe baktığında iki kişinin de çoktan arkasında yerlerini aldığını gördü. Kendi kendini hayallere öyle kaptırmıştı ki etrafının kuşatıldığını sezememişti bile. Başını kaldırdığında binaların pencerelerinin kapandığını, perdelerin bir bir çekildiğini gördü. Derin bir nefes aldı. İçi tekrar aynı duygu ile dolmaya başlamıştı, öfkeyle.

"Bugün yaptığın şey neydi ha!" dedi Tamak. "Beni bir hayli öfkelendirdiğinin farkındasındır umarım! Küçükken oynadığımız oyunları hatırlıyor musun? Çok sanmıyorum çünkü bu kasabada kimin patron olduğunu unutmuş gibisin. Ama merak etme, hatırlatmak için güzel bir gösteri hazırladım."

Evan bu konuşmadan sonra etrafındaki adamlara aldırmadan öfke dolu bakışlarını Tamak'a odaklamıştı, gözü ondan başkasını görmüyor, burnundan soluyordu. Onun bu bakışları Tamak'ı iyice çileden çıkartıyor, Evan'ın gözlerinde gördüğü ateş onu delirtiyor, buna dayanamıyordu.

"Ne var velet?! Bir şey mi söyleyeceksin ha?!" diye bağırdı. Evan karnına yediği yumruk ile kendine geldi. Gözünü açtığında suratına gelen başka bir yumrukla burun burunaydı. Hızlıca vücudunu sağa doğru yatırmış, yumruk sol kulağının yanından geçmişti. Kolu boşluğa çıkan adamı kenara ittirip Tamak'a doğru bir adım attı ki arkasındaki adamlardan biri tarafından yakalandı. Adam koltuk altlarından kollarını geçirmiş ve onu kilide almıştı. Bacakları ve boynu dışında bir yerini kıpırdatamıyordu. Acele etmeden, sallana sallana önüne geçen diğer adamların birisinden apaçık duran karnına, aynı yere bir yumruk daha yemesi ile ağzına gelen kanın tadını hissetti. Yine de neredeyse yuvalarından çıkacak gözlerini Tamak'tan ayırmıyor, adeta ateş püskürüyordu.

Acı dolu bir nara patlattıktan sonra "TAMAK!!!" diye bağırdı. Tüm sokak inlemiş, Tamak'ın adamlarının tümü bir an olsun donakalmış, karşılarındaki çocuğun yıllardır zorbalık yaptıkları kişi olmadığını anlamışlardı. Evan'ın kendine ne yapılırsa yapılsın gıkını bile çıkartmayan o hali gitmiş, yerine boyun eğmeyen, zincire vurulsa bile dişlerini gösteren bir aslan gelmişti sanki. Yine de bu şaşkınlığı bir kenara bırakıp işlerini yapmaya devam ettiler.

Suratına bir yumruk daha yedi Evan. Ardından onu sırtından tutan adam Evan'ı duvar kenarına doğru fırlattı. Bir eli ile gözünü tutarken doğrulmaya çalıştı, ama dizine sopa ile vurdular. Acı ile bağırdı ve yere yığıldı. Tüm bacağı sızlamış diz kapağından başlayan ağrı tüm vücuduna bir anda yayılmıştı. Daha nefes almaya bile fırsat vermeden tekmelemeye giriştiler. Tekmeliyorlar ve ara ara ellerindeki sopaları canice, kırarcasına, tüm güçleri ile Evan'a vuruyorlardı.

Bu manzarayı büyük bir lezzet alarak izleyen Tamak, elini biraz sakalında gezdirdikten sonra o gıcık gülüşlerinden birini yaptı.

"Sana söylemiştim velet, sen bir çöp parçasından başka bir şey değilsin! Bense bu kasabanın lideriyim! Sana haddini bildirmek de benim görevlerimden birisi! Eğer bir daha bugün yaptığın gibi bir şeye kalkacak olursan, bu sopalardan biri de kız kardeşinin kafasında patlar bunu bil! Evet ve bunu bizzat ben yaparım!"

DEMİR BAĞLAR - KOR (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin