Muhabbet koyulaşmış ve Daniel, Evan'ı bir kenara bırakarak kasabasında kızların nasıl onun etrafında pervane olduğundan ama onun hiçbirine yüz vermeyişinden böbürlene böbürlene bahsetmeye başlamıştı. Konu konu açıyor, dükkanın içi kahkahalar ve gülüşmelerle doluyordu. İki arkadaş saatin nasıl geçtiğini anlayamamış, vaktin uçup gittiğini hiç hissetmemişlerdi. Havaları bir anda dükkanın içine düşen gölge ile değişti.Ugo, tüm asık suratıyla bakışlarını önce Daniel'e değdirdi ardındansa Evan'a odakladı ve "Sana ne dedim velet?! Eğer bu çocuk bir daha buraya gelirse, ikinizi de öldürürüm demedim mi?!" diye bağırdı. Anın endişesi içinde hafızasını yoklayan Evan böyle bir şey duyduğunu hatırlayamayınca itiraz etti ama fayda yoktu, ustası çoktan onu da suç ortağı yapmıştı. İşin kötü tarafı dükkanın içine sıkışıp kaldıklarından koca cüssesi ile karşılarında duran Ugo'dan canlarını nasıl kurtaracaklarına dair aklına bir fikir gelmiyordu.
Daniel onun aksine göğsünü kabarttı ve kılıcını çekti. Evan ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu ki dudaklarından dökülen kelimelerle şoka girdi.
"Onu yenmemiz lazım Evan!"
Sabah konuştukları onca şeyin havaya uçtuğunu anladı ve Ugo'ya doğru kendinden emin adımlarla yaklaşan arkadaşının bu özgüveni nereden bulduğunu düşünmeye başladı. Ugo'dan bir kere dayak yiyen birisinin onu en az iki üç gece kabusunda görmeden kendine gelemediğini ilk elden tecrübe edenlerden biri olduğundan, tekrar tekrar onu karşısına alma cesaretine nasıl sahip olduğunu çok merak ediyordu.
Daniel, adım adım rakibine yaklaşırken eli ile saçlarını düzeltti. "Sizi sizin kılıcınızla yeneceğim!" Kendinden çok emindi, bu mücadeleden ne beklediğini belirtmeyi de gerekli görmüş olacak ki "Artık beni görmezden gelemeyeceksiniz!" diye bitirdi cümlesini, iki eli ile kavradığı kılıcını önünde hizalarken. Kendini büyük ihtimalle birkaç gündür planladığı bu ana fazla kaptırmış, bu sebeple de Ugo'nun ocağın yanındaki uzun ince varilin içine attıkları ateşi karıştırmak için kullanılan sivri uzun demir sopayı bir mızrak gibi elinde tarttığını fark edememişti. Evan panikle arkadaşının üzerine atlamış, Daniel meselenin ciddiyetini yerden kalkınca karşılaştığı manzara ile bir kere daha anlamıştı. Evan onu kurtarmasa göğsünde sallanıyor olacak demirin çakılmış bir çivi gibi duvara girdiğini görünce aklı başına gelmişti.
Karşında Ugo varken en ufak bir hatanın bile nelere mal olacağını çok iyi bilen Evan arkadaşını tutup kaldırdı. Bunu yaparken bile gözlerini ustasından ayırmıyor, hayatla ölüm arasındaki çizginin tam üstünde olduklarını bir an bile aklından çıkarmıyordu. Arkadaşına sabah ona bahsettiği şeyleri aklına getirmesini öğütlemek istemiş ama Daniel'in dikkatini yine çekememişti.
"Plan değişikliği!" diye bağırdı Civciv. "Kendimi feda edeceğim Evan! Bu sırada kaçıp kendini kurtar!!"
Evan, Daniel'in karşılarındaki dehşeti en azından bir nebze olsun kavramış oluşuna memnun olsa da artık onu durdurması gerektiğini biliyordu. Ama ikinci kere düşünme zahmetinde bile bulunmayan Daniel ileri doğru atılıp kılıcı ile Ugo'nun üzerine koşmaya başladı. Ugo'nun heybeti onu tereddüde düşürüyordu. Rakibi silahsız olduğundan kılıcını avantaja dönüştürmeli, onun menziline girmeden bu işi bitirmeliydi. Vücudunu öne alıp ayakları ile ileri atıldı. Kılıcını tek kolu ile ileri uzatıp onun karnına saplamayı planlıyordu. Ugo basit bir hamle ile kendine doğru gelen kılıcı sol elinin tersi ile tokatlayıp Daniel'i aynı eli ile bileğinden yakalamıştı. Hızlıca kendine doğru çekip diğer elini ona kıyasla tecrübesiz kalan genç savaşçının gırtlağına kenetledi. Boğazına inen darbe ile bir anlığına gözleri kararmış, kendine geldiğinde ise ayakları çoktan yerden kesilmişti. Ugo, Daniel'in kılıç tutan bileğini kıracakmış gibi sıkıyor ve aradaki muazzam güç farkı sebebiyle hiç zorlanmadan bir sağa bir sola büküyordu. Nefes almakta bir hayli zorlansa da bakışlarını Ugo'nun korkunç suratından kaçırmayan Civciv, öksürük ve hırıltı ile karışık bir sesin ardından konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR BAĞLAR - KOR (tamamlandı)
FantasiaFantastik #9 (11.11.2019) Gizem #1 (30.03.2020) "Bilemeyiz, belki de biz doğmadan çok çok önce kurulmuş bu bağlar şu an bile insanları, olayları, farklı dünyaları birleştirmeye devam ediyor. Zamanın silgisinin ulaşamadığı, hayatın ta kendisi etrafın...