"EE DEMİRCİ, ŞİMDİ NE YAPIYORUZ?"
Bir anda ardında duyduğu bu sesle irkildi. Başını kaldırdığında ormanı kaplayan ateşi, Evan'ın etrafında ayin yaparcasına hoplayıp sıçrayan, kahkahalar ve kıkırdaşmalar ile dönüp duran şeylere dönüşmüş olarak buldu. İnsanı andırıyorlardı, çırılçıplak ve tüm vücudu baştan sona tutuşmuş insanları. Bacakları ve kolları normale göre çok inceydi. Ufak bir çocuğun çizdiği resimleri andırsa da kızıl alevin içinde parlayan turuncumsu gözleri ve ağızları vardı. Evan, panik ile her kahkaha atan surete doğru dönüyor, sanki her an üzerine atlayacaklarmış gibi hissettiğinden en azından gardını almaya çabalıyordu.
"Defolun başımdan!!" diye bağırdı. Ateşten suretler bunu çok komik bulmuş olacak ki gülüşleri daha da bir hiddetlendi.
Bir tanesi ona doğru yaklaşıp "BİZ BİR YERE KIPIRDAYAMAYIZ, AMA SEN ÖZGÜRSÜN. KAÇABİLİRSİN BİLİYORSUN DEĞİL Mİ?" diye sordu. "Neyden bahsediyorsun?" Başka bir ateş arkasından yaklaşıp kulağına "BU ORMAN KENDİ BAŞINA YANMADI YA DEMİRCİ. HER ŞEY SENİN ELLERİNDE." diye fısıldadı. Evan bir anda ensesinde hissettiği sıcaklıkla irkilmiş, elindeki çekici ardına doğru savurmuştu. Çekiç onunla konuşan ateş topu misali şeyin içinden geçip gitmiş, dağılan ateş hemen geri toparlanmıştı. Zarar vermek bir yana, ne olduğu belirsiz hayalet misali varlığın bunu hissettiği bile meçhuldü. Yine de Evan'ın harekete geçmesi ile sağa sola kaçışmaya ve gülüşmeye başladılar. İçlerinden birisi "O ÇEKİÇ BİZE SALLAMAN İÇİN DEĞİL." diye bağırdı. Evan'ın gözü tekrar örsteki kalbine değdi. Derin bir nefes aldı. Ustasının sözleri kafasında yankılanıyordu.
"Bazen bir parça demire şekil vermek için koca bir ormanı yakman gerekir."
Şekil vermek istediği şey kalbiydi. Küçük et parçasının soluk rengi ona eski halini hatırlatıyordu. Bunu düşündükçe çekici daha da sert vurmak istiyor ama ardından gelecek acı gözünü korkuttuğundan kolunu kaldıramıyordu. Ateşin biri hızlıca önünden geçip etrafında birkaç tur attı ve Evan'ın soluna doğru geçti. Evan çekici sallamanın fayda etmediğinden emin olduğundan, onları gözleri ile takip etmekten başka bir şey yapamıyordu artık. Soluna geçen ateş parçası usulca şekil değiştirmeye başladı. Evan, çekici ona doğru kaldırıp korku ve merakla ne olacağını seyrediyordu. Ateşin şekilsiz suratı belirginleşmeye, kafasından aşağıya yine ateşten, parlak ve uzun saçlar dökülmeye başladı. Kollarının ve bacaklarının da kalınlaşması ile son halini almıştı. Evan havada tuttuğu çekici indirmek zorunda kaldı. Tüm ayrıntılarıyla Amasia karşısındaydı. Diğer ateş parçaları da teninden gözlerine, saçlarından giysilerine kadar cayır cayır yanan Amasia'nın etrafında dönüp gülüşüyorlardı.
"KIZI TESLİM EDECEKSİN DEĞİL Mİ?" dedi bir tanesi. Evan gözlerini bunu söyleyen yaratığa dikti. "SENİ AZ DAHA GEBERTİYORDU." dedi ateş parçası. "O TEHLİKELİ BİLİYORSUN." Evan'a fırsat vermeyen bir başkası "EVET KIZI SAT GİTSİN! BIRAK ŞU KURTLAR ONUNLA NE YAPIYORSA YAPSINLAR." diye üzerine gelmeye başladı. Evan derin derin nefes alıp veriyordu. Sadece bir taklit olsa da bir süre Amasia'yı ve güzel gülümsemesini izledi. "Onu yalnız bırakamam." Bunu duyan ateşler yine çılgına dönmüşçesine uçuşmaya başladılar. Kibrit çöpü gibi
"NE DEDİ DUYDUNUZ MU?"
"KIZI SATMAYACAKMIŞ!"
"BU ÇOCUK APTAL!"
"KÜL OLUP GİDECEKSİN DEMİRCİ, TEKRAR DÜŞÜN!"
Evan sinirli bir şekilde "Kapayın çenenizi!" diye bağırdı. Sesini yükseltmesine tepki gösteren ateşler, gökten üzerine yağmaya başlamışlardı. Hepsi umarsızca etrafında uçuşuyor, birçoğu içinden geçiyor, yaydıkları ısının tenini değmesi yetmiyormuş gibi hep bir ağızdan attıkları kahkahalar canını çok sıkıyordu. Çekicini onlara doğru birkaç kere savurunca tekrar dağıldılar. Önü açılınca bir anda Daniel ile karşı karşıya kalmış, ateşin biri bu kez de arkadaşının kılığına girmişti. Tüm suratı, zırhı, saçları yanıyordu. Buna rağmen eli yine kılıcındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR BAĞLAR - KOR (tamamlandı)
FantasyFantastik #9 (11.11.2019) Gizem #1 (30.03.2020) "Bilemeyiz, belki de biz doğmadan çok çok önce kurulmuş bu bağlar şu an bile insanları, olayları, farklı dünyaları birleştirmeye devam ediyor. Zamanın silgisinin ulaşamadığı, hayatın ta kendisi etrafın...