Bölüm 34; ölürsen seni öldürürüm!!

977 145 338
                                    

Kılıcını kaldırıp soğuk suya daldırdı ve ardından iyice biledi. Çekici ustasının her zaman koyduğu yere koydu ve "Beni burada bekle ufaklık, geri geleceğim." dedi. Arkasını dönüp demirciye son bir kere baktıktan sonra çıktı. Birkaç adım attı ve durdu. Kılıcın ağırlığı yürüyüşünü değiştirmişti.

"Şu sürekli buluştuğun kız o canavarsa zevklerini sorgulayamaya başlayacağım dostum."

Sesin geldiği yöne baktığında bir atın üzerindeki Daniel'i gördü. Bakışları çok farklıydı. Sanki Evan'ın tanıdığı kişi gitmiş, tamamen bambaşka bir Daniel gelmiş gibiydi. Nefes alıp verişinde bile yanlış bir şeyler vardı. Hesap sorar bir tavırla "O kılıcı Ugo'nun intikamını almak için mi yoksa kızı kurtarmak için mi yaptın?" diye sordu. Evan, aniden gelen soru ile şaşırmış olsa da neyi ima ettiğini ise anlamak zor değildi. Derince bir nefes çekip kendini sakinleştirmeye çalıştıktan sonra "Bu neyi değiştirecek?" diye karşılık verdi. İkisi de duygusal olarak gerilmiş, patlama noktasına gelmişlerdi. Daniel bu cevaptan memnun olmamıştı. İç çektikten sonra elini başına götürüp alnını ovuşturdu. Duyulmayacak şekilde bir şeyler mırıldandı ve atından indi. Saçlarını düzelttikten sonra gözlerini tekrar Evan'a dikmiş, sessizlik artık rahatsız edici olmaya başlamıştı.

"Kasabanın dörtte birini küllere çevirdi Evan, onlarca insanın kanı o kızın ellerinde." deyince artık her şey belli olmuş Evan Daniel'in bu şekilde konuşmasına çok sinirlenmişti. Ortam her geçen saniye daha da gerginleşmeye başlıyordu. Evan bir düşmana bakar gibi Daniel'e diktiği gözleri ateş püskürerek "Sen de gördün, o kadın tarafından kontrol ediliyordu. Tek yapmamız gereken cadıyı öldürmek ve ortada bir sıkıntı kalmayacak." dedi. "Nerden biliyorsun? Cadıyı öldürünce her şeyin normale döneceğinden nasıl emin oluyorsun?" diye karşılık verdi Daniel. Artık bağırmaya başlamıştı. "O şey tehlikeli işte Evan anla bunu!" dedi ama Evan'ın hiç de ikna olacakmış gibi bir hali yoktu.

"Birini sadece tehlikeli diye öldüremezsin! Onun hakkında senden çok daha fazla şey biliyorum!"

"O cadıyı öldüreceğim Evan! İntikam fırsatıma bu kadar yaklaşmışken önüme sen bile çıksan gözümü kırpmam! Hele ki o canavara merhamet edeceğimi düşünüyorsan hayal kuruyorsun!"

"Daniel ona bir daha canavar dersen..."

"Ne olur demirci çırağı!?" kılıcını çekmişti. "Ona bir daha canavar dersem ne yapacaksın?!"

Evan kılıcını sıktı ve Daniel'e doğrulttu. Gözleri öfke ile dolmuştu.

"Şimdi görürsün seni kendini bilmiş Civciv!!"

Birbirlerine doğru koşmaya başlayacaklardı ki Evan tam ense köküne yediği bir taş ile yüz üstü yere kapaklandı. Daniel elinde kılıcı ile şaşakalmıştı. Lulu ağır adımlarla abisinin arkasında belirdi. Yüzünde vicdan azabına dair hiçbir emare taşımıyordu. Daniel ile göz göze geldiler. Merakla "Bunu neden yaptın?" diye sordu. Lulu bayılttığı yetmiyormuş gibi, ayağını yerde boylu boyunca uzanmış abisinin sırtına sertçe indirdi. Yumruklarını beline koyarak "Bu aptalı durdurmak için başka bir yol biliyor musun? Neymiş efendim gidip cadıyı öldürecekmiş! Oldu!" diye çıkıştı.

Daniel kılıcını tekrar kınına soktu ve "Peki beni nasıl durdurmayı planlıyorsun ufaklık?" dedi ama cümlesini bitirmesi ile yere yığılması bir olmuştu. Chibi elindeki sopayı yere fırlatıp derin bir iç çekti.

"Geç kalmadığımız iyi olmuş, değil mi?"

Lulu, demin abisine fırlattığı taşı yerden alıp Daniel'e doğru yürümeye başladı. Chibi küçük kızı kafasından tutup geldiği yöne sertçe ittirince az daha sırt üstü düşecekti.

DEMİR BAĞLAR - KOR (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin