Selamlar benim güzel kar tanelerim <3
Yukarıdaki müziği açalım ve öyle okuyalım, iyi okumalar dilerim^^
Küçük geyik gecenin bir vakti uyanmış gökteki yıldızları izlemeye dalmıştı. Annesi onun bu düşünceli halini görüp yanına uzanmış ve gözlerini küçük geyikle birlikte yıldızlara dikmişti.
"Çok güzeller, değil mi anne?" diye sormuştu yıldızlara bakarak annesine.
"Öyleler..." demişti annesi de yalnızca.
"Az önce bir yıldız kaydı, dilek diledim anne. Kayan yıldızlar gökyüzünde duranlardan daha güzel."
"Evet, öyleler... Oysa hepsi yanan birer gök taşı. Hepsi alevler içinde." Annesinin cevabına şaşıran küçük geyik bakışlarını bir kez daha yıldızlara çevirdi.
"Kayan yıldızlar yanıyor mu yani?"
"Evet," dedi annesi bir kez daha, "Alevler içinde oradan oraya savruluyor..."
Küçük geyik gözlerini bir kez daha gökyüzüne çevirdi. Bir gök taşının yanışını izleyip gülümsediği için utanç duydu kendisinden. Oysa burası böyle bir dünyaydı. Birilerine izlemesi güzel olan her şey bir başkasının büyük yangını olabiliyordu. Durup izlediğin her şey birilerinin felaketi olabiliyordu...
15.Bölüm : Eylül'ün Yıldızları.
*Bu doğan güneş var ya Eylül... Bizim için doğmuyor.*
Issız bucaksız bir ormanın ortasında durmuş bir kağıt parçasına doğru eğilmiş ormanın karanlığı ve yağan karın aydınlığında kağıtta yazanları tekrar tekrar okuyorduk. Hepimiz o kadar dehşet içindeydik ki yazan satırların ne anlam ifade ettiğini birbirimize asla itiraf edemiyorduk. Oysa biliyorduk... Bu satırların ne anlama geldiğini gayet iyi biliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Küresi (İki Kitap)
Teen FictionBurası bir kar küresiydi, biz de içindeki figürler. Bizi tutup salladılar, ne olduğunu anlamadık, alt üst olduk...