Merhaba benim güzel kar tanelerim <3
Yukarıdaki müziği açmayı ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim :')
Bölüm Müziği : Tom Day - Who We Want to Be
13.Bölüm : Gökyüzü Salıncağı.
Günün ilerleyen saatlerinde odamda oturmuş kitap okuyordum. Pastanenin açılışında uzun süre kalmamış, ortam kalabalıklaşmaya başlayınca eve dönmüştük. Annem kalabalıkta nasıl hissedeceğimden korkmuş olsa gerek, gitmeye karar veren kendisi olmuştu. Odamda oturmuş kitabımı okurken dışarıda bir yerlerde gökyüzünün bir sıkıntısı olduğunu biliyordum. Gök gürlüyor ama bir türlü yağamıyordu, son günlerde huzursuzluk yalnızca içimde değil evrenin her yerinde gibiydi.
"Cehennemde yaşamak da, cennette yaşamak da bizim seçimimizdir.
Ben cennette yaşamayı seçtim. Peki ya sen?"Don Miguel Ruiz'in Dört Anlaşma kitabının bu satırları gözlerimin uzun uzun üzerinde kaldığı satırlardı. Satırların arkasında kalan sayfanın kırık beyaz rengine bakan gözlerim dalmıştı ve ben elbette, geçen her saatimin sonunda olduğu gibi yine Merih'i düşünmeye, onu merak etmeye başladım.
Acaba nasıldı? İyi miydi? Nasıl hissediyordu? Benimle iletişim kurmaya çalışmayı neden kesmişti? Bende uzaklaşmak ona iyi mi gelmişti? Birbirimize kötü gelen şey birbirimiz miydik?
Tüm bu düşüncelerden sıyrılmaya çalışıp kitabı kapattım ve ayağa kalktım. Üzerime kalın lacivert bir hırka geçirip odamdan çıktım. Koridor duvarına asılı olan aynanın önünden geçerken bir anlığına kendime baktım, gözaltlarımın durumu giderek kötüleşiyordu. Artık sağlıklı, kesintisiz bir uykuya ihtiyacım vardı. Kendime öyle üzülerek baktım ki kendime bakarken gözlerim doldu. Aynaya doğru bir adım attım ve anlamsızca elimi uzatıp aynadaki yüzüme dokundum.
"Üzgünüm." diye fısıldadım aynadaki gözlerime.
"Eylül! Kimle konuşuyorsun?" Annemin mutfaktan gelen sesi ile elimi indirdim.
"Kimseyle." diyerek mutfağa girdim, "Yanlış duydun herhalde."
Annem mutfak masasında oturmuş kurabiye yaparken karşısına oturdum. Gözlerimi masaya diktim ve öylece masa örtüsünün desenini izlemeye başladım. Siyah beyaz masa örtüsündeki geyik desenlerini görünce elim istemsizce desenlerin üzerine gitti. Elim geyiği oluşturan çizgilerinin üzerinde gezindi ve gözlerim daldı.
"Senin çeyizin için almıştım," dedi annem gülerek.
"Neyi?" diye sordum umursamazca.
"Masa örtüsünü."
"Çeyiz meselesi saçmaymış." dedim, "Ama masa örtüsü güzelmiş."
Ellerim masa örtüsünün üzerindeyken gözlerim geyik desenlerine odaklandı. Geyiğin boynuzlarına birer salıncak çizmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Küresi (İki Kitap)
Teen FictionBurası bir kar küresiydi, biz de içindeki figürler. Bizi tutup salladılar, ne olduğunu anlamadık, alt üst olduk...