ORTAYA ÇIKIŞ

299 21 19
                                    

Yıl 2022 Coronanın dünyadan tamamen silinmesiyle birlikte normalleşme dönemi artık tamemen sona erdi. Dünya ekonomisinde oluşan sorun ve sıkıntılar git gide düzelirken, ölen insanlarında yoklukları artık hissedilmiyecek raddeye gelmiş bulunuyordu.

Erken saatlerde alarmın ötmesiyle kalkan Akina güzel bir duş aldıktan sonra üzerinde bornozla saçlarını kuruta kuruta mutfağın yolunu tuttu. Kahve makinasından aldığı fincanından bir yudum aldıktan sonra doğruca odasına yöneldi. Henüz üniversite  öğrencisi olsada soylu bir aileden gelmesi ona ister istemez güzel olanaklar sağlıyordu. Bi öğrenciye göre kaldığı ev baya lüksdü. Okul ona imrenerek bakan öğrencilerle doluydu, bundan pek hoşnut olmasada bunu engellemek içinde uğraşmıyordu. Üzerini giyindikten sonra her sabah olduğu gibi odasındaki aynanın karşısında yerini aldı ve  kendini incelemeye başladı. Güzellik, çirkinlik gibi kavramlara kafaya takmayan birisi olsada ayna karşısında kendine bakmayı seviyordu. 1.70 boylarında, siyah uzun saçlı ve kusursuz bir yüze sahipti. Mükemmel derecede sayılabilirdi güzelliği, diğer kızlardanda kendini farklı gösteriyordu zaten. Hazır olduğu kanısına varınca çantasınıda alıp evden ayrıldı. Asansörün önüne geldiğinde karşılaştığı insanlarla selamlaşırken açılan asansörün kapısıyla içeri girdikten sonra giriş katı tuşladı. Giriş kata geldiklerinde  asansörden inip dışarıya çıktı. Çalan telefonuyla etrafına bakmaya başladığı anda sağ tarafta kendisini bekliyen Yui'yi gördü. Yui en yakın arkadaşıydı, tek güvendiği dostuda olabilirdi bi yerde. Herşeyini hiç tereddüt etmeden anlattığı ailesi dışındaki tek kişiydi. Yanına gelmesinin ardından kol kola girip üniversitenin yolunu tuttular.

Kampüsün önüne geldikleri sırada hergün yaptıkları gibi kendilerini kampüsün güzel mimarisine bıraktılar. Birkaç dakika durdukları yerde binanın muhteşem mimarisini seyrettikten sonra sıralanan ağaçların arasında binaya doğru yürümeye başladılar. Gingko yapraklarıyla dolup taşan ağaçların arasında sanki dizi setinde gibi dursalarda herşey hiç olmadığı kadar gerçekti. Heybetli birşey olmasını yaşamıyan bilemezdi sanırım. Kampüse girmelerin ardından derslerinin olduğu sınıfa geldiler. Baştan sonra üç kişinin oturabileceği sıra ve masalarla donatılmış sınıfın yarısından fazlası dolmuştu bile. Yabancı ülkelerden gelen öğrencilerin arasında japon öğrencilerin sayısı biraz daha azdı, en azından kendi bölümleri için geçerliydi bu. Ortada bulunan sıralardan ikincisine geçip yerleşirken çok geçmeden sınıfa giren Hiroshi gülerek yanlarına gelip oturdu. Birlikte geldiği arkadaşlarıda çeşitli yerlere dağılırken kızlara sıcakkanlı bir şekilde
-Günaydın dedi.
-Günaydın.
-Günaydın, sen derse gelirmiydin ?
-Bazen gelmek gerekir diyen Hiroshi'nin gözü defterlerini çıkaran Akina'nın üzerindeydi. Defterlerini masasıba koyan Akina'nın da kendisine karşılık vermesiyle bakışmalarını sınıfa giren hocaları bozdu. İşletme yönetimi okumak pekde zor değildi onlar için, hocanın anlattığı şeyleri dinliyolarken söyledikleri not almayıda ihmal etmiyolardı ki bir kişi hariç. Koskoca sınıfta dersi dinlemiyen ve not almayan tek kişi vardı oda hiç kuşkusuz Hiroshi'di. Başını masaya koymuş Akina'yı izliyordu. Hem hocayı dinleyip hemde not almaya çalışan Akina sayesinde dağılan dikkatini hocaya dönüp yeniden toparlamaya çalışıyordu.

Arka arkaya girdikleri derslerden sonra giricekleri başka bir ders kalmayınca toparlanıp kampüsten ayrıldılar. O muhteşem ağaçların arasında yürüyorken
-Hiroshi nerde kaldı ? diye sordu Yui.

Arkanızdan gelicem ben demişti halbuki.

Yui'ye cevap vermeden önce kampüse dönüp son bir kez bakan Akina gelmediğini görünce önüne bakıp yürümeye devam etti.
-Yine takılmıştır birilerine boşver.
Aradaki farkı kapatan Yui
-Bugün ne yapmayı planlıyosun ? diye sordu.
-Evde olucam, gelsene ?
-Sıcak bir duş ve televizyonun başında geçiricek bir günüm var, o yüzden gelemiyeceğim.
-İyi, bende alışverişimi yapıp keyfime bakıyim.

TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin