Gözlerini yeni bir güne açtı Haru, ağrısı git gide azalırken tamemen iyileşmesi biraz daha sürücekti. Git gide güç toplarken biran önce iyileşmeyi diliyordu. Kendini zorluyarak ayağa kalkarken günler sonra hareket ettiği tam haliyle hissediyordu. Koridorda öylece yürürken soldaki açıklıkta bulunan pencerelerden dışarıyı izledi biraz. Camın önünden ayrılırken merdivenleri kapattığını görünce
-Sıkı çalışmış dedi. Dikildiği yerde etrafa bakarken solundaki açılan kapıdan çıktı Nori. Haru'yu dikilmiş halde görmeyi beklemediği için şaşırsada tepki vermeyip
-Dinlenmen gerekmiyor mu senin ? diye sordu.
-Yeter bu kadar, fazla bile yattım.
-Yaraların henüz iyileşmedi ama.
-Kendimi zorlamam merak etme.
Haru içini okumuştu sanki, kendisi için endişelendiğinin farkındaydı Nori'nin. Hoşuna gitmişti bu durum ama sessiz kalmayi tercih etti.
-Cephanelik nerde ?
-Şurda.
Nori'nin gösterdiği odaya doğru yürüyen Haru kapısını açamayınca yardım eden Nori açtı kapıyı sonuna kadar. İçeri giren Haru etrafa bakarken eşikten içeri girmiyen Nori Haru'yu izliyordu. Duvarda asılı olan otomatik tüfeklere, sandıklardaki diğer silah ve ekipmanlara bakan Haru Nori'ye dönüp tebessüm ederek
-Burası dolu dedi.
-Boşaltmak istiyen oldu ama izin vermedim.
-Ne demek o ?
-Birileri geldi ben burdayken, hepsini öldürmek zorunda kaldım.
-Hayat kurtarmak tek iyi olduğun şey değil sanırım.
-Bilmem, belkide sadece kendimi öldürtmeye çalışıyordum.Konunun Nori'nin üzüleceği yerlere gittiğin farkındaydı Haru hemen konuyu değiştirip
-Hepsi bu kadar mı ? diye sordu.
-Çatıda bi tane sniper, iki sandık dolusu otomatik tüfek ve cephane var.
-Tek başına taşıman zor olmalı.
-Yapıcak başka bişey yoktu zaten.O an durdu Haru
-Beni karakoldan çıkan birisi vurdu. Bidaha gelicekleri yer burası o zaman.
-Daha önce gelip alamadılar, bidaha geliceklerinden emin misin ?
-Kolay kolay durucaklarını sanmam.
-Yeterince cephane var, sürüde dışarıdayken gelmeleri pek mümkün değil gibi.Koridorun sonunda yangın merdivenlerine çıkan kapıyı açıp sürüyü gözetlemeye başlarken elini karnındaki yarasına götürdü Haru. Acı çektiğini fark eden Nori koluna girip içeri girmesine yardım ederken kapıyı kapattı.
-İyisin dimi ? diye sordu önce.
-İyiyim demesiyle.
-Seni yatıralım dinlen biraz dedi sonra. İtiraz etmemesiyle kaldığı odaya girip uzanmasına yardım etti.Yota ve Taimu, birisi saklandığı çöp konteynırında diğeri ise girdiği arabanın altında uyuya kalmıştı. İlerliyen saatlerde birbirleriyle orantılı olarak açtı gözlerini ikiside. Sokak bomboştu, tüm enfekteler uzaklaşmıştı anlaşılan. Kendine siper ettiği cesedi iten Taimu girdiği arabanın altından çıkarken Yota'da saklandığı çöp kenteynırından çıktı.
-Ucuz atlattık diyen Taimu üzerini silkeliyordu.
-Hadi çıkalim bir an önce. Yota'nın ilerlemeye başlamasıyla aradaki mesafeyi kapattı Taimu'da.Yüzbaşı ve astsubay girdikleri oyuncak satan dükkanın arka tarafında bulunan odasına atmıştı kendini. Tozlanmış raflar, yerler her yer bubi tuzaklarıyla doluydu. İşlerini sağlama almışlardı bu sefer. Üst düzey eğitimleri, böyle bir dünyada ciddi bir ganimetti her biri için. Maskelerini günler önce çıkarsalarda üzerlerinde ki beyaz üniformalar hala duruyordu. Bu sefer onlardan da vazgeçtiler, ikiside çıkardığı üniformaları bi kenara bırakırken
-Yaşıyan birileriyle karşılaştığımızda ne olucak komutanım ?
-Üniforma yok, görev hala devam ediyo.Nereye baktıysa Akina'yı bulamıyan Yui karşılaştığı Hiroshi'ye
-Akina'yı gördün mü ? diye sordu.
-Hayır, yemekhaneye baktın mı ?
-Yok, bi gidip bakıyım ben.
Hızlı adımlarla yemekhaneye yönelen Yui içeri girer girmez Akina'nın duvar dibinde duran masalarsan hirinde oturduğunu görünce karşısına geçip oturdu.
-Günaydın.
-Günaydın.
Akina'nın yüzüne bile bakmaması garibine gitmişti Yui'nin.
-Neyin var Akina ?
Bağladığı ipi kesen Akina bulduğu sopanın ucuna bıçaklardan birini sıkıca bağlayıp mızrak yapmıştı kendine.
-Bende mi kendime böyle bişey yapsam ?
-Senin zaten.
-Benim mi ?
-Evet senin.
Elindeki mızrağı masanın üzerine koyan Akina Yui'ye odaklanırken
-Seni kaybetmek istemiyorum, yüzleşmekten korkuyosan bununla uzaktan halledebilirsin işini. Seni eğitcem Yui, kendini korumayı öğrenmen gerekicek.
-Güçsüz biriyim ben Akina, beni en iyi tanıyan sesin. İstediğin kadar eğitsen bile gördüğüm anda elim ayağıma dolanır benim.
-Kendin için olmasa bile benim için yapmak zorundasın Yui. Birbirimizi korumak zorundayız.
-En iyi arkadaşım sensin biliyosun dimi ?
-Biliyorum, mızrağını al gel.Yemekhaneden çıkan ikili soluğu spor salonunda aldı. Kendilerine boş bir alan bulurken mızrağı eline alan Akina önce nasıl tutucağını sonra ise nasıl savurucağını öğretiyordu. Tam dört saat çalışmılardı orda. İkiside yorgunluktan bayılmak üzereydi. Kendilerini sırt üstü yere bırakırken doğrulan Akina elini uzatıp Yui'yi de kaldırdı. Salonun dışına doğru yürüyolarken duran Yui Akina'nın bir iki adım daha ilerledikten sonra
-Hiroshi'yle ne oldu diye sordu. Olduğu yerde durup Yui'ye döndükten sonra-Bidaha açılmamak üzere kapandı o konu Yui diye cevaplarken
-Gidip dinlen yarın sana yakın dövüş öğreticem diye ekleme yaptı söylediklerine. Sonra ise döndü arkasını ve çıktı salondan. Koridorda karşılaşan ikili birbirinin yüzüne bile bakmadan yollarına devam etti. Akina'nın kendini görmezden gelmesi yediremiyen Hiroshi ses etmeden yürürken Yui'nin seslenmesiyle durdu. Koşarak spor salonundan çıkan Yui elindeki havluyu kavrarken
-Seninle biraz konuşalım Hiroshi diyerek koluna girdi.
-Olur bende seninle konuşmak istiyordum dedi Hiroshi'de. Kuru temizleme odasina girdikten sonra kapıyı kapattılar. Sinirli bir şekilde dönen Yui tam bişey diyicekken
-Dün çok korkuttun beni nasılsın ? diye sordu Hiroshi.
-İyiyik ama sorun ben değilim Akina ile ne oldu ?
-Hiç birşey.
-Bana az önce ne dedi biliyor musun ?
-Ne dedi ?
-Bu konu bidaha açılmamak üzere kapandı.
-İyi öyle olsun diyen Hiroshi sinirli bir şekilde odadan çıkıcakken
-Ya ne oluyo size diye bağırdı Yui.
Dönen Hiroshi bağırarak
-Ben hiç birşey yapmadım, beni dinlemedi inanmadı. Daha fazlasını yapamam kusura bakma dedi ve odadan büyük bir hiddetle çıktı.Kapşonlu ve maskeli eleman yine ortaya çıktı. Kim olduğu başlı başına bir gizemken, neyin peşinde olduğuda muammaydı. Ellerinde yuttuğu bıçaklarla kendini fark eden küçük efnekte sürüsünün üzerine yürümeye başladı. Yanından geçtiği enfekteler yüzlerine aldığı derin kesiklerle bir bir yere yığılırken hepsini indirip yoluna devam etti.
Yota ve Taimu kendilerini güvene almış, muhafaza ediyordu. Araçlara ulaşma fikrini sürüden dolayı beklentiye alırken Tokyo'da iki kişi kalmanın yanlızlığını hissediyordu ikiside. Oturdukları yerde öylece duruyolardı, çantasına uzanıp içinden çıkardığı sulardan birini kendine alan Yota diğerinide Taimu'ya fırlattı. Kapağını açtıktan sonra tam yudumluyacaktı ki Taimu'nun
-İletişime mi geçsek ? diye sormasıyla elindeki suyu kapatıp sehbaya koyarken
-Ne olursa olsun geçmiycez dedik diye cevapladı.
-Kimse kalmadı Yota, destek göndersinler en azından.
-Bilmiyorum.
-Bunda bilmiyorumluk bi durum yok eğer sen geçmezsen ben geçicem.
-Hava kararana kadar müsade et.Yota ve Taimu'nun konuştuklarından anlaşılan başkaları vardı. Kim oldukları bilinmezken büyük bir oluşumun bi parçası gibi duruyolardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)
Science FictionOrtaya çıkan ve önüne geçilemeyen bir virüs sebebi ile Ordunun terk ettiği, giriş ve çıkışların kapatıldığı ve karantina altına alınan bir şehirde hayatta kalmaya çalışan insanların hikeyesi. Corona'yı yenen dünya, kendisini etkisi altına alan bu vi...