HAYAL KIRIKLIĞI

33 6 8
                                    

Az önce dışarı çıkan iki adam topladıkları adamlarla birlikte bindikleri iki araçla karakola gitmek üzere yola çıkarken arkalarından dışarı çıkan adamda kendisini bekliyen adam dolu arabaya binip Ryagoku'ya doğru yola çıktı.

Bindikleri arabalarla çok kısa bir sürede varmak istedikleri yere sonunda vardı Haru. Gelmek istediği bina sonunda karşısındaydı.
-Hadi o zaman diyen Nori arabadan inerken kendisi biraz daha oturduğu yerde binaya baktı.
-Gelmiyo musun ? diye sordu Nori cama eğilip. Arabadan inen Haru kendisini kontrol edemiyor gibiydi.
-Hadi yapalım diyem Haru öne geçip yürürken arkasından takip etti Nori. Sessiz adımlarla binaya girip merdivenlerden yukarı çıkarken sonunda dairenin bulunduğu koridora çıktılar. Fazlasıyla sessizlik hakimdi koridorun tamamında, elini kılıfına götüren Nori tabancasını çıkarırken Haru'da çıkardı. Ağır adımlara ilerlemeye devam ederken yan dairede fırlayan bi enfekte Haru'nun üzerine yığılırken saniyesinde vuran Nori cesedini üzerinden itip kalkması üzere elini uzattı. Tutunarak kalkan Haru Nori'nin
-Bu nerden çıktı şimdi ? diye sormasını duymazdan gelerek koşar adımlarla kaldıkları dairenin kapısına gelip vurmaya başladı. Bir umut açılmaaını beklerken en ufak bi ses seda yoktu.
-Sanırım yoklar Haru.
-Olmaz, gitmiş olamazlar. O gitmez bırakmaz öylece.
-Enfektelerin olduğu bi binada bulunmamaları daha da iyi değil mi ?
Gerilen Haru attığı tekmeyle kapıyı açarken bodoslama daldı içeri. Tek tek tüm odaları kontrol ederken arkasından içeri giren Nori salona geçti direk. Tüm odalar boştu, hayal kırıklığına uğramıştı Haru, üzgün bir şekilde salona gelip oturdu. Haline üzülen Nori etrafa bakarken masanın üzerinde duran kağıdı uzanıp alırken içinden okudu.
-Arkandan gelmek istedim ama bırakmadılar Haru, seni bekledim ama gelmedin bi türlü. Umarım hayatta ve iyisindir. Yaşıyorsan eğer bizi bulacağından eminim, gitmek zorunda kaldığımız için üzgünüm Akina.

Kağıdı katlayıp arka cebine atan Nori Haru'ya bahsetmeden yanına geldi. Başı önde saçlarını okşuyan Haru üzülmüştü ister istemez, onları bulmayı umuyordu neticede. Mutfaktan çıkan Nori yanına gelip otururken şöyle söyledi.
-Kötüye yoruyosun ama sürüden kaçmışlardır belkide.
-Eğer öldülerse, sorumlulukları benim üzerime.
-Niye senin üzerine olsun Haru, hiçbiri bi aile ferdin değil bildiğim kadarıyla.
-Ama hayatta kalmak için bana ihtiyaçları var.
-Hayatta olduklarına eminim neticede herkes abim kadar şanssız değil.
-Nori ?
-Dert etme, öylesine söyledim hadi karakola dönelim.
-Geri dönerlese peki ?
-Gittikten sonra neden geri gelsinler onca enfekteye rağmen hadi gidelim.

Nori'nin dediğini kabul eden Haru kalkıp arkasından dışarı çıkarken
-Sizi ne olursa olsun bulucam, seni bulucam Akina diye düşündü sessizce. Binadan çıkmalarıyla karşılaştıkları iki enfekteyi öldürüp arabaya bindikten sonra uzaklaşmaya başladılar.

Kahvaltısını bitiren Hiroshi tabağını alıp tam kalkıcakkan elindeki kutuyu masaya koyan Miyako bakışları arasında masaya oturdu.
-Bu ne ?
-Sever misin bilmem ama depoda buldum diyen Miyako kutuyu açıp içindeki yapboz parçalarını devirdi.
-Şaka yapıyosun dimi ?
-Hayır, ciddiyim.
Tebessümlerin eşliğinde tabağını yandaki masaya koyan Hiroshi yapboza odaklandı.

Saatlerdir antremana devam ediyordu Akina ve Yui. Onu daha fazla yormak istemiyen Akina
-Bugünlük yeter bu kadar dedi.
Ellerini, yüzünü sildikten sonra boyunlarına astıkları havlularla birlikte spor salonundan çıkıp banyonun yolunu tuttular. Sıcak bir duş ikisinide iyi gelirken yemekhaneye doğru yürüdüler birlikte. İçeri girer girmez Hiroshi ve Miyako gözlerine çarparken önüne dönen Akina aldığı tabağına bişeyler koyarken birkaç saniye daha Hiroshi'ye bakan Yui'de eline tabak alıp bişeyler koymaya başladı. Hazırladıkları tabakları masaya servis ederken oturup yemeye başladılar.

Dönüş yolunda süratli bir şekilde ilerliyen Haru ve Nori yolu çoktan yarılarken Yota ve Taimu'yu gördükleri yerden geçerken camdan baksalarda göremediler. Yaklaşık bir saatinin ardından karakolun bulunduğu sokağa giriceklerken sokağa arka arkaya giren iki aracı görünce ikiside olduğu yerde dururken arabadan inip saklandılar hemen. Karakolun önünde durdu iki araçta, içlerinden inen eli silahlı maskeli adamlar etrafa bakınıyordu. Sindiklerinde yerde adamlari gözetliyolarken Nori
-Gidelim burdan dedi.
-O kadar silahı onlara bırakamayız. İhtiyacımız var Nori.
-Yaran tam iyileşmedi Haru, o zaman burda bekle ben hallediyim.
-Birlikte yapıcaz.

Kar maskeli adamlar kendilerine doğrudan bi saldırı bekliyordu. Bekleyişerini fırsat bilen Haru ve Nori duvar dibinden sine sine yangın merdivenlerine ulaşmayı başardı. Sessiz adımlarla üst kata çıkarken aynı sessizlikle kapısını açıp içeri girdiler. Daha fazla beklemiyen adamlar silahlarını doğrultup arka arkaya içeri girerken her odayı tek tek kontrol etmeye başladılar. Giriş katı tamamen kontrol ederken
-Yukarıya hadi, bulucağınız şeyleride alın. Merdivenlerden koşarak çıkan iki adamı kapatılmış olduğunu görüp geri dönerken
-Açın diye bağırmasıyla geri çıktılar. Elinde tabancasını tutan adam ortada dikilmiş komutlar yağdırıyordu sadece. Duvar dibindeki dolapları çekerek kendine yol açmaya çalışan adamlar başaramayınca iki kişi dhaa gelip destek verirken merdivenlerin bitişinde duvar dibinde bekliyen Haru ve Nori göz ucuyla adamlari kontrol ediyordu ki birbirlerine bakıp şimdi dercesine kafa sallayınca çıkıp ateş ederken dört adamıda vurup yere serdi. Destek için merdivenlere çıkan adamların açtığı ateşle kendilerini geri çekerken karşılıklı çatışma şimdi tam anlamıyla başlamıştı. Silah sesleri şehir merkesinde son ses yankılanıyordu adeta. Tüfeğindeki mermisi biten Nori tabancasına sarılırken cebinden çıkardığı yedek şarjörü yerden Nori'ye doğru itti Haru. Üzerlerine yağan kurşunlara karşılık vermeleri git gide daha da zorlaşırken duyduğu ayka sesleriyle yangın merdivenine dönen Nori
-Haru dikkat et diye bağırıp ateş ederken yediği kurşunla yere düşerken arka arkaya ateş ederek iki adamıda vurdu Haru. Nori'ye doğru koşmak isterken
-Kal yerinde sakın diye bağırmasıyla durdu.
-İyimisin ?
Kendini duvar dibine alan Nori koluna bakarken ateşe karşılık verdi.
-Sıyırdı galiba.

Dikildiği yerde adamlarının Haru ve Nori'yi vurmasını bekliyordu lider olanları hala, sinirli bir şekilde
-Gidip şunları alın diye bağırırken açtıkları ateşlerle nerdeyse hiç fırsat vermiyolardı maskeli adamlar. Sindiği yerden çıkamıyan Haru ve Nori öylece beklerken dolapların üzerine çıkan adamlar üzerlerine doğru gelirken diğer tarafa doğru kayan Haru iki adamı indirken yerinden çıkan Nori'de kalan son adamı vurdu. Yan yana yerdeki cesetlere bakarken duydukları araba sesiyle cama koşarken camdan uzaklaşan arabaya birkaç el ateş etselerde sokağı dönmesiyle kestiler. Tabancasını kılıfına takan Haru Nori'in koluna bakıp incelerken kanamasını olduğunu görünce soru bile sormadan peşinden götürdü. Kaldığı odaya girmeleriyle yatağa oturttuktan sonra kolunu sıyırıp yarasını kontrol ederken
-İyiyim ben laflarını duymamazlıktan geliyordu. Arka arkaya konuşmasına dayanamayıp
-İyi felan değilsin dedi. Bu yarayı kapatmassam eğer birkaç gün sonra kolun kesmem gerekicek. Revir nerde ? Veya sağlık malzemeleri ? Sorusunu bir kez daha tekrarlamasıyla
-Benim, benim kaldığım odada hepsi.
-Tamam bekle burda.
Odadan çıkan Haru aldığı eşyalarla geri dönerken yarasını temizlemeye başladı. Güzelce temizleyip kapatırken
-Teşekkür ederim dedi Nori.
-Kolunu fazla zorlama.
-Tamam, dikkat ederim.

Terasa çıkan Akina derin derin nefes alırken korkulukların dibine kadar gelip elini üzerine koydu. Bir zamanlar rahat rahat gezdikleri şehre bakıyordu öylece. Umutluydu ama bir umut belki eski günlere geri dönebilirlerdi, her ne kadar şuan hapsedilmiş olsalarda. Bu düşüncelerle etrafı izlemeye devam ederken kemerine astığı telsizi eline alıp çağrı yapmaya başladı.
-Gittiğinden beri yaptığım altıncı çağrı bu, hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum ama olduğunu umuyorum. İkimizde oldukça ısındık birbirimize bunu inkar etmiyeceğim. Bizi bulucağına eminim, umarım bıraktığım notu görmüş şuan bizi arıyosundur. Seni özledim. Yaptığı anonsu sonlandıran Akina telsizi kemerinin arasını sıkıştırdıktan sonra içeri girdi.

Kaldıkları yere dönen Yüzbaşı ve Astsubay çıkan silah seslerine kafa yoruyordu. Ama hala milyonlarca insan vardı tabi Tokyo'da. Sinir küpü gibi parlıyordu Yüzbaşı aynı anda, bulunan sandalyelerin her birini devirirken maskeli adamları bitireceğine dair ant içiyordu. Kenara çekilen astsubay tek kelime laf etmezken haritaları açtı önündeki sahbanın üzerine. Kaynak ve Ölüm iki haritayı birleştirdiğinde tüm Tokyo'yu kapsadığını görünce şaşırırken meskenlerini bulmak adina bi işaret bakıyordu. Nerde, nerde diye düşünürken parmağını koyduğu yere dikkat kesildi.

 

TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin