Eşyaların içeri taşınmasıyla birlikte dışarıda ki kocaman giriş kapısınıda kapatmalarıyla dış dünyadan bağımsızlardı artık.
ÜÇ GÜN SONRA
Geçen üç günde koskoca Ryogoku'nun tamamen hakimi olmuşlardı. Her yeri bir bir kontrol ederken hiçbir yeri boş geçmemişlerdi. Kendileri dış dünyaya kapatma fikrini iyice ciddiye alıp bi camın dışında bütün camları sprey boyalarla boyayıp kapatmışlardı. Soyunma odasında ki dolapları el arabalarıyla taşıyıp girişlerdeki tüm kapıların arkasına yığmışlardı.
Ringin içerisinde yatıp kalkıyolardı, temizce her biri kendine belli bi yerde yatıcak yer hazırlamıştı. Arenaya giren Hiroshi ringin içerisinde uzanan Akina'yı görünce yanına gitti. Ringe girdiği sırada dönen Akina gelenin Hiroshi olduğunu görünce yüzüne bile bakmadan ayağa kalkıp yanından geçip giderken bişey diyemiyen Hiroshi öylece gidişini izlerken ringden çıkıp peşine takıldı.
Sinirli bir şekilde havuza giren Akina birkaç adım daha atıp kendini havuza bırakırken yüzeye çıkmadan suyun altından yüzerken peşinden havuza giren Hiroshi'de suya atladı. Atladığı yerde öylece beklerken yüzmeye devam eden Akina onu görünce yüzeye çıktı ki sudan çıkmak istemesiyle kollarından tuttu Hiroshi.
-Dinle bi beni dedi.
-Dinliycek bişey yok Hiroshi ben görüceğimi gördüm.
-Benim bi alakam yok gerçekten, böyle bişey istemedim, beni bu yüzden yargılıyamazsın.
-Seni yargıladığım felan yok aksine umrumda bile değilsin şimdi kollarımı bırak. Duyduğu kelimelere üzülen Hiroshi Akina'nın kollarını yavaşca bırakırken havuzdan çıkıp giderken uzaklaşmasını izliyen Akina durduğu yerde ağlamaya başladı. Dün gece şahit olduğu şeylerin yeniden gözünde canlanmasıyla canı daha da yanarken kendisini suyun dibine bıraktı.DÜN GECE
Gece uykusundan uyanan Akina sessizce kalkıp arenadan çıktı, koridorda öylece yürüyüp etrafa bakınırken havuzun açık olan kapısı dikkatini çekti. Ağır adımlarla yaklaşırken göz ucuyla baktığında Hiroshi ve Miyako'nun havuz başında sohbet ettiğini gördü. Durduğu yerde birkaç dakika öylece onları izlerken Miyako'nun Hiroshi'in elini tutup dudaklarına yapışmasıyla şok geri çekildi. Sırtını duvara yaslayıp ağlamamak için kendini zor tutarken birkaç saniye öylece karşı duvara baktıktan sonra hiçbirşey olmamış gibi ringe döndü.
ŞİMDİ
Herşeyden habersiz yemekhanede bişeyler hazırlıyordu Yui, geçen dakikalarda yanına gelen Miyako mutlu bir şekilde
-Günaydın dedi.
-Günaydın.
-Bu sabah sana kaldı galiba, kusura bakma.
-Ne kusuru Miyako, yapıcak başka bişey var sanki.
-Hiroshi yok mu ?
-Daha gelmedi, sen pek mutlusun bugün hayırdır ?
-Güzel hissediyorum diyelim.
-İyi.
-Geçip masalardan birine oturda birlikte kahvaltı edelim.
-Olur diyen Miyako masalardan birine geçerken Yui'de hazırladığı tepsiyle oturdu. Sohbetin eşliğinde yemeklerini yerken kaldırmaya başladıkları sırada dalgın bir şekilde içeri girdi Hiroshi. Soluk bir ses tonuyla
-Günaydın derken Yui'nin hazırlamış olduğu tepsilerden birini alıp arkadaki masalardan birine oturup sessizce yemeye başladı. Bişeyler olduğunu anlıyan Yui
-Nesi var biliyormusun ? diye sorarken
-Şimdi anlarız diyen Miyako yanından ayrılıp Hiroshi'nin oturduğu masaya doğru yürüdü ve tamda karşısına oturdu.
-Seninle bişey konuşmak istiyorum Hiroshi.
-Şimdi değil Miyako şimdi değil.
-Yaptığım şey bi hataydı Hiroshi bunun farkındayım. Senin isteyip istemediğini bilmeden böyle bişey yapmamam gerekirdi. Eğer kendini kötü hissetmene sebep olan şey bu ise rahat olabilirsin.
-Seninle bi ilgisi yok, üzerine alınma sakın.
Karşılıklı tebessümlerin arasında kurumamış saçlarıyla yemekhaneye girdi Akina. Onları öyle görsede tepki vermeden Yui'in yanına yürüdü. Görüş açısına girmesiyle onu izliyen Hiroshi biraz önce söylediği sözlerden sonra sadece yemeğine odaklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)
Science FictionOrtaya çıkan ve önüne geçilemeyen bir virüs sebebi ile Ordunun terk ettiği, giriş ve çıkışların kapatıldığı ve karantina altına alınan bir şehirde hayatta kalmaya çalışan insanların hikeyesi. Corona'yı yenen dünya, kendisini etkisi altına alan bu vi...