Sessizliğe gömülen binanın içindeydi Yui ve Miyako, iki daireyi kontrol etmiş ve kullanılabilir ne varsa toplamışlardı.
Kendilerini fark ettiren Hiroshi ve Akina anladıkları an geri dönüp koşmaya başladı. Diğerlerininde kendilerini fark etmesi uzun sürmezken şimdiden otuza yakın enfekteyi peşlerine takmıştı. Tabancası elinde koşan Hiroshi ateş edip etmeme konusunda kararsızken daha fazlasıni peşine takmanın gereksiz olduğunu düşünerek vazgeçti.
Oturduğu yerde öldürmenin hissini yaşıyordu Nori, abisinin ölümünün ardından bide bununla yüzleşmek zorunda kaldı. Elinde tuttuğu tabancasına yorgun gözlerle bakarken hala hayatta kalıp kalmama konusunda düşünceliydi.
Girdikleri ara sokakta peşindeki enfektelerden kendini kurtarmaya çalışan Akina ve Hiroshi arkasına dahi bakmadan koşmaya devam ediyordu. Ölüm korkusu kendini ciddi bir biçimde ikisinede hissettiriyordu. Koşuşturmaya devam ettikleri sırada açılan kapıyla Akina'yı tutan polis içeri çekerken arkasından içeri dalan Hiroshi tabancasını polise doğrulturken poliste ona doğrulttu. Bakışmaların arasında dışarıya bakan Akina
-Hala geliyolar, indirin şu silahları hadi.
-Yukarı çıkın hadi.
Hiroshi ve Akina'nın yukarıya doğru koşmaya başlamasıyla kapıyı kapatan polis tutma yerine kenarda duran süpürgeyi sıkıştırıp yukarıya koştu. İkinci kata çıktıklarında Akina'nın
-Onuda bekliyelim demesine Hiroshi
-Tanımıyoruz diye karşı çıkarken yanlarına gelen polis memuru
-Korkmanız gereken bi durum yok.
-Olayların başlangıcında karşılaştığım polis üzerime ateş açmıştı.
-Her insanı aynı kefeye mi koyarsın sen ?
-Şu gereksiz tartışmanızı bitirip ne yapıcağımızı mı düşünsek.İkiside Akina'nın tartışmayı sonlandırmasına mani olamazken
-Burdan diyen Haru solda bulunan daireyi gösterdi. Gitmek üzere adım atarken diğerlerinin güvensiz bakışlarını fark edince
-Birkaç gündür burdayım, en azından dışarısı dinene kadar içerde bekliyelim.
-Hadi Hiroshi.
-Akina.
-Zarar vermek istese, beklemezdi bence.Kapının açılmasıyla arka arkaya içeri girdi üçüde. Akina ve Hiroshi salona geçerken mutfağa yönelen polis elindeki su şişeleriyle geri dönüp ikisinede uzattı.
-Adım Haru.
-Akina ben, buda Hiroshi.
-Memnun oldum.
-Bizde öyle, su için sağol.
Su şişesini açan Akina içerken, tereddütle şiseye bakan Hiroshi elini dahi uzatmazken
-Zehirli değil dedi Haru.
Birkaç saniye Haru'ya bakan Hiroshi sonrasında şişeyi aldiktan sonra açıp içmeye başladı.Ele alınan bu karakterlerin çok ötesinde bi virüstü ZX virüsü. Dünyada bulunan tüm ülkelere yayılan virüse direnebilen tek ülke yoktu. Tüm devletler çökme tehlikesi adı altındayken bi çözüm bulunabilicek gibi de değildi. Tedavi adına uğraş veren bir birim veya bilim adamının varlığı dahi bilinmiyordu.
Yui ve Miyako bolca yiyecek, içecek ve su toplamıştı. Koridorda yeniden buluşmalarıyle birbirlerine samimi bir şekilde tebessüm ederlerken Miyako'nun yüzünün bi tık asık olduğunu gören Yui'de suratını asarken ikiside duyduğu sesle sesin geldiği yere baktı.
-Gidelim hadi.
Topladıklarınıda aldıktan sonra vakit kaybetmeden kaldıkları daireye geri döndüler.Oturduğu yerde sıkılan Hiroshi odaları gezip etrafa bakınırken Akina camdan dışarıyı izliyor, Haru ise oturduğu yerde öylece bekliyordu. Birkaç dakika öylece oturduktan sonra kalkıp camın önüne Akina'nın yanına geldi.
-Dışarısı nasıl ?
-Sayıları git gide daha da artıyo.
-Burda kaldık gibi.
-Kalamayız.
-Aralarına dönmeyi düşünmediğini söyle bana ?
-Bizi bekliyen arkadaşlarımız var.
-Dışarı çıkarsanız pekte bi şansınız olmaz gibi.
-Deneyip görücez onu.
-Bende sizinle geliyorum o zaman.
-Buna hiç gerek yok, zorunda da değilsin ayrıca.
-Bişeyler yapmam gerekiyo gibi hem sıkıldım da burda.
-Başımızın çaresine bakabiliriz.
-Hayatta olduğunuzu bilmem bile yeterli, yardımım mutlaka dokunucaktır.
-Kimin, kimsen yok mu ?
-Hayır, yani kalmadı sanırım.
-Üzüldüm senin adına.
-Senin peki ?
-Ailem Osaka'da, bu şeyler ortaya çıktığından beri haber alamıyorum.
-Kötü hissetmene sebep olan ne, fazla mı korkuyorsun ?
-Anlamadım.
-Gözlerin bi farklı bakıyo, ayrıca arkadaşın haklı doğruca hiç düşünmeden atılıyosun.
-Korkunç şeyler yaptım, hayatta kalmak için bir sürü insanı öldürdüm.Duvar dibinden gizlice konuşmalarını dinliyen Hiroshi
-Onlar insan değildi diye konuşmaya dahil oldu.
-Ne olduklarının bi önemi yok, her birinin bedeni bi insana aitti sonuçta.
-Hiroshi haklı, her birimiz hayatta kalmak için birşeyler yaptı, yapıcakta.
-Ben sizin gibi değilim, üzgünüm. Bir polisten bunu duymamda oldukça manasız.
-Manasız felan değil, dışarıda neler olduğunu biliyoruz hepimiz sence artık kimliğimin bir önemi var mı ?
-Doğru söylüyo Akina, ne bi asker var ne bi polis. Ne bi doktor var, ne bi hemşire.Karşılaştıkları ilk andan beri birbirini tersliyen ikilinin arka arkaya birbirine destek çıkmasına şaşıran Akina şaşırırken sözlerine şu şekilde devam etti Hiroshi.
-İkinci günün akşamında polisler bizzat halka saldırıyordu, hatta birisi gözümün önünde genç bir çocuğu öldürdüğü yetmez miş gibi üzerime ateş açtı.
-Sen evde değil miydin ?
-Hayır, sabah dışarı çıktığımda baygın birisi vardı yerde, ambulansa haber verdiğimde benide zorla götürüp bi yere kapattılar.
-Virüslü biriyle temasta mı bulundun yani ?
-Test yaptılar, negatif sonuçlandı.
-Sen ciddimisin ?
-Sonuna kadar Akina, zor kurtuldum.
-Şaka gibi ya geldiğimiz şu hale bak.
-Polislerin saldırması için bizzat emir geldi bize.
-Ne !!
-Ne diyosun be ?
-Halkın toplandığı duyulunca bize onları engellememiz söylendi, her türlü yetki verildi. Daha kötüsü ise şehri terk etmek istiyen onlarca insan öldürüldü.
Akina ve Hiroshi duydukları karşısında birbirine bakarken ikiside inanmak istemiyordu buna.
-Fazlasıyla korkunç bunu biliyorum fakat olan oldu, biz yolumuza bakmak zorundayız.
-Bizi koruması gereken askerler, masum onca insanı öldürdü demek.
Akina kendine gelmekte zorlanırken Haru'ya bir kere daha destek çıkan Hiroshi
-Yolumuza bakmak zorundayız Haru doğru söylüyo, kendine gelmen lazım diye üsteleyince konuyu kapatan Akina'da ne yapıcaklarını düşünmeye başladı.Elini yüzünü yıkayip kendine gelen Nori kantine doğru ağır adımlarla yürümeye başladı. İçeri girip girmeme konusunda tereddütteyken birden kapıyı açıp eli tetikte girdi içeri. Temiz ve tehlikesiz olduğunu görünce silahı indirip etrafa bakınmaya başladı.
Git gide kararan havanın esamesinde girdikleri dairede bekleyişeri süren üçlü ne yapıcaz diye düşünmeye devam ederken Hiroshi çok geçmeden uyuya kaldı. Haru içerideki odada Akina ise camın önündeydi. Düsünceli bir şekilde dışarıyı izlerken dönüp baktığında Hiroshi'nin uyuduğunu görünce camın önünden ayrılıp karşısındaki koltuğa oturdu ve onu izlemeye başladı. Birbirlerine karşı besledikleri duygular kesin ve netti fakat ikiside birbirine söylemeye asla cesaret edememişti.
Salona dönmek üzere odadan çıkan Haru Akina'nın öylece Hiroshi'yi izlediğini görünce tebessüm ettikten sonra rahatsız etmeyip odasına geri döndü.
Kapana kısıldıkları dairede şuan güvende görünselerde sokaktaki enfektelerin sayısı git gide artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)
Ciencia FicciónOrtaya çıkan ve önüne geçilemeyen bir virüs sebebi ile Ordunun terk ettiği, giriş ve çıkışların kapatıldığı ve karantina altına alınan bir şehirde hayatta kalmaya çalışan insanların hikeyesi. Corona'yı yenen dünya, kendisini etkisi altına alan bu vi...