TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)

MÜCADELE

Binanın dışına çıkan Hiroshi arabalardan birinin yanına sinip sokakta bulunan enfekteleri gözetmeleye başladı. Ona yakın enfekte vardı, her biri birbirinden uzakta dolanıyordu bir başına. Sindiği arabanın diğer tarafında duran enfektenin uzaklaşmasını beklemeye başladı.

Akina ve Yui mutfakta yiyecek ve içecekleri toplarken Miyako'da temiz kıyafet ve işe yarıcayak birkaç malzemeyi bi araya topluyordu.

Arabanın diğer ucundaki enfektenin uzaklaşmasıyla zorlaya zorlaya arabanın kapısını açmayı başardı. Şöför koltuğuna geçip düz kontak yapmaya çalışırken onuda kısa sürede başardı. Sessiz bir şekilde arabadan geri inerken yukarı çıkıp kızlarıda alıp geri döndü ve arabaya binip uzaklaşmaya başladılar.

Sokak sokak ilerliyen Haru yeni bir köşeye döndü. Attığı adımda gücü daha da tükeniyordu, arabalardan yardım ala ala ilerlemeye devam ederken daha fazla takati kalmayınca bir anda yere yığıldı. Arkasından sokağa girenler ise sabahtan beri peşinde olan enfektelerdi.

Çatıda bekleyişlerini sürdüren dört asker duydukları iniltilerle oturduğu yerden kalkıp aşağıya baktıklarında geri çekildi. Telsizle bahsedilen ve merkeze doğru ilerlemeye devam eden sürü ciddi anlamda aşağıdaydı. İğne atsan yere düşmez lafı tam burda kullanılmalı veya bulunmalıydı.
-Bune lan ?
-Buraya girerlerse öldük.
-Binlercesi var baksanıza.
Devamına bakan askerler arkadan gelenleride görünce kendilerini oturdukları yere geri attı.

Büyük bir binanın içinden çıkan erpa maskeli biri belirdi şehir merkezinde. İki elinde tuttuğu kocaman ve keskin bıçakları iyice kavrarken kendisini fark eden iki enfekteyi birkaç saniyede yere serdi ve yoluna devam etti.

Dikkatli bir şekilde yola odaklanan Hiroshi
-Nereye gidiyoruz şimdi ? diye sordu.
-Nereye gitmemiz gerekirki ?
-Ryogoku ?
-Ne !
-Tapınaklar kolay ve tahmin edilebilir ama Ryogoku o kadar da aklına gelmez insanın. Dışarıyada tamamen kapalı hem.
-Çok iyi fikir diyen Yui ilk kabul eden olurken
-Boş mudur ki ? dedi Akina.
-Öğrenicez artık diyen Hiroshi rotasyonun Ryogoku olduğunu onayladı.

Havanın kararmaya başladığı dakikalarda varmışlardı Ryogoku'ya. Hiroshi'nin arabayı durdurmasıyla bir bir arabadan indi hepsi.
-Fazla sessiz değilmi ? diye sordu Yui.
Üçüde anlamsız bir şekilde haklı diyip etrafa bakınırken Hiroshi'nin ilerleyelim demesiyle arkasından onu takip etti. Yui ve Miyako korkak adımlarla yürürken Akina ise Haru için dualar ediyordu.

Kocaman basamakları bir bir çıkıyolardı. Eli belimde yürüyen Hiroshi'in tabancasında yanlızca bikaç mermi vardı. Etrafa attıkları anlamsız bakışların arasında girişin olduğu yere çıktılar.
-İçerisinin temiz olup olmadığını bilmiyoruz, risk almaya değer mi sizce ?
Etrafa bakınan Akina biraz ileride gördüğü cam şişeyi eline alıp yere fırlattı. Kırılan camın sesi bulundukları yerde yankılanırken Akina'ya ne yapıyorsun dercesine bakıyordu üçüde. Tabancasını eline alan Hiroshi eli tetikte bekliyordu fakat korktukları gibi olmadı. Tek bir ses bile yoktu etrafta.

Gülerek
-Sanırım temiz dedi.
-Oyalanmıyalım hadi.
Hiroshi'nin önderliğinde açık olan kapıran içeri girdiler. Kapının açık olması rahatlarını bozarken Miyako'nun
-Burası her zaman açık demesi rahatlarıni yeniden rahatlamarına neden oldu. Farklı farklı kapıların olduğu uzun koridorda adım adım ilerliyolardı.
-Burası iyi olur diyen Miyako açtığı kapıyla birlikte içeri girerken peşinden giren üçlü oldukça şaşırdı. Sumo, kick bocks gibi farklı dövüş müsabakaların veya faliyet etkinliklerinin yapıldığı televizyondan izledikleri yer canlı olarak oldukça güzel görünüyordu. Miyako için geçerli değildi bu tabi zira defalarca kez gelmişti buraya.
-Görünenden daha da büyükmüş.
-Her türlü oldukça görkemli görünüyo.
Tribünlerde bulunan boş koltuklarla ortada bulunan koca ring arasında gisip geliyolardı.
-Ben eşyaları getiriyim diyen Hiroshi bulundukları yerden çıkarken Miyako'da peşinden gitti.

Eşyaların içeri taşınmasıyla birlikte dışarıda ki kocaman giriş kapısınıda kapatmalarıyla dış dünyadan bağımsızlardı artık.