Sabahın ilk ışıklarında kalkan Haru odaları ve salonu tek tek kontrol edip herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra sessiz bir şekilde evden dışarı çıktı.
Evdekiler yarım saat sonra kalkmaya başladı anca, gözlerini ilk açan Akina oldu. Lavaboya doğru yürürken Hiroshi'nin de orantılı olarak odasından çıkmasıyla karşılaşırken tebessümlü bir günaydınlaşmanın ardından lavaboya girdi Akina. Salona geçen Hiroshi uyumaya devam eden Yui'ye bakarken Akina'ın yanına gelmesiyle odağını değiştirdi.
-Kahvaltı hazırlıyalım mı ?
-Olurr.
Birlikte mutfağa girişirlerken flörtleşe flörtleşe bişeyler hazırlamaya başladılar. Hazırladıkları şeyleri servis ederken sırayla Yui ve Miyako'da uyanıp yanlarına geldi. Aralarının düzeldiğini gören Yui tebessüm ederken
-Haru nerde ? diye sordu Akina.
-Eeee Haru nerde ?
-Uyuyo olmalı.
-Gidip uyandırıyım.
-Dur sen Yui, ben uyandırırım diyen Akina yanlarından ayrılirken onlarda masadaki yerlerini aldı. Kapıya tıkladıktan sonra içeri giren Akina boş bir odayla karşılaştı, nerde bu diyip tek tek diğer odalara ve lavaboyada bakıp geri dönerken telaşlı bir şekilde
-Haru yok dedi.
-Ne !!!
-Nasıl yok ?
-Bildiğin yok, her yere baktım.
-Nereye gider ki ?
-Bilmiyorum.
-Onda bişeyler olduğu belliydi diyen Hiroshi sinirleri bozulmuş bir halde ayağa kalkarken anlamsız bakışlarla etrafa bakınan Miyako telsizin altında duran kağıdı görünce kalkıp salona geçti. Telsizi kaldırıp altındaki kağıdı alırken diğerlerinin bakışları arasında okumaya başladı.
-İhtiyacınız olan şeyin sadece yemek ve su olduğunu düşünüyosuz fakat yanılıyorsunuz, kendinizi tehlikeye atmayın. Arkamdan gelmeyede kalkmayın.
-Bu ne demek şimdi ?
-Onu bulmamız lazım diyen Akina kapıya yönelirken karşısına geçen Hiroshi durdurdu.
-Nereye gittiğini sanıyosun ?
-Saçmalama onu bulmamız lazım.
-Hayır Akina bi yere gitmiyosun.
-Hiroshi haklı nerede bulucaksın hem.
-Yapma Yui, öylece bırakıyım mi ?
-Karamsar olmak istemiyorum ama ölmüş bile olabilir.
-Ne diyosun Miyako sen, ne ölmesi.
-Miyako haklı Akina ister kız ister öfkelen fakat başına bişey gelmiş olabilir. Hayattaysa dönücektir zaten.
-Hadi geçip biseyler yiyelim diyen Hiroshi elini Akina'nın beline atarken Yui'nin hadi ne olur dercesine bakmasıyla çaresizce kabul edip Hiroshi ile mutfağa girdi.Çatıya sandıklarla silah çıkaran Nori git gide psikopat bir kadına dönüşürken yere sabitlediği ve namlusuna susturucu taktığı keskin nişancı tüfeğiyle gördüğü dönüşmüşleri vurmaya çalışıyordu. Yaptığı pratiklerle iyice işi kavrıyordu da.
Şehir avcılarınin terk ettiği iki M117 Guardian tipi araç öylece dururken geceden fark eden maskeli bi grup adam erketede bekliyordu. Yoldaki enfektelere bakarken soldan çıkan iki adamı ellerindeki kafesleri yola bırakıp koşarak yanlarına dönerken kafesteki kuşların çırpınmaya başlaması enfektelerin dikkatini çekmeyi başarırken iyice kafeslere yönelmesiyle koşarak bekledikleri yerden çıkan maskeli adamlar koşarak araçları alıp uzaklaşmaya başladı.
Yota ve Taimu, benzinliğin üzerinde mahsur kalan iki askerin ismiydi. Gece boyunca yere serdikleri tulumların içinde rahat bir şekilde uyusalarda sabah kalktıklarında dikkatlerini benzinliğin etrafında sayıları ciddi şekilde artan enfekteler çekti. Ortaya doğru geldikten sonra çöktüler olduğu yere.
-Sıkıştık iyice burda, ne yapıcaz peki ?
-Bilmiyorum Yota bilmiyorum.
-Sağ kalan var mıdır sence ?
-Nasıl aklımıza gelmedi lan bu bizim diyen Taimu koşarak çantasının kenarında asılı olan telsizini alıp anons yapmaya başladı.
-Şehir Avcıları sesimi duyan var mı ? Taimu ben ses verin acil. Sesimi duyan var mı ? Arka arkaya yaptığı çağrılara bi cevap alamamaları ikisininde moralini bozarken sinirli bir şekilde telsizini yere fırlatan Taimu
-Kimse mi kurtulamadı diye bağırdı.
-Ne kadar cephanemiz var ?
-Geriye kalan kimse yok diyorum Yota ne cephanesi.
-Yapabilicek bişeyimiz mi var onlar için.
-Lanet olsun.
-Devam etmeliyiz.
-Ne devam etmesi Yota, ekip gitti ekip iki kişi iki tüfek iki tabanca ile ne yapabilicez.
-Araçlar Taimu, içi cephane ve erzak dolu. Onlara ulaşabilirsek bi sorun kalmaz.
-Enfekteleri ne yapmayı planlıyosun ?
-Dikkatlerini çekicek bişey bulmalıyız.Her biri bir köşede otururken evin içinde dört dönüyordu Akina. Eli çenesinde endişeli bir şekilde düşünüyordu. Samimi bir ilişki kurduğu birini kaybetme düşüncesi aklını yiyip bitiriyordu adeta. Hiroshi oturduğu yerden gözünü bir saniye bile ayırmadan Akina'yı izliyordu. Yanına gelmek üzere doğrulucaktı ki Yui ondan önce davranıp kalkıp yanına gitti. Yui'nin yanına gelmesiyle kendini daha fazla tutamıyan Akina ağlamaklı bir şekilde sarıldı.
-Duramıyorum Yui, aklımı yiyor adeta boş boş durmak.
-Seni anlıyorum, çok iyi anlıyorum hemde ama yapabileceğimiz bişey yok.
-Dışarıda onlarca enfekte varken hayatta kalmayı nasıl başarıcak.
-Kalıcak ben inanıyorum, sende inan.Sonunda ortaya çıktı Haru, geride bıraktığı enfekte cesetletlerinin ardından görev yaptığı karakola doğru yürüyordu. Kocaman avlusu terk edilmiş haldeydi, park halinde başı boş duran arabaların çoğu kurşun izleriyle doluyken bahçe olabildiğince cesetle doluydu. Birkaç dakika uzaktan gözetliyen Haru avluya girip karakola doğru yürürken içeri giriceği sırada dışarı çıkan eli silahlı, kar maskeli adam silahını çıkarmasına bile izin vermeden iki el ard arda ateş etti. Omzuna ve karnına yediği kurşunla önce sendeliyen Haru sonrasında sırt üstü yere yığılırken biraz öteye düşen tabancasına baktı çaresizce. Kanlar içerisinde öylece yatarken umutsuzca tabancasına ulaşmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)
Science FictionOrtaya çıkan ve önüne geçilemeyen bir virüs sebebi ile Ordunun terk ettiği, giriş ve çıkışların kapatıldığı ve karantina altına alınan bir şehirde hayatta kalmaya çalışan insanların hikeyesi. Corona'yı yenen dünya, kendisini etkisi altına alan bu vi...