BASKIN

25 6 38
                                    

Yeni bir günün sabahına uyanıyolardı, yemekhanede güzel bir kahvaltı hazırlanıyordu kendileri için. Ringde oturan Haru elindeki bıçakla oynarken Nori'nin arenaya girmesiyle bıçağı kılıfına koyup ringen inerken karşısına dikildi. Ne oldu dercesine Haru'ya bakan Nori birşey söylemesini beklerken
-Söylemek zorunda değildin demesiyle
-Neyi ? dedi.
-Vurulduğumu, ağlıyordu ben havuza girdiğimde.
-Söylediğim şey doğruydu ama değil miydi ?
-Söylemek zorunda değildin, bilmek zorunda değildi onlar.
-Pardon ama fazla saçmalıyosun şuan onları korumak için silah aramaya çıkıyosun, vuruluyosun onlar seni aramadan şehir terk ediyo ve ben olanları söylediğim için suçlu muamelesi yapıyosun.
-Peşimden gelmeleri onları sadece riske sokucaktı.
-Sende silah aramaya çıkmasaydın o zaman oda senin için riskli değil miydi ?

Haru'un kendisine bulunduğu muamele gözlerini doldursada belli etmeden olabildiğince dik duruyordu karşısında.
-Ben o riski kendim göze almıştım, bunu onlara bağlıyamazsın.
-Sana daha fazla birşey demiyorum diyen Nori yanından ayrılıp gözyaşlarını siliyordu ki duydukları sesle birbirlerine baktılar. Havuzda duran Akina ve Hiroshi'de koridora koşarken canlı canlı kapının zorlanışını izliyolardı. Miyako'da kendini koridora atıp diğerlerine bakarken daha fazla dayanamıyacağı anlayıp Haru'nun -Saklanın demesiyle koşuşturmaya başladılar. Etrafa bakınan Haru Nori'nin elini tutarak arkasından koştururken ringin altına girmesine yardım edip peşinden kendiside girdi. Bozulan ve ringin altını çevreliyen örtüyü düzeltikten sonra sessizce beklemeye başladılar. Koşarak mutfağa giren Miyako Yui'ye saklanmasını söyledikten sonra spor salonuna koşarken arkada bulunan dolaplardan birinin iki taraflı alt rafına saklandı.

Daha fazla dayanamıyan kapı sonuna kadar açılırken arkasına dayatılan şeyler yere yığılıyordu. Siyah ceketlinin önderliğinde içeri giren adamlar etrafa dağılmaya başladı. Areneya giren adamların ayak sesini duyan Haru ve Nori tabancalarını doğrultmuş halde bekliyordu. İçeride bulunan dört adam her yere tek tek bakarken ringin üzerinde duran eşyaları görünce ringe çıktı. Eşyaları kontrol ederken siyah ceketliye telsizden anons geçti, bir dakika bile olmadan arenaya giriş yapan siyah ceketli eşyaları görünce birinin veya birilerinin burda olduğundan artık emin gibiydi. Ringe çıkıp eşyaları inceledikten sonra
-İşe yarıyanları alin diyip ringden inerken yeniden koridora çıktı.

Havuzun olduğu yere giren havuzun dibine kadar gelip her yere baksada Akina ve Hiroshi yanlızca bir adım önünde suyun dibindeydi. Koşarak geri çıkmasıyla daha fazla nefeslerini tutamayıp kafalarını sudan çıkarsalarda geri suya daldılar hemin. Temizlik odasına ve kileride didik didik eden adamlar kimseye rastlamazken buldukları eşyaları alıp dışarıya taşıyordu. İki büklüm girdiği rafta git gide nesef alamıyan Miyako iyice bunalırken duyduğu seslerce daha da panik oldu. Açılan kapıyla birlikte içeri giren iki adam etrafa bakınıyordu. Attıkları her bir adımda korkusu daha da artıyordu. Saklandığı dolap adamlardan birinin dikkatini çekmişti, git gide dolaba yaklaşan adam telsizden yükselen
-Birini bulduk anonsu ile koşarak spor salonundan çıktı. Derin bir nefes alan Miyako birinin yakalandığını duysada ne yapıcam diye düşünüyordu.

Yakalanan Yui'ydi. Kollarından tutan iki adam sürüklüye sürüklüye götürüyordu adeta. Ağlıya ağlıya adamlara yalvarırken siyah ceketlinin önünde yere fırlatıldı, başını kaldırıp siyah ceketliye baktı. Sert ve gaddarca bakıyordu siyah ceketli, korkusu iki katına çıkmıştı Yui'in
-Başka birisi var mı ? diye sormasıyla
-Ne olur beni bırakırım yalvarırım dedi.

Siyah ceketlinin sorusunu daha yüksek bir ses tonuyla söylemesiyle olduğu yerde titresede Akina'ları satamazdı. Çıkıp bişeyler yapmalarını da bekliyordu ama adamlar fazlasıyla kalabalıktı. Gerçekten de yolun sonuna gelmişlerdi sanırım
-Ringde birden fazla insana ait eşya vardı, tek olamazsın burda.
-Arkadaşlarım vardı, ama hepsi öldü.
 
Rolünü cidden oynuyan Yui siyah ceketliyi kendine inandırmayı başarsada tabancasını doğrultan siyah ceketli bir saniye bile düşünmeden ateş etti. Başından yediği kurşunla kanlar içinde yere yığıldı Nori, sudan çıkmak istiyen Akina'nın ağzını kapatan Hiroshi sarılıp engellerken ringin altında da durum pek farklı değildi.

Adamlarını topluyan siyah ceketli buldukları eşyalarla birlikte dışarı çıkarken araçlara binip uzaklaşmaya başladılar. Yüzbaşı ve astsubayın kendilerini izlediklerinden habersiz bir şekilde. Araçların gidişini izliyen yüzbaşı ve astsubay girdikleri yüksek katlı binada Ryagoku'ya pekte yakın değillerdi. Dürbünlerini indirdikten sonra bir şeyden emindiler artık, maskenleri burası değildi.

Araç seslerinin uzaklasmasıyla Hiroshi'yi iten Akina sudan çıktığı gibi koridora koşarken peşinden koştu Hiroshi'de. Üç taraftan hepsi aynı anda koridora atmıştı kendini, bir saat bile sürmeden kabusu yaşamışlardı. Yerde yatan cansız bedene bakarken koşarak dibine çöken Akina şiddetli bir şekilde ağlarken
-Hiroshi diyen Haru koşarak dışarı çıkarken peşinden gitti Hiroshi. Nori ve Miyako'da Akina'ya destek olmak için yanına eğilmişlerdi. Yui'nin başını dizlerine yatıran Akina kendini kaybetmişti. Arabaya binmelerinin ardından gaza yüklendi Haru. Son sürat Ryagoku'nun bulunduğu yerden uzaklaşırken yolda giden adamlara dair bir iz arıyolardı. Etrafta tek bir iz bile yokken biraz ileride vücudunun yarısı parçalanmış olan enfekteyi gören Haru daha da süratlendi.
-Burdan gittiklerine emin misin ? diye soran Hiroshi'de dolan gözlerle yola bakıyordu.
-Eminim, silahın var dimi ?
Tabancasını çıkaran Hiroshi mermiyi ağzına verirken
-Hazırım dedi.

Arka arkaya giden araçlar ortaya çıkarken yavaşladı Haru.
-Niye yavaşladın bassana gaza
-Kendimi belli etmeden bulucaz yerlerini, sakin ol..
-Yui'yi öldürdüler ya ne sakini.
-İki kişiyiz aklını kullan elimizde iki tabanca var.
-Niye takıldık peşlerine o zaman.
-Yerlerini öğrenmek için.

Gözlerini bile kırpmıyordu Akina, ruh gibiydi. Sadece Yui'nin cansız bedenine bakıyor, saçlarını okşuyordu. Morarmış gözleriyle uyuşturucu içicisi gibi duruyordu. Daha fazla dayanamiyan Miyako'da bi kenara çekilip olanların etkisiyle ağlarken sağlam durabilen sadece Nori'ydi. Dolaptan aldığı otomatik tüfekle dışarıya çıkıp etrafı kolaçan ettikten sonra kapıları kapattı.
 
Hava git gide kararırken saatler geçmişti, arabayı durdurdu Haru. Sessizce arabadan inip kendilerini gizledikten sonra elleri tetikte arabaların birkaç yüz metre ileride fabrikaya giriş yaptığını gördüler. Avluda ki kalabalık ışıklandırmalar sayesinde oldukça net görünürken şaşkınlıktan birbirlerine baktılar.
-Çok kalabalıklar.
-Yaptıklarını ödiyecekler diyen Haru kararlı bir şekilde fabrikaya bakarken Hiroshi'nin düşünceleride ondan pek farklı değildi.

TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin