TOKYO'DA SALGIN (TAMAMLANDI)

TEHLİKELİ SULAR

Yota ve Taimu'da tıpkı diğer avcılar gibi burdan çıkmayı kafaya koymuştu. Kendilerini bekliyen enfektelerin çoğu dağılırken herşey topladıktan sonra merdicenden inmeye başladılar.
-Taimu şurda.
Merdivenin yanlarına tutunarak kayan Taimu indiği gibi tüfeğini doğrultup kendisine dönen iki enfekteyi vurdu. Yota'nın da inmesiyle koşarak uzaklaşmaya başladılar.

Yüzbaşı ve astsubay araçları arıyordu hala, üç günlük arayışlarında en ufak bir gelişme kaydedememişlerdi. Tek tek enfektelerin olduğu sokakta yan yana yürüyolardı. Sokağın sonuna geldiklerinde dikkat kesilen astsubay Yüzbaşı'yı yandaki kumlu alana iterken
-Dikkat edin dedi.
Saklandıkları yerden astsubayın gösterdiği yere baktı ikiside. Eski bir hırdavat dükkanı vardı baktıkları yerde fakat dışarıda eli silahlı dört adam vardı.
-Bunlarda kim ? dedi astsubay.
-Yağmacı çetelerden biri olmalı.
-Bizim araçlarla ilgileri olabilir mi ?
-Olası.
-Nabıyoruz komutanım ?
-Aksiyona gerek yok demeleriyle ikisinde başına doğrultulan tabancalar aksiyonu ayaklarına getirmişti bile. Birbirlerine bakıyolardı ki yüzbaşının kafasını sallamasıyla seri bir şekilde dönüp adamları etkisiz hala getirdiler. Cansız bedenleri yere indirirken fark edilince üzerlerine açılan ateşle koşarak uzaklaşmaya başladılar. Bekledikleri alandan çıkan adamlarda peşlerindeydi. İçeriden çıkan beş kişi daha da koşuşturdu arkalarından. Diplerinde patlıyan mermilerden koşarak kaçmaya çalışıyorken binaların kalabalıklaştığı sokaklardan birine girip izlerini kaybettirdiler. Saklandıkları yerde kendilerini arıyan adamları gözetliyordu ikiside. Prefabrik bir evin bulunduğu bahçeye saklanan astsubay tüfeğini duvar dibine koyarken bıçağını çıkardı. Saklandığı bahçeye doğru gelen adamı görünce prefabrik yapının arkasına geçerken bahçeye giren adam etrafa bakınıyordu ki tüfeği fark etti. Adım adım yaklaşırken tam elini uzatıcaktı ki saklandığı yerden çıkan astsubay adamın boğazını kesti. Kanlar içinde kalan cesedi sürüklüyerek prefabrik yapının arkasına attıktan sonra tüfeğini alıp devam etti. Üç katlı havuzlu bir binanın bahçesinde havuzum dibine saklanmıştı yüzbaşıda bahçeye giren üç farklı ses duyuyordu. Git gide yaklaşan ayak seslerine kulak asarken bir elinde tabancası diğer elindeyse bıçağını sıkıca tutuyordu. Suyun içine bakmak için kafasını uzatan adam beynine yediği kurşunla yere yığılırken diğerinide aynı şekilde vurdu yüzbaşı. Kalan son adam silahina bile davranamadan boğazına saplanan bıçakla kanlar içinde yere yığıldı. Sapladığı bıçağı geri çıkaran yüzbaşı adamın üzerinde temizledikten sonra kılıfına taktı. Duvar dibindeki tüfeğini aldıktan sonra koşarak uzaklaştı.
-Kaldı yedi diyen astsubay sindiği duvar dibinde ilerlerken bir yan binanın avlusuna atladı. Arkadaşlarının cesedini bulan adamlar daha da öfkelenirken gördükleri en ufak yere bile bakıyordu.
-Aldığı nefesleri kontrol eden astsubay avluya giriş yapılan kapıya yaklaşırken içeri giren adamlardan birinin silahını yere düşürüp boynundan yakalarken saniyeler içinde ikisinin kafasına sıkarken rehin aldığınıda bundan merhum etmeyip sıktı kafasına.

Çift dairelerin arasinda bulunan beton yapının dışındaydı yüzbaşı. Sindiği yerden avluya giren adamları izliyordu. Binanın içerisine giricekleri anda atladığı gibi bıçağını birinin sırtına saplarken dönen ikilinin üzerine itip yere düşürürken seri bir şekilde çıkardığı bıçağı arkadan gelen adama fırlatıp düşürürken tabancasıylada yere düşen adamların kafasına sıktı.

Bütün adamların öldüğünden emin olduktan sonra ikiside bulundukları avludan çıkarken yan yana gelip ilerlemeye devam etti.

Hava kararmaya başlıyordu, kendini şehir merkezinin tam da ortasında buldu Yota ve Taimu. Araçlara geri dönme umuduyla ilerliyolardı öylece. Karşılarına çıkan tüm enfekteleri öldürürken yağma yapan kadınıda vurmuşlardı. Cadde üzerlerindeki ilerleyişlerini sürdürürken karşılarından geçen sürüyü görünce geri dönmek istediler ama arka tarafta boş değildi. Dikkatlerini çekmeyi başarmaları gerilimi tavan yaptı tabi. Etrafa ara sokak var mı diye bakarlarken ortada öylece kalmışlardı. Yan devrilmiş çöp konteynırı gözüne çarptı Yota'nın koşarak onu doğrulturken içine girip kapağını kapatırken Taimu'da araçlardan birinin altın girerken yolda yatan cesedi dibine çekip bir nevi kamofile etti kendisini. İki taraftan gelen sürü birleşip ilerlerken gördüğü yüzlerce ayağın gölgesi altında kıpırdamadan arabanın altında uzanmaya devam etti.

Yui dışında üçüde ringde kendine yaptığı yerde uzanıyordu. Akina'yı izliyen Hiroshi konuşmak istesede yapabilicek cesareti yoktu şuanlık. Sırtı dönük şekilde uzanan Akina kendisini izlediğinden habersiz bir şekilde üzgünce duruyordu ki Yui'nin attığı çığlıklarla ayağa kalkarken koşarak ringden çıkan Akina Hiroshi'nin
-Akina bekle diye bağırmalarina kulak asmadan arenadan çıkarken Hiroshi ve Miyako'da koşarak peşinden gitti.
-Yuiii nerdesin ?
-Yardım edinnn !!!
Banyolarin olduğu yerden geliyordu Yui'nin sesi. Bodoslama içeriye dalan Akina Yui'nin üzerinde temizlik kiyafetleri olan enfekteyle boğuştuğunu görünce sırtından tuttuğu enfektenin kafasını ard arda duvara vururken parçalıyordu adeta. Hiroshi ve Miyako'da içeri girip Yui'ye bakarken enfekteyi birkaç kez daha duvara vuran Akina sonrasında yere bıraktı. Heryer kan içinde, parçalanan et parçalarıyla doluydu. Yui'nin korkudan elleri titriyordu, kendine çekip sıkıca sarılan Akina saçlarını okşarken şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı Yui.
-Beni, beni öldürücekti.
-Geçti, geçti Yui.
Enfektenin cesedini banyoda bulunan ve arka tarafa çıkan kapıdan dışarı çıkardı Hiroshi. Yükseltinin ucuna kadar sürüklerken hiç düşünmeden aşağıya attı.

Yui'yi ringe getirdikten sonra yerine yatırırlarken Miyako'nun yerine çekilmesiyle başucuna çöktü Akina. Saçlarını okşamaya devam ederken Hiroshi'de arenaya girdi, yanların gitmek istiyordu ama rahatsız etmek istemeyip yerine geçti.

Gece yarısına kadar Yui'in yanından biran olsun ayrılmadı Akina. İyice uyuduğundan emin olduktan sonra sessizce yanından kalkıp ringden inerken arenadan çıktı. Sessiz ve ağır adımlarla koridorda yürüyorken o enfektenin nerden çıktığını düşünmeye başladı. Her yeri kontrol etmişlerdi ama yanlış giden bişeyler var gibiydi. Banyoya girdi sessizce, her yeri tek tek yeniden kontrol ederken çektiği perdeyle merdivenlerle karşılaştı. Bu Hiroshi'nin cesedi dışarı çıkardığı merdivenlerdi fakat Akina'ın bundan haberi yoktu tabi. Temkinli adımlarla aşağıya inerken kendisini karşılıyan kapıyı açıp girerke kendisini dışarıda buldu. Ryogoku'nun ana binasının hemen dışında, her yeri kapattıklarını düşünüyordu fakat burası açıktı. Günlerdir içeride olmanın verdiği bunaltıyla yürümeye başladı. Önünde bulunan yüksekliği son anda fark ederken ucuna oturup ayaklarını aşağıya sallandırdı. Yanlız başına oturuyor olması duyduğu özlemleri gün yüzüne çıkarmıştı. Bir haftalık geçen bu süreçte başından geçen herşeyi bir bir yeniden hatırladı, ailesi, Haru'nun ortadan kaybolması, Hiroshi'nin yalan söylemesi ve bugün Yui'nin başına gelen şeyler. Eğer yetişemeseydim ne olur du diye düşünmek bile istemiyordu. İyi olduğunu kendine hatırlatıp rahatlatmaya çalışıyordu. Gözleri doldu birkaç saniye içinde ve bir bir akmaya başladı. Birkaç dakika öylece orda otururken gözyaşlarını silip ayağa kalktı ve içeriye girdi. Banyoyu biraz ararken bulduğu anahtarlarla kapıyı kilitledi. Koridora çıkıp uyumak adına ringe dönerken havuzun önunden geçtiği sırada vazgeçti. Kapıyı açıp içeri girerken havuzun dibine kadar gelip mermere otururken ayaklarını suya sokup sallamaya başladı.

Bir o yana bi bu yana dönüp duran Hiroshi bir türlü uyuyamazken kaçan uykusuyla birlikte doğruldu. Kendine gelmeye çalışırken Akina'nın ringde olmadığını fark edince hızlı adımlarla ringden inip arenadan çıktı. Koridorda etrafa baka baka koşar adımlarla yürürken havuz kapısının açık olduğunu görünce içeri daldı. Akina'ın havuz başında oturduğunu görünce rahatlarken birden suya bırakmasıyla koşarak suya atladı. Suyun içinde belinden kavrayıp yüzeye çıkarırken kollarından kendini kurtaran Akina sudan çıkıp hiçbirşey demeden bulundukları yerden ayrılınca kendini dışarı atan Hiroshi sırt üstu yere uzanıp öylece tavanı izledi.